10: Henüz Âşık

227 16 0
                                    

11

Elindeki sert kapaklı not defterini Sherlock'un masasının üzerine bıraktı genç kadın gözlerini kırpıştırarak.
"Defterimi karıştırmışsın!.."
"Ne cüretle!.."
Alex kaşlarını çatarak öfkeli bir bakış fırlattı karşısındaki bir çift küstah maviye.
"Tamam, belki iki kez..." dedi adam.
"Sherlock bazen gerçekten..."
Midesinden yukarıya doğru tırmanan bulantı sözlerini bölmüştü kadının. Hızla banyoya koştu. Birkaç saat önce yediklerinin tümünü çıkartacak gibi oldu yaşadığı inanılmaz mide bulantısı onu dakikalarca kıvrandırınca. Fakat bu olmadı. Arkasından gelen dedektife doğru gelmemesini işaret etti havaya kaldırdığı tek eliyle. Nihayet biraz kendine geldiğinde yüzünü yıkayarak banyodan dışarı çıktı.
"Alex, iyi misin?" dedi Sherlock meraklı bakışları arasından.
"İyiyim... Ama hâlâ kızgınım..."

*

John elinde bir tabak dolusu kurabiyeyle çıkageldiğinde Alex bacaklarını karnına doğru çekmiş bir şekilde kanepeye gömülmüştü tam anlamıyla. Sherlock ise kitap okuyordu. Tarçın kokusu tüm odayı doldurmaya başladığında doktor konuşmak için dudaklarını araladı.
"Bayan Hudson bunları elime tutuşturdu. Soğumadan biraz alsanıza çocuklar!.."
Alex hızla yerinden doğruldu ve ayağa kalktı.
Aldığı kurabiyelerden birini iştahla yerken konuştu.
"Tanrım, bu kadın bir rahibe!.. Gidip ona sarılmak istiyorum..."
Mutfağa doğru yöneldi sözlerini bitirdikten hemen sonra.
"Hiç sütümüz var mı?"
İki adam onun bu çocuksu hâline güldü.

*

Kendini biraz hâlsiz hisseden genç kadın okuduğu kitabın cümleleri yavaşça gözlerinden kaybolup yerini karanlığa bıraktığında uykuya daldı. John kadının üzerini ince bir örtüyle örterken yanaklarının kızarmış olduğunu fark etti. Her zaman büyük bir kardeş şefkatiyle yaklaştığı Alex'in alnına koydu elini yavaşça. Sonra Sherlock'a dönerek fısıldadı.
"Sanırım biraz hasta..."
"Daha kötüsünden şüphe ediyorum..."
Tek kaşını havaya kaldırdı doktor cevap beklercesine.
"Alex hamile olabilir..."
Ufak tefek adam oldukça şaşırmıştı bu sözler üzerine. Biraz ilkel bir sevinç duydu sonra karşısındaki mavi gözlerin sahibinin küçük bir çocuk gibi utana sıkıla bu durumu kendisine anlattığı zamanı hatırlayınca. İstemeden güldü.
"John, hiç komik değil!.. Gülmeyi kes!.."
Kadife sesiyle devam etti fısıldayarak konuşmaya dedektif.
"Baba olmak hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Âşık olmayı henüz öğrenmişken baba olmaya hazır değilim..."
"Ah, Sherlock!.. Abartıyorsun... Konuş onunla..."

*

Ertesi sabah önceki günden daha yorgun hissederek uyandı perdenin arasından sızan güneş ışığının etkisiyle Alex. Sherlock'un çoktan kalkmış olduğunu gördü ve eline gelen ilk sabahlığı üzerine geçirdikten sonra içeriye doğru yöneldi. Gözlerini kırpıştırarak koltuğa oturdu. Hâlâ uyanamamış gibiydi. Dedektif genç kadına baktı ve gülerek konuştu.
"Üzerindeki benim sabahlığım değil mi Alex? İtiraf etmeliyim ki sana yakışmış..."
Yüzüne takındığı hınzır gülümsemeyle devam etti.
"Ama bence onsuz daha güzel olurdun..."
"Ah, Sherlock!.. Sana hâlâ kızgınım... Üstelik çok yorgunum..."
Kadın banyoya yöneldi. Fakat o an için tam anlamıyla emin olmak isteyen adam konuşmak adına tekrar dudaklarını araladı.
"Alex, bir şey soracağım!.."
Kahverengilerin sahibi geri döndü yavaş adımlarla. Sherlock'u dinlemeye hazırdı.
"Sen... Hamile misin?"
Alex istemeden güldü.
"Ne?"
"Eğer hamileysen bana söylemelisin..."
"Sherlock, saçmalama!.. Tabii ki hamile değilim. Sadece âdet dönemimdeyim..."
Sürdürdü gülüşünü sonra.
"Ne kadar da aptalsın!.."

*

Kadın banyodan çıkarken Sherlock'un elinde bir paketle dışarıdan henüz geldiğini fark etti.
"Defterini karıştırdığım için özür dilerim Alex... Bir de yalan söylediğim için..."
Genç kadın şaşkınlıkla sordu.
"Yalan mı?"
"Defterini iki kez okuduğum konusunda... Altı kere okumuştum..." dedi küçük bir çocuk gibi adam ve elindekini Alex'e uzattı.
Paketi açtığında birkaç adet hijyenik pedle karşılaşan kadın güldü. Dedektif de güldü kahverengi gözlerin sahibinin yumuşamasına sevinirken.

 Dedektif de güldü kahverengi gözlerin sahibinin yumuşamasına sevinirken

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Ah, gerçekten de aptalın tekisin sen!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Ah, gerçekten de aptalın tekisin sen!.."
Bu onun seni seviyorum deme şekliydi sanki. Genç adamın kendisiyle ilgilenmesi hoşuna gitmişti. Ellerini Sherlock'un göğüs kafesi üzerinde gezdirdikten sonra gömleğinin yakalarını düzeltti ve devam etti konuşmaya Alex.
"Her neyse... Seni affettim dedektif..."
Böylece adamın gülüşü yavaşça bir tebessüme dönüştü ve tüm yüzüne yayıldı.

*

Daha Az Sosyopat HolmesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin