*7

106 18 27
                                    

Keyifli okumalar 🥳

Enseme yapışan saçları çekerek üzerimdeki tişörtü yırtmak istercesine çekiştirdim.Ayaklarımı yataktan aşağı sarkıtıp bir kaç dakika öylece bekledim.Dün olanlar aklıma geldikçe kalbimin sızısıyla başa çıkmak zorlaşıyordu benim için.

Yeniden gelen ağlama krizine meydan okurmuşçasına çenemi sıktım,titremesine engel olmak için.Göz pınarlarımda biriken gözyaşlarıma akmaları için izin verdim.
Telefonumu yatağın köşesinden alıp anneme mesaj attım.

"Benim de sana bir sürprizim var anne :)"

Ne sürpriz ama..

Makyaj masasının önünde duran pembe sandalyeyi dolabın önüne çekip üzerine çıktım.Nihayet valizi alabilmiştim.Hızlıca yatağın üzerine koyup fermuarlarını açtım.Dolapta ne varsa herşeyi içine attıktan sonra o gözün fermuarını çektim ve banyoya yöneldim.Diş fırçamı ve alınacak diğer şeyleri de kucağıma doldurup valizin diğer gözüne koydum.Prizde takılı olan şarj aletini ve makyaj masasının üzerinde duran makyaj malzemelerini de aldıktan sonra herşey hazırdı.Üzerime de kot ve tişört giyince hazırdım.

Yatağa oturup hızlanan kalp atışlarımı dindirmeye çalıştım.Sadece ondan uzağa gidiyordum.Buna tekrar alışabilirdim.Bana bu acıyı yaşattıktan sonra benim hâlâ onu seviyor ve sevecek olmam aptallık olurdu.Ve ben aptal olmak istemiyordum.

Telefonumu kotumun arka cebine sokup valizini de alıp odadan çıktım.Mert ortalarda görünmüyordu.Boğazıma gelen yumruyu yutarak yeni gelen ağlama krizini kovdum.

Merdivenlerden aşağı inerden Mert'in koltukta uyuduğunu fark etmiştim.Kapının yanındaki dolabı açıp ince bir pike alıp yanına ulaştım.Koltuğun yanında dizlerimin üzerinde durup elimi yüzüne yanaştırdım.

Aylarca hatta yıllarca uykusu hafif olsun diye dua ettiğim kişinin şimdi uykusu ağırlaşsın da beni bu halde, yanında görmesin diye dua edecektim.

Titreyen çenemi görmezden gelip alnına dökülen bir tutam saçı geriye attım.

''İçimi yakıyosun." yutkunup devam ettim.

"Seni çok seviyorum ve senden nefret ediyorum."

Gözlerimi sıkıca kapatıp elimi yanağına koydum.

"Keşke.. Keşke Mert içimdeki kırgınlıkları söküp atabilsen.''

"Ben bakamadım,sen kendine iyi bak."

Son kez suratına bakıp yerden kalktım.
Valizi de alıp kapıyı açıp çıkmıştım artık o evden geri dönüşü yoktu.
Bahçe kapısına daha yeni gelmiştim ki gelen ses beni durdurdu.

"Orda dur bakalım."

Arkamı dönmemle uykusuzluktan veya ağlamaktan bilmiyorum gözleri kan çanağına dönmüş bir adet Mert'le karşılaştım.

"Nerede durup durmayacağımı sana soracak değilim." titreyen sesime engel olmaya çalışarak konuşmuştum.

"Halledeceğiz Selin.Kaçamazsın böyle."
bana nazaran daha sakin konuşuyordu.

"Neyi halledeceğiz Allah'ın cezası neyi ?"

Bir adım o yaklaşırken ben gerilemiştim.

"Bak..Sana anlatmak isteyip de anlatamadığım onlarca şey var tamam mı ? Üzerime gelmeni istemiyorum, üzerine gelmek de istemiyorum ama böyle çekip gidemezsin bana duvar öremezsin."

"Sana duvar ördüysem tuğlalarını sen verdin.Bana duvar örme diyeceğine bana karşı ördüğün duvarları bi yık artık.Her neyse Mert.Bir önemi yok artık.Dilediğin insanla dilediğin hayatı yaşayabilirsin." cümlemi bitirip arkamı döndüm.

"Anne ?"

"Teyze ?"

Annem.Buraya.Gelmişti.

"Kuzularım." diyerek gülmüştü.Ama hâlimizi görünce bir anda suratı soldu.

"Ne bu gözlerinizin hali,bu valiz ne Selincim ? Nereye annem ?"

Anneme sarıldım sadece .Dünden beri dinmek bilmeyen gözyaşlarımı bir kez daha serbest bıraktım.

"Selin neden ağlıyorsun ?"

"Bir şey yok anne.Cidden yok.Sadece,sadece seni çok özlemişim."

Annem inanmayan gözlerle beni süzdüğünde bu sefer bakışlarını Mert'e öneltmişti.

Mert annemin yanına gidip sıkıca sarılınca bir kaç saniyeliğine gözleri beni buldu.

"Hoşgeldin teyzecim.Çok özlettin."

"Bende özledim yakışıklı.Şimdi şuraya geçin de ne bu haliniz anlatın bakayım." dedi bahçedeki çardağı göstererek.

Çardağa oturduğumda Mert tam yanıma oturmuş annem de karşımıza geçmişti.

"Dökülün." annemin emir veren sesiyle bakışlarımı titreyen ellerimden çekip anneme yöneltmişti.

Sustuk.
Sustuk.
Sustuk.

Dakikalar geçtikçe annemin suratını iyice hüzün kaplıyordu.

"Selin bak sormaya korkutuğum şeyi soruyorum Ahmet,bir şey mi yaptı.Yine mi takıldı peşimize ?"

Ahmet..Babam.
Yani baba demeye bile gönlüm razı değil çünkü yaptığı tek aktivitesi bizi dövmekti.
Annemle ayrıldıktan sonra bile peşimizi bırakmamıştı.
Annem de bundan dolayı Ahmet'in bize zarar vermesinden korkuyordu işte.

"Anne.Telaşlanacak bir durum yok.Ahmet gelmedi her hangi bir şey söylemedi ben sadece biraz Bursa'ya dönmek istiyorum.Sen kal burda.Söz veriyorum biraz kafa dinleyip geleceğim."

"Selin haklı teyze.Ama bu Bursa'ya dönmesini gerektirmez."

Annem garip bakışlarını üzerimize yollarken konuşmaya başladı.

"Seni sıkmak istemiyorum ama ben daha yeni geldim be kızım."

Yanına oturup yanağına öpücük kondurdum.

"Canımın içi sadece biraz durup gelicem ne olur sanki." süt dökmüş kedi gibi suratına baktım.

"Hemen mi gidiceksin ?"

"Hıhı.." diyip gülümsedim.

"Mert otogara bı-" annemin lafını kesip konuştum.

"Yok anne bir taksiye atlar giderim."

"İçim rahat değil annecim ama buna da tamam sadece biraz durup geliceksin tamam mı ?"

"Tamam." diyip sarıldım.

Valizimi de alıp kapıdan çıkmadan önce anneme sarılmayı unuttuğum için bir kaç adım geriledim ve anneme kocaman sarıldım.Kapıdaki taksi geldiğine dair korna çalınca arkamı dönüp yürümeye başladım.

"Kız daldın da Mert'le vedalaşmayı unuttun."

unutmadım anne sadece sarılırsam yine ağlamaktan korkuyorum.

Mert göz ucuyla bana bakıp kafasını yana doğru yatırdı.

Annem aramızdaki durumu bilmediği için ters köşe yapamazdık.

Önüme gelince ellerini belime dolayıp bir anda sarıldı.Kafamı göğsüne yaslayıp sadece ağladım,yapacak bir şeyim yoktu çünkü.

"Dikkat et." dedi arkamdan.

"Dikkat et selin."

                            son

MERHEM (DÜZENLENDİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin