41

12 1 0
                                    

Bir anıya, olaya, insana, tartışmaya, kelimeye takılıp kalıyorsun. Hayat tüm hızıyla devam ederken arka planda sürekli enerjini emen bu şey çoğunlukla gereksiz yere açık duran programlar gibi esas yapmak istediğin şeyi yavaşlatmaktan başka işe yaramıyor. İhtimaller dahilinde olmayan bir ihtimali gökyüzüne sığdırmaya çalışmak seninki. Derinlere gizlenmiş tuhaf bir mavi sevgisi bu. Bulutların ardına saklanmış tomurcuk bir bakıma. Her tekrar bir öncekinden daha anlamsız olabilir mi? Sorun da bu ya... 

Anlamsız olmaz tekrarlar, aksine daha bir anlam kazanır beyninde. Birilerinin oyuncağı olmuşsundur da haberin yoktur. Şehir sallamaz insanı, içten içe güler sadece ''sen gel sen, ben sana daha ne yollar sunacağım bak gör'' der. Bir gün bir an, bir his ittirir. Döngünün içinden bir kontrolü ele alma arzusu. İnsanoğlu kendini kandırmayı pek sever. Her şey istediği gibi çünkü o zaman. Takılı kaldığı yeri iyi bilmeli insan. Gidenin içinde kalır, kalanınsa içi gider. Mecburiyet değil ama yaptığın eylem hangisi olursa olsun dönüm noktası oluşturulabilecek bir karadır. Evinden ailenden, yürüdüğün sokaklardan fersahlarca uzağa gitmek ya da yaşanabilecek tüm yeni anların hiç birine el sürmeden kalmak. 

Gitmiş olmanla başlayacağın yeni bir başlangıç ya da yeni bir hayat olmadığını bilerek gidersen belki daha az acır canın. Zira bir yanın hep bıraktığın yerde kalacaktır. Ama hala gitmek ya da kalmak... Kaçırmış olacağın şeyler her gün önünden geçtiğin maviliklere uzak kalmak ve bir de.. Neyse. Kulakta çalan tek bir şarkı susturabilir içinde konuşanı. Gitmek kalmaktan daha sahicidir, daha bir afilidir. Temiz bir gidişin açıklaması yoktur, sadece gidişi vardır. Gidişi terk etmek olarak algılayanlar aslında hep kalanlardır.!

KENDİNLE KONUŞMA SANATI♣️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin