6.Bölüm

308 24 0
                                    

Ömer amca hala komadaydı.  3 gün geçmişti, yorgunduk. Artık bir duşa ve temiz eşyalara ihtiyacım vardı. Tuva sandalyede uyukluyordu.

 Yanına yaklaştım ve yavaşsa omzuna dokunarak ‘’ Tuva hadi uyan. ‘’ dedim. 

Fakat o beni hiçte duymuyordu, uyukluyordu demiştim değil mi?  pardon Tuva çok derin bir uykuda olmalıydı. Daha sert şekilde dürtükledim ama uyanmıyordu. Başka çarem yok. Yattığım yatağın yanındaki konsoldan suyu aldım ve Tuva’yı ıslattım. Öyle bir uyanmıştı ki. Sanki engin bir denizde boğuluyordu da son anda kurtulmuş gibi. Surat ifadesi komikti ve ben kendimi tutamadım. Gülmeye başladım durduramıyorum kendimi gittikçe daha da sesli gülüyorum.  Tuva ise birkaç dakika kızgın bir şekilde bana baksa da o da dayanamadı ve gülmeye başladı.

  ‘’ Ben özür dilerim. Bu kadar korkacağını düşünemedim ‘’ Dedim.

 Tuva ise birden ciddileşti bu daha da komikti ama kendimi tuttum ve gülmedim. ‘’ Ne korkması ben hiçte korkmadım küçük hanım. ‘’ dedi.

‘’ Hadi ama Tuva surat ifadeni gördüm boğuluyormuş gibiydin sanki o kadar korkmuş. ’’dedim ve surat ifadesi tekrar aklıma geldi tutamadım kendimi. Tekrar kahkahalarla gülmeye başladım.

 Tuva ise yüzüme sakin bir şekilde bakıyordu ne olduğunu anlamamıştım gerçekten bana kızmış ya da kırılmış olamazdı değil mi? Sadece şakaydı.

 Tuva birden gülümsedi ve ‘’ Sen böyle güleceksen ben hep korkarım, sorun değil ‘’dedi.

Gülümsemem birden suratımdan silinmişti. Her zaman ki gibi şaşkındım.  Benim için korkmak istemesi… Bu değişikti. Mutluydum çünkü yıllardır gülmediğim kadar güldüm bu hafta içersin de. Bir yıldır olmadığım kadar huzurluyum, bir yıldır geçmeyen acılarım şu birkaç günde bitmiş gibi…

Bende Tuva’ya şaşkın şaşkın bakarken ve bunları düşünürken o kollarını göğsünde birleştirdi ve ‘’ Evet beni uyandırmanı gerektirecek hayati durum nedir Naz hanım ?’’

‘’ Ş-eyy yani. Birkaç gündür buradayız ve benim artık pansiyona gitmem gerek, onu söyleyecektim.’’ dedim. Biraz korkarak uykusuna bu kadar önem veriyor olamazdı. Hayatı durumlarda mı uyandırılması gerektiğini söylüyor resmen.

 ‘’ Beni uyandırmanın nedeni bu mu? ‘’ dedi. ‘’ Evet ‘’ dedim. ‘’Peki, öyleyse şaşkın düş önüme. Dedemin doktoruyla görüşüp, çıkalım. Artık benimde kıyafetlerimi değiştirmem gerek. ‘’ dedi. Kapıya doğru ilerledi. Hemen küçük çantamı alarak peşine takıldım.

Ömer amcanın doktoruyla görüşmüştük. Durumunun ne zaman düzeleceğinin belli olmadığını söyledi. Şimdi ise arabada o iğrenç pansiyona doğru ilerliyorduk. Pansiyonun olduğu sokağa girdik ve pansiyonun kapısının orda durduğumuzda Tuva’ya dönerek ‘’ Teşekkürler. ‘’ Dedim.

 ‘’ Rica ederim şaşkın ‘’dedi. Gülümseyerek arabadan indim. Tuva gittikten sonra pansiyonun kapısından girdim. Gördüğüm şeyle dona kaldım, pansiyonun kapısının önünde  Melihin bana aldığı kırmızı bavul, resmimizin olduğu çerçeveler, tüm eşyalarım kapının önündeydi.  Şok olmuştum ne oluyordu? Hemen pansiyon sahibi yanıma geldi.

 ‘’ Demek şimdi geldi aklına eşyaların.’’ Dedi. ‘’ donmuş bir vaziyetteydim hiçbir şey diyemedim. Pansiyona giren ya da çıkan insanların bana acıyarak bakmasından ölesiye utanmıştım ve dilim tutulmuştu. Hiçbir şey diyemiyordum.

 Adam sinirle ‘’ Para vermeden eşyalarının burada duracağını mı sandın? Git hangi adamın yanında kaldıysan eşyalarını da oraya götür.‘’ dedi.

 Ne diyordu bu adam bana ne demek istemişti? Ben öyle birisi değildim ki nasıl, hangi hakla bunları derdi bana. Atak geçiriyordum. Bu çok utanç vericiydi,  kendimi savunamıyorum bile ‘Ben öyle biri değilim. Sen ne diyordun be pislik adam. ‘ diyemiyordum. Yapamadım bunu—Düşüncelerimden adamın suratına yediği yumrukla yere yapışmasıyla sıyrıldım. Tuva’ydı. Adamın üstüne çıkmış ve delice yumrukluyordu. Pansiyondaki insanlar Tuva’yı adamın üzerinden zor almıştı.

 Tuva ise sinirle yakasına yapıştı ve bağırmaya başladı ‘’ Hemen özür dile yoksa seni öldürürüm.’’ adam o kadar korkmuş ki anında ‘’ Öö-zür dilerim.’’ Dedi.

Tuva adamı yere fırlattı ve eşyalarımı alarak elimden tutuğu gibi beni dışarıya çıkardı. Arabaya bindiğimde hala ağlıyordum.

 Tuva ‘’ Çantanı bıraktığın için dönmeseydim ne yapacaktın Naz?  Neden kendini savunmuyorsun nasıl o adam sana hakaret etmesine izin verirsin ya nasıl !!? ‘’ Diye bağırıyordu. Ağlamam daha da şiddetlenmişti, hıçkırarak ağlıyordum.

 ‘’ Ben Özür dilerim şaşkın. Sadece çok sinirliyim lütfen ağlama seni kırmak istemedim ‘’ dedi. Ama durduramıyordum kendimi , atağım devam ediyordu. Vücudum daha da kasılıyordu. Ve ben bu gün ilacımı içmemiştim,  başım dönüyor vücudumun her yeri uyuşmaya başlıyordu.

Tuva ağlamamın hızlanması ve daha da kasıldığımı gördüğünde arabayı kenara çekti ve bana dönerek ‘’ Naz sakın ol. Geçti lütfen ağlama.’’ Diyordu.

 Ben ise zar zor ‘’ İl-aç çantamda ‘’ gibi kelimeler diyordum.

 İlk önce anlamayarak suratıma baktı daha sonra hemen arabanın arkasındaki çantamı açtı ve ilacımı buldu. ‘’ Bunu mu içmelisin? ‘’ dedi.

Bende kafamı salladım. ‘’ Bir dakika bekle hemen geleceğim su bulmalıyım.’’ Dedi.

Dışarı çıktı geldiğinde elindeki suyu bana uzattı ve ilaç kutusundan ilacımı çıkarak bana uzattı.

 Zorda olsa içmiştim. ‘’iyisin değil mi? ‘’ dedi. Kafamı salladım ve koltuğa sırtımı yasladım.

 Tuva şaşırmıştı bu geçirdiğim en hafif ataklardan biriydi. Ama o çok korkmuş olmalı birazdan uyurum. İlaçlar istemeseniz de sizi uyutuyor. Tuva arabayı ilerletiyor bir yandan şaşkın bir şekilde ara sıra bana bakıyor. İyice uykum gelmişti. Gözlerimi kapatmadan önce Tuva’nın yine bana şaşkınca baktığını gördüm ve ‘’ Şaşkın’’ diyerek gözlerimi yumdum, uyumadan önce ise onun o muhteşem kahkahasını duydum…

Acının SonuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin