21.Bölüm

257 18 0
                                    

Umarım beğenirsiniz:) Yorumlarınzı bekliyorum. 

Multimedia:Umut'u düşünen bir Naz..

Moraliniz bozulduğunda neler yaparsınız?

Evde oturup hayatın bitmesini mi beklersiniz yoksa hiçbir şey olmamış gibi görünüp gülümser misiniz?

Ben mi ne yaparım moralim bozulduğun da? Benim yaşadığım moral bozukluğu bana göre fazla o kadar fazla ki, bazen nefesimi kesiyor içim o kadar acıyor ki dayanamıyorum. Ağlıyorum sonra içimde ki zehri, o acıyı akıtıyorum. Nasıl gidebilir aklım almıyor. Tamam, bir işi olabilir, acil gitmesi gerektiği için beni orada bırakmış olabilir ama şimdi? Şimdi neden yok? Neden hala gelmiyor. Gelse ya… Ben onu affederim beni öyle bıraktığı için ona kırgın olsam da gıkımı çıkarmam sadece sarılırım boynuna özledim derim. Seni kaybettim sandım ve çok korktum der her şeyi unuturum ben… Ama gelmiyor, içimin bu kadar acımasına sebep olan adam gelmiyor! Öldürüyor beni gün geçtikçe, zaman aktıkça ölüyorum… Nasıl bu hala geldim bilmiyorum, hiçbir fikrim yok. Ne yaptı bana? Anlamıyorum… Şuan hissettiğim şey ne onuda bilmiyorum, kitaplarda hissettiklerime aşk diyorlar ama ben bilmiyorum aşkın ne olduğunu, ben kimseye âşık olmadım ki… Tamam, sevdim hayatıma giren herkes’i çok sevmek gibi bir huyum var ama Umut onu ilk gördüğüm andan beri sevdim ben…

Melih’e ilk gördüğümde acımıştım, üzülmüştüm ona sonra çok sevdim. Tuva’yı ilk gördüğümde kızmıştım ona sonra çok sevdim ama ona Umut’u karşı hissettiğim ilk şey sevgi oldu. Sevdim onu anlamsızca sevdim üstelik. Tamam, gıcıktı hatta tam bir odundu ama bakışları, bakışlarından güven akıyordu öyle bir bakıyordu sanki tüm hayatım boyunca beni o korumuş, sanki hayatımın geri kalanında beni o koruyacakmış gibi bakıyordu ve bu onu sevmeme yeterliydi. Düşünüyorum da…  ne trajikomik bir olaydır ki onun bana verdiği güveni, mutluluğu hep yanımda olacakmış hissini, ona olan sevgimi daha yeni, yeni anlıyorum. Bunları anlamam aylarımı aldı çiçekler soldu… Yerini bembeyaz bir sessizliğe bıraktı.

Bu aylarda hep onu düşündüm evde oturup hayatın geçmesini bekleyeceklerdenim ben. Hayatın geçmesini bekleyecektim ya, ben onun gelmesini bekledim. Gelecek beni o denli koruyan adam geri gelirdi çünkü… Bu aylar yıllar sürse de geri gelirdi. Geldiğinde her şeyi anlatacağım ona, ona olan bu hislerimi anlatacak, bu hislerin ne olduğu soracağım ona. Gittiğinden sonra ki o içimdeki kocaman boşluğun hesabını soracağım , her gece döktüğüm gözyaşlarımın hesabını, onu her düşündüğümde deli gibi atan kalbimin,kesilen nefesimin hesabını tek tek soracağım

Kış bahçesinde yağan muhteşemliği izlerken düşünüyordum işte yine onu…

Telefonumun çalmasıyla sehpada duran telefonuma uzandım. Arayan biricik ağabeyimdi. Telefonuma içimde fırtınalar kopsa da neşeli açtım ‘’Ağabeyim, canım hayırdır yine aklına mı geldim.’’Dedim.

‘’Hiç aklımdan çıkmıyorsun ki küçük hanım. Sadece sesi duymak istedim. Sesini özlemiş olamaz mıyım? İyisin değil mi ?’’

O olaydan sonra Tuva her zamankinden daha çok üstüme titredi. Yanımda oldu çoğu zaman tabi Selenle beraber, Selen muhteşem biri evet ona Selen diyorum artık başlarda zorlansam da alıştım. Tuva ve Selen yanımda olmadıklarında bile hep aradılar beni bu aramalar azalsa da sonu gelmiyor tabi. Sesimi özlemişmiş yalancı kendine bir şey yapmadın? Yine hastalanmadın dimi demiyor da sesini özledim diyor.

‘’iyim Tuva. Sen nasılsın ?’’

‘’Bende iyim çalışıyorum işte… Selenle konuştum akşama dışarı çıkacağız prenses hazırlan.’’Dedi.

Acının SonuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin