4*

134 19 53
                                    

                    Keyifli okumalar.🐣

Komidinin üzerindeki bardağı alıp büyük büyük yudumladım ve balkona çıktım.
Yaklaşık 1.5 metre aralıktan sonra da yan tarafımda Mert'in balkonu vardı.İçeriden sesler gelmeye başladı.Dans ?

Neydi bu ses lan böyle bağıra bağıra şarkı söylüyordu salak.

Sonra balkona çıkıp kollarını demirlere dayadı.Anlamsız bakışlarımı ona yollarken konuştu.

"Napıyosun çingene?"
Ben
Ben
Ben çingene?

"Ben miyim çingene ?"

Oflayarak odama girdim.Mert de yan odadan bağırdı.Kapım açık olduğu için rahatlıkla duyabiliyordum.

"Selin,Ayaz pikniğe gidelim mi diyor ne diyeyim ?"

Ayaz yeni gelen çocuklardan birinin adıydı.

Onun odasının kapı pervazına yaslanarak konuştum.

"Gidelim de bir şeyler yapsaydık poğaça falan.Ha bir de teyzoşum ve Sudoşum Berkoşum nerde ?"

Tiksinircesine baktı konuşmama.

"Sude'nin yüzme kursu Berk'in de basketbol kursu varmış onları bırakmaya gitti.Ondan sonra da birisinin doğum günü partisine gideceklermiş." diyip omuz silkti.

"Tamam ben hazırlanıyorum."

Kafasını salladı ve arkamı dönmemle konuşmaya başladı.

"Senin karnın açken yolda miden bulanıyor.Aşağıda bir şeyler ye."

Arkamı dönüp tebessüm ettim sadece,unutmamış.

Üzerime gri şort ve beyaz salaş bi t-shirt giyip spor ayakkabılarımı da ayağıma geçirdim.Saçlarımı sıkı bir at kuyruğu yaptıktan sonra çantamı alıp Mert'in odasının önüne geldim.

"Hazırım ben."

"Civleme gerizekalı kulağım kanadı."

"Covlomo gorozokolo koloğom konodo."

Onun taklidini yaptıktan sonra aşağı indim.
İrem,Yağız,Ayaz ve Ayça hazırlanmış aşağıda bizi bekliyorlardı.

"Ayol geldi prensesiiim." diyip kollarını bana sardı İrem.

Çok sevmiştim bu kızı,samimiyeti de kendisi de çok güzeldi.

Ayaz kankam ah yemek düşkünü pislik.Hele o kadar yiyip de fit olması da garip bir durumdu.

Yağız'ı da sevmiştim fakat biraz daha mesafeliydik onunla.Sonuçta yeni tanıştığımız için böyle soğuk davranması doğal olabilirdi.

Ayça ve Ayaz birbirlerinden hoşlanıyorlarmış kız gecesi yapmıştık da orada İrem anlatmıştı.Her ne kadar inkar etse de Ayça,gözlerinden okunuyordu her şey.
Arabaya yaslanmış Mert'i bekliyorduk.

"Kanka" dedi Ayaz ve elini boynuma attı.

"Efendim reis."

"Sen böyle şort mort gitmişsin de Mert laf etmeyecek mi ?"

"Edemez.Ki etse bile onu dinler miyim zannediyorsun ?"

"Neyse ben susucam."diyip eliyle fermuar işareti yaptı ve sustu.

Yarım saatlik bi yolculuktan sonra nihayet piknik alanına ulaşmıştık.Marketten aldıklarımızla bir şeyler atıştırdıktan sonra yakan top oynama fikrini ortaya Ayaz atmıştı.

Ortaya kızlar geçtiğinde erkekler topu öyle bir atıyordu ki yer düşmekten dizlerimiz ne hale gelmişti.Ayaz İrem'i vurduğunda irem mızıkçılık yapmıştı onu bir şekilde oyundan çıkardıklarında ortada tek ben kalmıştım.

"Beyler !" diye bağırdı Mert."Yanıma gelin."

Erkekler kendi aralarında ufak bi toplantı yapınca tekrardan oyuna dönmüştük.

"Bu çıplak bacakların içindi." diyip topu Yağız bacaklarıma isabet ettirdi.

"Bu şort giymen içindi."diyen de tabii ki Mert'ti.

Kızların kahkahaları kulağımda yankılanırken nefes alış verişlerim iyice sıkılaşmıştı.

"Ah kanka üzgünüm ama bu top da bir daha şort giyme diye." Son topu da Ayaz atınca ellerimi havaya kaldırıp oyunu bitirdim.

"Benden bu kadar.Ama kıyafetlerime karışmayın,sevmiyorum." diyip masanın üzerindeki su şişesini kafama diktim.

Ayça yanıma gelip konuşmaya başladı.

"Biz su almaya gidiyoruz istediğin bir şey var mı ?"

"Yok kanka." diyip öpücük yolladım.Tam arkamda duran Mert'in nefesini ensemde hissedince olduğum yerde kaskatı kesildim.

"Tam karşıdaki piçi görüyor musun ? Sarışın olan."

"Evet görüyorum." dedim sadece.

"O sana öyle bakarsa herşeyine karışırım.Bunu tartışmayalım istersen." diyip omuzlarımdan tutup beni kendisine çevirdi.

Beni bu denli etkisi altına almasından hoşlanmıyordum.Herkese riv riv konuşup o bana yaklaşınca kaskatı kesilmeyi sevmiyordum.

Yanımızdan geçen Yağız öksürünce bakışlarımı ona çevirip ters ters baktım.
Mert çenemden tutup kafamı yine kendine çevirince bakışlarımı yere sabitledim.

"Dengemi alt üst ediyorsun Mert."

"Dengemi alt üst ettiğindendir Selin."

Hafifçe omuzlarından ittirip biraz uzaklaşmasını sağladım ve bir kaç metre uzağımızda yerde duran kilim tarzı şeye uzandım.

Mert'de masada oturmuş telefonundan bir şeyler bakıyordu.
Bakışlarım ona takılınca iç sesimin biraz baksan ne olur sanki demesine aldırmadan tırnaklarına oynamaya başladım.

Güneş tenimi yakmaya başlamıştı.Mert'e baktığımda hâlâ elinde telefonu vardı -ki göz göze geldik Allah kahretsin-

Bakışlarını üzerimde gezdirip bir anda diğer tarafa baktı ve ayağa kalkıp yanıma geldi.

"Kalk şuradan." dedi kasılan çenesiyle.

"Ne alaka ya yatıyorum ne güzel."

"O piçin mi bacaklarını keseyim senin mi Selin ?"

Tam karşıma baktığımda çocuk bu sefer masanın üzerine oturmuş beni röntgenliyordu.

Kolumdan tutup beni hızla kaldırıp arabanın kapısını açıp oturmam için işaret etti ben oturunca o da yanıma oturdu.Neden arabada oturuyorduk ki salak gibi ?

"Bekle burada." diyip arabadan indi ve bagajı açtı.

Elinde siyah paçaları lastikli bir eşofman gelince bunu nereden buldun bakışlarını fırlatıp elinden aldım.Bu benim eşofmanımdı.

"Siz aşağıda beni beklerken o şortun sıkıntı çıkaracağını biliyordum.Dolabından aldım." diyip omuzlarını düşürdü.

"Tamam giyeceğim.Camlar filmli değil mi kimse görmesin giyinirken."

"Evet filmli.Ben çıkıyorum sende giyinip geliyosun." diyip arabadan indi.

🐣

"Selin."
Bu Mert'in sesiydi.Bu saatte neden odamın kapısına gelmişti ki.Kapıyı açıp odama girdi.
Yatağıma oturunca konuşmaya başladı.
"Bu saatte neden uyanıksın ?"

"Kitap okuyorum uykum yok.Teyzemler gelmedi mi ?"

"Onu söyleyecektim bende.Bu akşam gelmeyeceklermiş."

"Neden ?" diye sordum.

"Hiç bilmiyorum ki." diyerek omzunu silkti.Ardından odamdan çıktı.

Bende kitabı yanımdaki masanın üzerine bırakıp uykunun kollarına kendimi bıraktım.Yorucu bir gündü,epeyce yorucu.

son

MERHEM (DÜZENLENDİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin