lütfen oy verin ve kelime sayısı 1171
Hiçbiri 19 gündür eve gitmemişti ilk vakitler kendi ofislerinde kıyıda köşede 2 saatlik sürelerle uyumuşlardı ve iksirlerle ayakta durmaya çalışmışlardı ama altıncı günden sonra çalışanları bir tane ofisi boşaltıp yataklar koymuşlardı. Buna rağmen Pansy ve Hermione gayet enerjiklerdi çünkü öbürlerine kıyasla daha çok uykusuzluk iksiri almışlardı.
Eve dönecekleri vakit güneş çıkmış ve Harry Potter'ı da evine yollamışlardı. Sabah yediydi ve Hermione aşırı stresten dolayı resmen 3 litre ter döküyordu. Önüne baktığında eve gelmiş olduklarını gördü sürücü koltuğunda oturan Pansy'e döndü.
"Bizimkileri bırakalım, beraber bir yere uğrayalım."
Pansy kafasıyla onayladığında ,Hermione arkada uyuya kalmış amcası ve diğerlerine baktı. Draco'nun kafası Regulus'un omzuna düşmüş, Ron'un ayakları Draco'nun kucağındaydı. Hermione sırıtarak önüne döndüğünde Pansy onu inceliyordu.
"Sorun yok değil mi?"
"Yok. Sadece eczaneye uğrayacağız."
"Mia, biz büyücüyüz. Eğer hastaysan seni iyileştirebiliriz."
"Yok, hasta değilim. Sadece gidelim."
Pansy kornaya bastığında arkadaki üçlü yerinden fırlamıştı.
"Siz üçünüz eve gidiyorsunuz. Biz biraz alışveriş yapıp geleceğiz."
Üçü de kafasıyla onayladığında Hermione arkasını döndü.
"İyi geceler öpücüğü bekliyorum."
Önce Regulus sonra Draco en sonda Ron kızım yanağına öpücük kondurup yarı uyanık bi şekilde eve girdiler. Arkalarından kapıyı kapatmayı unuttukları için Hermione inip kapıyı kapattı.
"Ne olduğunu artık söyleyebilirsin bence."
"Tamam öncelikle arabayı şu kenara çek eczane burada."
Pansy frene basıp anahtarı çektiğinde kıza döndü.
Hermione içinde kendini kemirip söyleyip söylememesi gerektiğini düşünüyordu.
"Ben belki ama kesinlik yok."
"Mia uzatma, hemen söyle. Ortadan ikiye çatlayacağım."
"Ben belki hamile olabilirim."
Pansy'nin çığlığı Hermione'nin kulağının duyma işlevinin yarımını götürecek tarzdandı.
"Hermione daha 17 yaşındasın! Bu kadar salak olamazsın! Bir dakika! Babası kim bu veledin?"
Hermione, kendisi de bilmediği için kıza bakmaya cesaret edemedi o yüzden koltuğun derisine bakarak konuştu.
"İki seçenek var. Biri Draco öbürü ise..."
"Mia! Öbürü kim?"
"Blaise."
"Draco'nun ki ne zamandı? Blaise'in ne zamandı?"
"Draco'nun ki 20 veya 21 gün önce gibiydi. Blaise ise 2 ay önce falandı. Belki daha önce."
Pansy kızın geniş sweatinin karnından kaldırıp kızın karnının şişip şişmediğini kontrol etti.
Alnını kaşıyıp kıza döndü.
"Eğer hamileysen babası Draco. Karnın şişmemiş. Eğer Blaise'den olsa şişmiş olurdu. Tamam bu da geçecek sonuçta çok şey atlattık, bunu da atlatabiliriz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
walls could talk
Ficção Adolescente"Kız Weasley sana bir sır vereyim mi?" Kızıl saçlı kız hiç cevap vermedi ve dikkatini dağıtmak için yapıldığını düşündü. "Hermione Granger'ı tanıyorsundur, ah kim tanımaz ki. Ne kadar gururluyum anlatamam, onun gibi bir evlat sahibi olmak, her anne...