A hope that in my heart

353 30 40
                                    

“Nefes al ve ver! Stres olma! Yapabiliriz!”

Sehun etraftaki insanları sakinleştirmeye çalışıyordu ama o daha çok stresleniyordu. Jongin hareketlerine gülerken Kyungsoo iç geçiriyordu.

Cidden katılmalı mıydı?

Kulise geçti ve sandalyelerden biri oturdu. Siwon herkesin giyindiğinden emin olmaya çalışırken Kyungsoo'yu görünce yanına gitti.

“Katılacağını biliyordum. Elinden gelenin yap. Fazlasını istemiyoruz, tamam mı?”

Başını hafifçe salladı. Aklını asıl karıştıran konu Jongin'in. Ona zarar verdiğini dün odaya gelince görmüştü. Özür dileyecekti ama... Dileyememişti işte.

“Taemin! Sıra sende!”

Makyajını kontrol edip arkadaşlarına gülümsedi ve sahneye gitti. Luhan arkadaşının sahnesini görmek için giderken Junmyeon'un başka bir yöne gittiğini gördü.

“Jun? Nereye gidiyorsun, Taemin'e destek olmamız gerek!”

“Aa... Şey, bir işim var. Halledip geleceğim.”

Luhan bu aralar garip davranan arkadaşına sonra hesap sormayı tercih ederek gitmişti. Junmyeon da ağır adımlarla Kyungsoo'ya yaklaştı.

“Iıı... Kyungsoo...”

Cılızca söylediğinde Kyungsoo yüzünü ona döndü. Normalde hiç konuşmadıkları için garibine gitmişti.

“Dedikoduyu yayan kişiyi biliyorum. Ve o kişi Jongin değil. Onu suçlama lütfen.”

Kyungsoo kalbinde bir sızı hissederken hemen dediğine inanmaması gerektiğini düşünerek diretti.

“Peki o değilse yapan kim?”

Junmyeon derin bir nefes aldı. İçinden ‘Üzgünüm Tao.’ diyerek anlattı.

“Yapan kişi Tao. Biliyorsun ki seninle hep bir yarış halindeydi. Revirde de senin dosyanı buldu. Ben fark edene kadar dosyadaki kağıtların resimlerini çekmiş.”

Kyungsoo duydukları ile pişmanlığı ikiye katlanmıştı. Jongin'e nedensiz yere çıkışmıştı. Ayağa bir çırpıda kalkıp eğildi.

“Teşekkürler Junmyeon.”

“Bir şey deği-...”

Cümlesini tamamlayana kadar gitmişti bile.

...

“Kyungsoo, sıra sende.”

Etraflarına baktıklarında Kyungsoo etrafta gözükmüyordu. Siwon endişe ile etrafına bakınırken yüzü bunun olmasını bekliyormuş gibi gözüküyordu.

“Onun yerine çıkabilecek biri var mı?”

Oradaki bir öğrenci Siwon'a çıkıştı.

“Yurttaki en iyi sese sahip kişi yok. Fazladan puan getirecek kişiydi o! Eğer o çıkmazsa, başka bir şey daha eklememiz gerekecek.”

Jongin öne çıktı.

“Ben yaparım!”

Ona merakla baktıklarında konuşmasını sürdürdü.

“Dans edebilirim!”

Siwon karşı çıkmaya hazırlanıyorken izin vermemişti.

“Gayet iyiyim. Eğer yaram açılırsa dururum.”

Herkes mahçup gözlerle ona bakıyorken kalbindeki umut ışığı ile sahne çıkmıştı bile.

Karanlık sahne, loş bir ışıkla aydınlatıldığında arkada çalan klasik müzik ile süzülmeye başladı.

Kyungsoo koşturarak geldiğinde Siwon şaşırarak ona baktı.

“Neredeydin sen?! Sırf sen yoksun diye Jongin'i sahneye çıkardık!”

Merakla sahneye doğru baktığında süzülen çocuğun değişen şarkı ile sert bir şekilde dans etmeye başladığını gördü.

“Yarası açılacak! Ne yaptığını sanıyor bu?!”

Siwon sahnenin köşesine doğru giderken Kyungsoo hareketsizdi. Sadece dans eden çocuğa odaklanabilmişti.

Şarkı değiştikçe dans şeklini değiştiren çocuk yaklaşık üç dakika boyunca sahnede kalmıştı. Ve aynı zamanda şarkı da söylemişti. Herkes alkış tufanı tutarken en başından beri yüzündeki acıyı görebilen Kyungsoo gözlerini ondan hiç ayırmamıştı.

Sahnenin arkasına kadar dik duruşuyla gelmiş olsa da vardığında yere yığılmaktan son dakika kurtulmuştu.

Çünkü Kyungsoo kolları arasında tutmuştu onu.

“Özür dilerim.”

Jongin kafasını kaldırdığında Kyungsoo gözlerinin dolmasını göstermemek için sarıldı.

“Dedikoduyu yayanın sen olmadığını öğrendim. Yaptıklarım için özür dilerim.”

Jongin boynuna yer edinmiş kafasını iyice gömdü ve ellerini sırtına kenetledi.

Onların fark etmediği bir şey vardı ki o da Sehun'un olanları görmüş olduğuydu.

...

“Hepiniz yarışmaya katıldığı için teşekkür ederiz. Ama her yarışmada olduğu gibi bir kazanan belirleyeceğiz.”

Bayan Park, Bay Kim'in elindeki zarfı aldı ve açtıktan sonra etrafa göz gezdirdi. Fazlasıyla heyecanlanan kalabalığı görünce sesini yükselterek konuştu.

“Kazanan ikinci yurt!”

Siwon gururla Bayan Park'ın uzattığı büyük kupayı aldı ve sallamaya başladı.

Karnındaki yaraya bağırdıktan sonra gelebilmişti Jongin. Sehun'un yanına gitti ve kazandıklarını öğrendiği an tüm yurt birlikte eğlenmeye başladılar.

Kyungsoo her ne kadar katılmak istemese de partiye gitmişti ama fazla sesli olduğu için vazgeçip içerideki içkilerden içmeye başladı.

Jongin de gözleri ile onu arıyordu. Birlikte eğlenmek istemişti.

İçeride onu giderken gördüğünde koşturdu. Merdivenlere doğru gidiyordu.

“Kyungsoo!”

Bayık bakışlarla ona döndüğünde Jongin ona doğru yaklaştı. Ki ayağı kaymasaydı.

Birden üstüne doğru atıldığında, gözlerini açtığı an dudaklarının birbirine değdiğini gördü.

Ve asıl sıkıntı şuydu ki, biri duvar kenarından onları fotoğraflarını çekmişti.

to the beautiful you dokai ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin