5: Bol Yıldızlı Gökyüzü

423 33 14
                                    

2

Birkaç gün önce kadının bakışlarını ve hoş gülümsemesini dedektifin üzerinde yakaladığında ufak tefek adam hiç olmadığı kadar emin olmuştu bir sosyopat taklidi yapan ve bu tip duygularını daima saklı tutan Alex'in aşık olduğundan. Tek bilmediği genç kadının bunları hem kendisine hem de bir çift maviye itiraf edebilecek kadar cesur olup olmadığıydı.

*

"Onu gerçekten seviyor musun?" dedi doktor. Sesi kimseye duyurmamaya çalışır gibi kısık çıkmıştı.
Sherlock olduğu yerden hareket etmeden sadece bakışlarını kaldırarak cevap verdi.
"Hayatımda ilk defa bir şeyden emin değilim. Bilmiyorum John..."
"O seni seviyor ama..."
Gülümsedi bunu söylerken.
"Önemsemek bir avantaj gibi gelmiyor. Fakat onu kırmak da istemiyorum..."
"Tanrı aşkına Sherlock! Sen bile bir insansın. Üzülebilir, gülebilir, öfkelenebilirsin... Sevebilirsin..."
Dedektif alaycı bir şekilde gülümsedi.
"Seni seviyorum ya John..."
Kafasını iki yana salladı ufak tefek adam.
"Bana duyduğun sevginin aşk olduğunu sanmıyorum. Eğer öyleyse aydınlat beni!"
Bu sefer onun da sesinde alaycılık vardı.
Güldü tekrar genç adam. Sonra devam etti.
"John ona aşık mıyım bilmiyorum ama sürekli onu merak ediyorum. Ne yapıyor, şu an nerede, mutlu mu..."
John tebessüm etti. Biraz da alaycıydı.
"Ah Sherlock!.. Bir gün benden tavsiye alacağını hiç düşünmemiştim. Üstelik böyle bir konuda..."
Kısa bir nefes arasından sonra devam etti.
"Aşk, merakın sadece farklı bir türüdür bana sorarsan... Üstelik siz birbirinize bir çift kadar yakınsınız. Sadece bunun üzerine oturup hiç konuşmadınız."
Bir çift mavi, doktor kendisine tavsiyeler sıralarken pencereden dışarıyı izliyordu. Adam susunca birden döndü yüzünü memnuniyetsizce.
"Anlamıyorsun. Ben... Ben bir kadını nasıl mutlu ederim bilmiyorum. Daha önce böyle bir şey hiç yaşamadım..."
Bu söylediklerinden biraz utanır gibiydi. O yüzden sesi olduğundan kısık çıkmıştı.
"Sherlock, bu tür şeylerin önceden bilinip saniye saniye planlanması mümkün değildir. Ne zaman geleceğini bilemezsin. Sadece ana ayak uydurman gerekir..."

*

Zaman evrenin yüce akışında tane tane dağılmış ve önceki konunun üzerinden birkaç saat geçmişti.
Şimdi ise Sherlock ve John başka bir şey üzerine tartışıyordu. Fakat bu sefer sesleri alt kattan bile duyuluyordu. O kadar gürültülüydüler ki Alex'in geldiğini fark etmediler.
"Merhaba kızlar!"
Gülümsedi onları böyle selamlarken koyu kahverengi gözlerin sahibi. Birden tartışmayı bir kenara bırakıp kadın ile konuşmaya başladı iki adam. Zaman artık bu gereksiz mevzu üzerinden geçip yoluna devam edebilecekti.
"Ah, merhaba Alex!.." dedi doktor.
"Çok merak ediyorum bu kadar ateşli tartışmanıza sebep olan şey neydi?"
"Aptal bir kaybolma vakasını alıp almama üzerine tartışıyorduk! Üstelik John her şeyin ne kadar açık olduğunu görmemekte ısrar ediyor!.."
Tam ufak tefek adam kendini savunacaktı ki dedektif onun konuşmasına izin vermeyerek tüm odayı dolduran kadife ses tonuyla devam etti. Biraz da konuyu değiştirmek istercesine sordu genç kadına.
"Her neyse... Senin röportajın nasıldı?"
Hızla Alex'i inceledikten sonra tekrar araladı dudaklarını.
"Anladığım kadarıyla çok sıkıcıydı. Çünkü not defterini neredeyse hiç kullanmamışsın. Sadece bir kere açmışsın, büyük ihtimalle sıkıntıdan birkaç resim karaladın..."
"Artık bunu nasıl yapabildiğini sormaktan sıkıldım dedektif. Ama evet, oldukça sıkıcıydı. Adamdaki istifleme hastalığı öyle bir boyuta ulaşmıştı ki evinin bazı odalarında kokudan durulmuyordu."
Nefes aldıktan sonra devam etti.
"Hey Alex, dedektif hikayeleri yazmaktan bıkmadın mı? Biraz daha ilginç haberlerin peşinden gitmelisin!"
Kadın sesini kalınlaştırarak gazetedeki müdürünü taklit etmişti. Bu hâli karşısındaki iki adamı güldürdü.
"İzninizle gidip ellerimi yıkamalıyım. Muhtemelen birkaç kez..."
Gülerek çıktı odadan. O uzaklaşırken bir çift mavi onu izliyordu. John, Sherlock'un Alex'i izlerkenki ifadesini gördü ve o zaman emin oldu genç kadının sevgisinin karşılıklı olduğundan. Bu kendini bilmez, küstah, alaycı adam aşık olmuştu. Dedektifin bu hâlini gördüğünü ona belli etmemeye çalışarak gülümsedi.

Daha Az Sosyopat HolmesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin