11 yaşındaydım yetimhanede pek sevilmeyen ama herkese her şeye rağmen içinde mutluluk dolu bir kızdım.
O gün her zamanki gibiydi. Meral anne derse yetişmemiz için bizi uyandırmıştı. Bizim yetimhane de liseye kadar aynı yerde okunuyordu. Kahvaltıdan sonra sınıfa gitmiştim. Oturmuş öğretmenin gelmesini bekliyordum. Öğretmenimiz Ahmet Hoca gelmişti , yanında suratı asık masmavi gözleriyle o da geldi.
Ahmet Hoca 'Çocuklar bu Melih. Yeni geldi aramıza , yardımcı olun ve iyi geçinin.'' dedimiş ve dersi anlatmak için hareketlenmişti. Melih ise oturacak bir yer arıyordu. Söylediğim gibi ben pek sevilmezdim ve bu nedenle yanım boştu. Yanıma gelmesini o kadar çok istemiştim ki..Öyle de oldumuştu ilk defa istediğim bir şey gerçekleşmişti ve yanıma gelmişti. Mutluluktan boynuna sarılacaktım ama 11 yaşında da olsanız , bir çocuk içinde olsa durduk yere sarılmak saçmaydı.. Yapmadım , onun yerine en içten gülümsememle ' Merhaba' demiştim. O ise bana baktı , asık suratı yetmezmiş gibi bir de kaşlarını çatıp döndümüştü önüne. Çocukta olsam bunun 'Burda olmak zorundayım , istediğim için yanında değilim. ' demek olduğunu anlamıştım.
Dersler devam ediyordu ve ben o asık suratı hiç sıkılmadan izliyordum. Aslında hiç bir şeyle ilgilenmezdim ben , dersi dinler gider ve uyurdum. Ama o zamanlar saatlerce benimle hiç ilgilenmeyen maviş bir çocuğu izleyip duruyordum. Artık neden burda olduğunu, nerden geldiğini, benimle konuşmasını söyleyip duruyordum. Ama benimle ilgilenmiyordu bile.1 hafta olmuştu.. Meral anneden her şeyi öğrenmiştim ve yanında durup ona sarılma isteğim çoğalmıştı. Yurda Sakaryadan gelmişti. Annesi İstanbullu olduğu için buraya gelirken bir kaza geçirmişler. O kazada annesi ve babası vefat etmiş. Melih bir süre anneannesi ve dedesiyle kalmış. Babasının ise ne bir ailesi ne de akrabası varmış. Anneannesinin de vefat etmesi üzerine Melih'in dedesi mecburen onu buraya getirmiş. Onun için gerçekten çok üzülmüştüm. Benim de anne ve babam yoktu ama kendimi bildim bileli yoklardı. Anne sevgisi ve baba koruması altında yaşamayı bilmiyordum. Bu yüzden çok üzülsem de aslında neye üzüldüğümü bilmiyordum. Çünkü hiç hissetmemiş ve öğrenmemiştim. Eksikliği vardı , sadece eksiktim. Ama o annesinin babasının sevgisini görmüş, onlarla vakit geçirmişti. Annesi tarafından uyandırılıp babası tarafından uyutulmuştu belki de.. Babasıyla oyun oynayıp annesinin onun için endişelenmesine alışmıştı. Bunlara alışmak, birine bağlanmak, hep onunla olup birden kaybolması ve yok olması.. Bu daha da acıydı belki de.. Ben kimseye alışmamıştım o zamana kadar, kimse benim yanıma gelmemişti, ne bir arkadaşım olmuştu, ne de bir annem ve babam. Melih'e çok üzülmüştüm. Tüm bu alıştığı şeylerden boşluğa düşmüş olmalıydı . Artık annesi ve babası yoktu, ben olacaktım yanında. Meral anneden olanları öğrendiğim anda demiştim kendi kendime ' Bu çocuğu güldüreceksin , onun hep yanında olup onu hiç bırakmayacaksın. '
Tatildi, yurtta tatil ne kadar olursa işte sadece dersler yoktu. Sabah uyanmış pencereden bakarken onu görmüştüm. Bankların birinde oturmuş ellerini yüzüne kapatmıştı. Ağlıyordu sanırım , o an kalbim o kadar çok acımıştı ki. Ben de çok ağlardım ama onun ağlamasına kıyamamıştım. Onun yerine sonsuza kadar ben ağlamak istemiştim. Yanına gitmek için ayaklanmış ve ona doğru ilerlemiştim. Sesli bir şekilde ağlıyordu. Sanırım kimsenin onu duyamayacağını düşünüyordu. Aslında kimse hafta sonları erken uyanmazdı. Ben de uyanmazdım ama işte ne olduysa uyanmıştım ve onu görmüştüm. Bir kaç dakika geçmişti ve dayanamamıştım. Açmıştım açabildiğim kadar kısa kollarımı , sımsıkı sarılmıştım ona. 'Ağlama ben yanındayım.' demiştim. Bana kızmamıştı. Oysa ki kızar diye düşünmüştüm ama kızmamıştı , durup ağlamaya devam etmişti. O ağladıkça ben de ağlamıştım.. Beraber ağlamıştık.. Ağlamak acıydı ama gülmekten çok daha anlamlıydı , tabi bunu zaman geçtikçe anlamıştım. O zamanlar onun yanında neden olduğumu bilmiyordum. İlk defa birinin yanında olup ona alışmak, onunla vakit geçirmek istemiştim. Susmuştuk ikimizde , bana bakıp duruyordu ben de ' Ben Naz. Bundan sonra ağlamak istediğinde beni çağır, seninle ağlarım.' demiştim. Şimdi şimdi düşünüyorum da ne saçma bir şeymiş yaptığım , ağlamak biriyle yapılmazdı.
O günden sonra ben dediğimi yapmıştım ve hep Melih'in yanında olmuştum. Alıştım ona, o da bana alıştı.
6.sınıf ve 7.sınıfta bitmişti , 8.sınıftaydık. Bu yıllar arasında Melihle hiç ayrılmamıştık. Hep onun yüzünü, gözlerini seyrediyordum.O da buna alıştı.Hatta o da bana bakıyordu, öylece birbirimizin suratına bakıp susuyorduk. Aradan çok zaman geçmişti. 8. sınıf demek mezun olup liseye gitmek demekti. Melih'in dersleri gerçekten iyiydi ve ben Melih'le aynı liseye gitmek istiyordum. Bunun için çok çalışmam gerektiğinin, daha 6.sınıfta Melih'in hiç zorlanmadan matematik sorularını çözmesinden anlamıştım. Çokta çalışmıştım. O sene sınava girecektik. Melih beni de çalıştırıyordu ve o da aynı liseye gitmemiz gerektiğini söylüyordu.
Tercihlerimizi yapmıştık ve heyecanla sınav sonuçlarımızı bekliyorduk. Açıklandığında o kadar sevinmiştik ki ayrılmayacaktık. Biz aynı lisede olmasakta hiç bir zaman ayrılmıcağımıza söz vermiştik , ama aynı lisede olmak harikaydı. Her anı onunla geçirmek...Eskileri düşündükçe onu hatırladıkça mutlu oluyorum. Bugün açık havadayım. İstanbul'un en güzel yeri benim için, denizin ve gökyüzünün buluştuğu yeri görebilen bir bank.. Deniz ve gökyüzü bana hep Melih'i hatırlatıyor. Onun o sonsuz maviliği sanki gökyüzü ve denizin maviliği gibiydi. Burada nasıl olduğumu soracak olursanız, hastaneden durumunuz iyileşmeye başladığında haftada bir gün de olsa sizin dışarı çıkmanıza izin veriyorlar. Aslında bu zamanları ailenle geçirirsin ama benim ailem yok , bir içimi ısıtan maviliğim vardı o da kayboldu. Bu yüzden burdayım. Ailemi hatırlatan pek bir şey yok, hatta hiç bir şey yok. Bu yüzden benim için en değerliyi hatırlatan yerdeyim. Ona bakıyor, onu düşünüyor, onunla geçirdiğim mutlu anları hayal ediyorum...
Multimedia : Naz Yılmaz
Melih Ertuğrul
Okuduğunuz için Teşekürlerr:)
Ve bu bölüm benim her zaman yanımda olan arkadaşlarıma sizleri çok seviyorum :)
![](https://img.wattpad.com/cover/25365348-288-k911270.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acının Sonu
RomanceKarşı çıktım hep ' Bu lanet şey benim bedenimi uyuşturuyor beni tembelleştiriyor , acılarımı azaltmıyor ki.. Dışarıdan öyle gözüküyor olabilir ama benim her hücrem bunları içtiğimde de çok acıyor.' O kadar çok dedim ki hatırlamıyorum ama bir süre s...