MERHEM (DÜZENLENDİ)

*5

keyifli okumalar.☔

"

Selin uyan uyan."

Gözlerimi delen güneş ışığına meydan okuyarak yatakta doğruldum.

"Noluyor bu saatte teyze ?"

"Hemen özet geçiyorum ve beni dinliyorsun bunları aynen Mert'e de aktarıyosun çünkü acelemiz var.Neyse,şimdi bir kamp varmış ne kadar süreceği belli değil.Veli gelmesi de şart Sude ve Berk'in yanında ben de gidiyorum.Kamp uzun sürer gibi görünüyor çünkü dersleri de var.Ev size emanet dikkat edin tamam mı haberleşiriz."

Bir şey dememe fırsat vermeden teyzem kapımı kapatıp çıkmıştı.

Şu koca ev

Mert

Ve

Ben

Yalnız kalacaktık ?

Hiç çekilmez !

Yatağa tekrar gömüldüğümde uyuyamayacağımı anladığım için kalkıp banyoya yönelmiştim.

Günlük rutinlerimi halledip alt kata kahvaltı hazırlamaya indim.Dolaptan kahvaltılık birşeyler çıkardıktan sonra hepsini masaya dizdim.Domates ve salatalık da doğrayıp onları da masaya koydum.Kahvaltılık gevrek ve sütleri de hazırlayınca herşey tamamdı.

Tam uyanması için bağıracakken arkamı dönmemle göğsüne çarpmam bir oldu.Yeni kalktığı o kadar belliydi ki gözleri şiş ve yakışıklı olmayan bir adet Mert Sargın.

"Annemler nerde ?" uyku mahmurluğuyla kurmuştu cümlesini.

"Masaya geç anlatıcam."

Masaya oturduğunda hâlâ benden bir açıklama beklediği her halinden belliydi.

"Yesene." diyip önündekileri işaret ettim.

"Canım hiç istemiyor.Cidden annemler nerede ?"

"Sude ve Berk'in kamp'ı varmış.Yanlarında veli gitmesi de şartmış.Ne kadar kalacakları belli değil.Uzayabilirmiş çünkü yaz kampı ya dersleri de olacağı için."

"Yaz kampı." diyip ellerini çenesine koyup bana bakmaya başladı.

Neyi ima etmeye çalıştığını anlamıştım.

"Ali'yi dövmüştüm."dedi gözlerime bakarak.

"Ali'yi dövmüştün.Salaksın da ondan." diyip gözlerimi devirdim.

"Tek salak ben miyim ?" diyip ağzına salatalık atıp devam etti.

"Kızlarla erkekler birlikte kalamıyordu.Ben sen Doğa'yla aynı çadırdasın diye biliyordum.Çadırına bir geldim yanında o gerizekalı yatıyor."

"Bir dakika bir dakika olayları çarpıtma.Benim haberim bile yoktu Doğa sevgilisiyle kalacak diye Ali'yi benim yanıma atmışlar.Ali'nin yerine de Doğa gitmiş ben ne yapayım yani." diyip bir tane zeytini Mert'e fırlattım.Havada yakalayıp ağzına attı.

Bir anda kahkaha atmaya başlayınca bende ağzımdaki sütü püskürtüp gülmeye başladım.

"Sen iğrenç bir kızsın Selin."

Yaklaşık 10 dakika ardı arkası kesilmeyen gülüşlerimizden sonra sakinleşebilmiştik.

Garip olan şu ki neden güldüğümüzü bilmiyorduk.

Üçlü koltukta Uğultulu Tepeler okuyordum.

Mert'de halının üzerine uzanmış tavanla bakışmakla meşguldü.Yerinden doğrulup tam koltuğun yanına gelip bağdaş kurdu.Elimdeki kitabın kapağını kendine çevirip durdu.

"Imm..Uğultulu tepeler.104.sayfa son paragrafı okur musun sesli bir şekilde ?"

Garip bir bakış atıp sayfayı aradım.

Nihayet bulunca okumaya başladım.

"Ona olan aşkımı asla sözcüklere dökememiştim, ama eğer bakışlarında bir dili varsa, dünyanın en aptal insanı bile onun için deli divane olduğumu anlayabilirdi."

Paragrafı bitirdikten sonra kitabı koltuğun üzerine koyup yanımda ona yer açtım ve doğrulup dizlerimi uzattım.

"Kafanı buraya koymak ister misin ?" diyip elimde dizlerimi işaret ettim.

Tamamen bir anki deli cesaretiyle olmuştu bu tepkim.Kalbim yerinden çıkacak gibiydi.Biraz sessiz kalıp kafasını dizlerime koyup koltuğa uzandı.

"Dizlerin titriyor Selin."

"Ne alakası var ?" dedim geveleyerek.

Elimi alıp saçlarının üzerine koyunca ne yapmam gerektiğini anlamıştım.Saçlarıyla oynamaya başlandığı gibi hemen uykuya dalardı.

3 yıl önce..Babalarımız sevgili olduğumuzu öğrendiği zaman çok iyi bir şekilde dayak yemiştik ikimizde.Kızgın demirle Mert'in sırtına vurduklarını bile izlemiştim.Zor günlerdi..

İkimizin de ağlamaktan şişmiş gözleri,1-2 ay hiç görüşmemiş olmamız bir de bunlar yetmezmiş gibi ikimizde annelerimizin evde şiddet görmelerini izliyorduk.
Sonra da taşınma olayları gerçekleşmiştı zaten.Son evre de ayrılık.

Biz birbirimize merhem olmuştuk.

☔

Eklemlerim hareketlenmeden dolayı sızlıyordu, vücudum alıştığı sertlik yerini boşluğa bırakmıştı.Dizlerimin altına ve sırtıma dolanan kolların arasında sarsıldığımda kıpırdandım.Uykumdan ayrıldığım o küçücük saniyeler içerisinde gözlerimi aralamaya çalıştıysam da karanlıktan başka bir şey görememiştim.

Bedenime sarılmış kollara daha da çok sokulmaya çalışıp başımı hafifçe kaldırdım.Alnıma değen sert çıkıntıların sakal olduğunu anlamam zaman almıştı.Kapalı gözlerimle yarım yamalak mırıldanmaya çalıştım.

"Mert ?"

Kulağımın çok yakınlarında bir yerde, "Buradayım güzelim," diye fısıldarken nefesi saçlarıma çarpıyordu.

"Açma gözlerini," dedi ve sırtımı yumuşak yatağa bırakıp üzerimi örttü.Ardından kapının kapanma sesi gelmiş,ve Mert gitmişti.

 son