11: Biraz Can Sıkıntısı

216 12 11
                                    

12

Genç kadın dedektifin masasına oturmuş gelecek hafta gazetede yayınlanacak yazısı için aklındakileri kağıda geçirmeye çalışıyordu. Ara sıra sesli konuştuğunun farkına varmadan bir şeyler yazmaya devam etti. O sırada Sherlock pencerenin önünde durmuş bir zincirin halkaları gibi birbirini takip eden sorular yöneltiyordu zihnine elindeki son vakayla ilgili. Birden sokağın başından elinde şemsiyesiyle çıkagelen kızıl saçlı adamı fark etti.
"Ah, Alex... Sana çok kötü bir haberim var..."
Kadın koyu kahve gözlerini adamınkilere dikip devam etmesini bekledi.
"Mycroft buraya geliyor..."
"Sherlock, bu sadece kötü bir haber..." dedi gülerek.
Alt kattaki giriş kapısının açıldığını duyunca genç adam Alex'in sağ elini kavradı ve onu hızla yatak odasına doğru sürükledi.
"Hadi!.."
Kapıyı kapattı ve bir çift kahverenginin sahibini ahşap zemin ile kendisi arasına hapsetti dedektif. Genç kadın adamın dudaklarına bakarken fısıldadı.
"Ne yapıyoruz?"
Sherlock yüzüne takındığı çarpık bir gülümsemeyle cevap verdi.
"Biraz eğleneceğiz sanırım Bayan Wilde..."
Ağır adamlarla merdiven basamaklarını çıkan küstah adam nihayet içeri girdiğinde kimseyi bulamadı. Biraz hayal kırıklığına uğramış gibi hissetti bu yüzden. Küçük kardeşinin yatak odasından gelen tıkırtılar dikkatini dağıtınca o tarafa doğru yöneldi Mycroft. Tam kapıyı açacaktı ki duyduğu sesler yüzünün kızarmasına sebep oldu.
"Ah, Sherlock..."
Kadının sesi inler gibi çıktı tüm odayı doldururken.
"Ah, evet... Evet, evet... Tanrım, evet orası..."
Daha sonra mavi gözlü adamın derin sesinden birkaç inilti duyuldu.
"Ah!.."
Bir kere daha inledi genç adam. Tüm bu sesleri çıkartırken gülmemeye çalıştılar. Yanaklarından başlayıp yüzünün tamamına yayılan bir kızarıklıkla birkaç saniye dona kaldı kızıl. Arkasından gelen ufak tefek adamın sesiyle biraz olsun kendine geldi.
"Mycroft?"
Birkaç inleme daha duyuldu bu kızıl saçlı kendini bilmez adam cevap verene kadar.
"Doktor Watson... Sherlock'u görmeye gelmiştim... Fakat uygun bir zaman değil sanırım..." dedi ve herhangi bir cevap beklemeden merdivenlere doğru yöneldi. Eve henüz gelen John kafasını yere eğip salladı gülerken. Daha sonra kapıyı tıklattı.
"Ah, çocuklar... Mycroft gitti. İsterseniz çıkabilirsiniz..."
Alex ve Sherlock kahkahalar içinde dışarı çıktı.
"Tanrım, keşke yüzünü görebilseydik Alex!.."
Genç kadın gülmekten cevap veremedi.
"Kıpkırmızı olmuştu..." dedi doktor ve gülüştüler.

*

Elindeki gömlekleri genç kadına doğru tuttu fikrini almak için doktor.
"Sanırım..."
Duraksadıktan sonra devam etti kadın.
"Sağdaki daha iyi..."
Sherlock kafasını kaldırmadan konuştu.
"Hayır... İkisini de beğenmedi..."
John olumlu cevap almak istercesine küçük bir çocuk gibi Alex'in gözlerine baktığında hayal kırıklığına uğradı.
"Harika!.. Doğum günümde giyecek doğru dürüst hiçbir şeyim yok!.."
"Üzgünüm, doktor..."
Dedektif konuşmak için dudaklarını araladı.
"Neden bu kadar önemsiyorsun ki? Hep tanıdık yüzler olacak... Birkaç eski arkadaşın, Molly, Graham..."
"Greg..."
"Ah, evet... Ve Greg..."
Adam gülerek kafasını salladı bir çift mavi karşısında.
"Graham sandığın kişi aslında Greg, Sherlock..."
"Gerçekten mi?"
Genç kadın da güldü bu sefer. Gözlerini bu ufak tefek adamın üzerinde gezdirdi sonra. Ve aklına gelen fikirle tebessüm etti.
"İstersen seninle alışverişe çıkabilirim John. Belki Sherlock'a da bir şeyler alırız. Kendisinde aynı beyaz gömlekten yüzlerce var çünkü..."
Doktor ve kadın güldü birbirine bakarak.
"Ha ha! Espri anlayışınız ya da sizin gibiler bunu nasıl adlandırıyorsa oldukça sıradan!.."
Sesi alaycı çıkan Sherlock devam etti.
"Kıyafet seçmek için neden zaman harcayayım ki!.."

*

Kapıdan dışarı adım attıkları anda peşlerine takılan orta yaşlı bir gazeteci genç kadın ve doktoru rahatsız etti sorularıyla. Ki bunlar bir soru olarak adlandıralamayacak kadar uzaktı en ufak bir zeka kırıntısından.
"Doktor Watson, Bay Holmes'tan Bayan Wilde ile birlikte olabilmek için mi ayrıldınız?"
John sinirlendi bu ahmakça düşünüşün sesli ifadesinden ve cevap verirken öfkesinin sesine yansıdığını fark etmedi.
"Öncelikle ben gey değilim!.. Ve Bayan Wilde da benim arkadaşım!.."
"Boşver John... Aptalın teki işte..."
dedi Alex onu kolundan tutup çekiştirirken. Fakat sanki bu kendini bilmez adamı tanıyordu. Gözlerindeki solgunluğu ve donuk bakışlarını biliyor gibiydi...

Daha Az Sosyopat HolmesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin