27

18 1 0
                                    

Deniz bıkmadan kıyıya dalgalarını vurur, bir kayalığa bu dalgalar çarpıyorsa zamanla iz bırakır. Kumsal ile denizin birleştiği hat boyunca o ince kumda bırakılanların az sonra gelen bir dalgayla yitip gitmesi gelir aklımıza, sonra eski sakinliğine dönemesi sahilin. Bu döngüyü izlemek güzel. Bütün şehri arkana alıp suya karışırsın. Rüzgarı bile farklı eser. Kollarınızı sanki rüzgarın hiçbir parçasını kaçırmak istemezmiş gibi iki yana açar, göğsünüzde dağılmasına izin verirsiniz. Gözlerinizi açtığınızda tanıdık bir tebessüm oluşur. Sevdiğiniz birine sarıldığınızda da olur ya aynısı. Sadece bir kıyı kenarı olmamakla birlikte bazılarımızın haytalık yıllarında acemice çekilmiş sigara dumanını en çok buralara savurmuşuzdur başıboş dolaşırken. Bir yer bu kadar anlam verebilir mi? Bu kadar benzer mi ruhlarımız. Bazen taşıyor, bazen susuyoruz. Bazen hırçın, bazen uysallaşıyoruz.
Dünya'ya olan inancı, hayatla olan hesaplaşmayı olumsuz yönde etkileyen durumlar var. En acı olanı suçluyu nerede aramanız, kime kızmanız gerektiğini bilemediğiniz haksızlıklardır. Birileri hakkı olan birşey yapmıştır,bir şeye başlamış bitirmiş ya da dönüştürmüştür. Ortasından, kenarından size değen ve bunlara istemsiz baktığınız durumda '' hayır'' demek istersiniz. Ama deme şansınız olmaz, hakkı olduğunu düşünenin davranışları geçerli. Tabi hakkınız olsa da bir bahşedebilseniz derdinizi, düğüm çözülecek. Askıda kalmış benliğinizi aşağıya çekip üzerinize giyinebileceksiniz. Hiç beklenmedik hatıralar acınızı arttırmak için uyanıyor. Göğsünüze bir tonluk bir kitle bırakılmış hissi sonra. Boynunuzdan geçen kanı hissedebiliyorsunuz. O kadar yol yürüdünüz, tünelin sonundaki ışığı bir türlü göremediniz. Bir aynanın karşısında yaşıyorsunuz susarak. Peki sormalar mı adama '' sen kendine hakkettiğin değeri vermezsen, hakkını kim verir sana? ''

KENDİNLE KONUŞMA SANATI♣️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin