to the beautiful you dokai ✓

Rude Love

“Bu kırmızı elbiseye ne dersin? Hoş duruyor.”

Siwon elindeki kısa elbiseye bakarken Jongin ruhunu bırakır gibi bir yüz ifadesi takınıyordu.

Resmen kendisi için kadın kıyafetleri bakıyorlardı.

Kadın reyonundaki diğer kadınlar onlara garip bir şekilde bakıyorlardı ama Siwon'un gram umrunda gibi durmuyordu.

“Her ne istiyorsan al artık. Utançtan ölüyorum burada.”

“Hm? Her neyse.”

Kasaya doğru gittiklerinde Jongin rahatla iç geçirdi. Biraz daha burada kalsaydı etraftaki ağır kadın parfümü ve topuklu ayakkabı sesinden bayılacaktı.

Şehirdeki en pahalı mağazaya geldiklerinden dolayı etrafta çok abartı giyinen insan vardı ve gözlerinizi bir süreden sonra yoracak cinstendi.

Jongin, çabucak kurtulmak için dışarı çıkacakken gördüğü tanıdık yüzle etrafına bakınmaya başladı.

“Hyoyeon? Bu kadar acele etme.”

“Ama bu gün indirimin son günü! Yetişmem gerek!”

Hızlıca birkaç askılığın arkasına çömelerek saklandı. Neden onlarla denk gelmek zorunda kalmışlardı ki?

Hızlıca erkek tarafına giderek kabinlere yöneldi. Kadınların kısmına göre neredeyse hiç insan bulunmuyordu burada.

Gördüğü ilk kabine girdi ve kapısını kilitlemeye kalkacakken şoka girdi.

‘Kilit kısmını kim kırar ki?!’

Yan taraftaki kabine girmeye karar verdiğinde çok geçti. Sesleri çok yakından geliyordu.

“Alt tarafı aynı modelin farklı bedenini alacağız. Neden deneyeyim ki?”

Hyoyeon'un bıkkınca nefes verdiğini duydu Jongin. Kapıya yaklaşmadan ‘Kimse içeride değil.’ havası verirken gizlice dinlemek biraz zor oluyordu.

“Sırf bu yüzden değiştirmeye gelmedik mi zaten? Sen onu denerken ben kendime bir şeyler bakmaya gidiyorum tamam mı?”

Hafif topuklu sesleri gittikçe azaldığında Jongin, Kyungsoo'nun hangi kabine girdiğini çözmeye çalışıyordu.

Hafifçe kafasını eğmişken birden kapının baskısıyla geriledi.

“Argh!”

Kafasını ovmaya çalışırken bir süre önüne bakmadı. Tabi duyduğu sesle tüm acısı gitmişti.

“Jongin?”

“Uh...”

Kendisine garipseyerek bakan çocuğun gözlerinin içine bir süre baktı. Tabi ilk kaçıran Kyungsoo olmuştu.

“Kapını kilitlememişsin sanırım. Birden girdiğim için üzgünüm.”

Hiçbir şey olmamış gibi yaparak diğer kabine yöneldi Kyungsoo. Jongin ise bir süre sessizce onu izledi.

“Bu da neydi böyle?”

Temkinlice dışarı çıktı ve Siwon'u gözleriyle aradı. Birkaç kadınla ‘Bu ayakkabı ile bu elbise olmuş mu şimdi?’ kavgası yapıyordu.

Koluna girip çektirirken bıkkınlıkla nefes verdi Jongin. Çabucak gitmeyi diliyordu.

...

“Oh..! Kız halin de pek güzelmiş Jongin.”

Siwon mini elbiseli ve postişli, artık saçları beline kadardı, çocuğa baktı.

Jongin iç geçirirken helak olmuştu artık. Pes etti ve kendini koltuğa attı. Şu etkinlik bitene kadar bunlara alışsa iyi olacaktı.