2: Sarhoş Kadın

410 38 10
                                    

9

Tanışmalarının üzerinden birkaç ay geçmişti. Bu sürede pek çok kez görüşmüş, artık arkadaş olmuşlardı. Belki de dost...

*

Kararan havaya aldırış etmeden ara sokaklardan geçti genç kadın yolu kısaltmak adına. Nefes alıp verişleri soğuk havaya karışırken gördüğü ilk bardan içeri girdi. Bir an önce bir şeyler içmeye ihtiyacı vardı çünkü bugünü unutmak için. Özellikle de hava kararıp gece olunca üzerine çöken çaresizlik hissinden kurtulmak için... Bar taburelerinden birine oturdu. Hiçbir şey umrunda değilmişçesine içmeye başladığında John'un henüz içeri girmiş olduğunu fark etmedi.
"Alex?"
Duyduğu tanıdık sesle birlikte kafasını hafifçe sola çevirdi kadın.
"Ah, merhaba John!.. Seni fark etmemişim..."
Sesi hüzünlü çıkmıştı. Tek başına oturan ve biraz da sarhoş olmuş bu genç kadının moralinin bozuk olduğunu fark etti doktor. Alex'in hemen
yanındaki tabureye oturdu.
"İyi misin?"
Kadın koyu kahverengi gözlerini hızlıca insanlar üzerinde gezdirdi. Ve buraya yalnızlığını paylaşmak için birini aradığından geldiği belli olan John'a dönerek konuşmaya başladı.
"Bence şu köşedeki esmer kadınla oldukça iyi anlaşırdınız doktor..."
Adam kafasını genç kadının işaret ettiği yöne doğru çevirdi. Sonra tekrar bir çift kahveye döndü bir cevap beklercesine.
"Kadının doktor fantezisi var..."
Fısıldayarak söylemişti bunu. John asıl konudan uzaklaşmak pahasına da olsa sordu şaşkınlıkla.
"Nasıl anladın bunu?"
Alex içkisinden bir yudum aldı ve cevap verdi.
"Bunun için zekice bir açıklamam yok. Az önce kadın tüm bunları barmene anlatıyordu..."
Gülüştüler.
"Ah, Alex... İtiraf etmeliyim ki Sherlock'un şu çıkarım yapma sanatına benzer bir şekilde beni şaşırtacağını sanmıştım."
Yüzündeki gülümseme yavaşça yok olunca kadın tekrar konuşmaya başladı.
"Artık gitseniz iyi olur doktor, zaman ilerledikçe buradaki kadınlarla şansınız azalıyor..."
"Sanırım sizinle kalmayı tercih edeceğim Bayan Wilde..."
Gülümsedi doktor.

*

Bardan dışarı çıktıklarında Alex, hızla kanına karışan alkolün kaçınılmaz etkisiyle ayakta durmakta güçlük çekiyordu. Neyse ki John onun kadar içmemişti ve genç kadına yardım ediyordu. Beraber yürürlerken tamamen sarhoş olan koyu kahverengi gözlerin sahibi konuşmaya başladı.
"Sherlock'un gözlerinin ne kadar güzel olduğunu fark ettin mi hiç? Durgun bir deniz gibi..."
Güldü adam.
"Eminim sabah uyandığında bu söylediklerinin hiçbirini hatırlamayacaksın Alex."
"Muhtemelen doktor... Keşke bugünü de tamamen unutabilsem, hiç hatırlamasam..."
Doktor, kadının söylediklerini anlamaya çalışırken Alex yeniden konuşmaya başladı. Ama artık alkolün de etkisiyle kelimeleri seçmekte zorlanıyordu.
"Bugün benim doğum günüm... Kendimi hangi şekilde öldüreceğimi tekrar ve tekrar düşünebileceğim çok özel bir gün..."
Sesi alaycı çıkmıştı. John onun bu haline üzüldü kasvetli gri sokakları geçerlerken. Biraz da merak etmişti böyle melankolik konuşmasının nedenini... Fakat doktor daha fazla bir şey sormadı ve doğrudan 221B Baker Sokağı'na yöneldi koluna girdiği Alex ile birlikte. Zihnini zorlamış fakat bir türlü hatırlayamamıştı onun derme çatma evinin olduğu sokağı çünkü...

*

Genç kadınının kanepeye yatmasına yardımcı olurken Sherlock'un sorgulayan bakışları arasında ezildiğini hissetti doktor. Kadının üzerini örttükten sonra fısıldayarak konuşmaya başladı.
"Çok sarhoş olmuştu Sherlock... Ve ben de evinin adresini bir türlü hatırlayamadım..."
Kafasını salladı dedektif.
"Her neyse John..."
Adam kendi odasına doğru yönelmişti ki birden duraksayarak döndü ve gülerek konuşmaya başladı.
"Bir de gözlerinin durgun bir deniz kadar güzel olduğunu düşünüyormuş..."
Sherlock'un kısa süreli şaşkınlığından yararlanan John odasına gitti. Arkasında yüzünde küçük bir tebessüm beliren küstah bir dedektif bıraktığının farkında değildi... Birkaç saat daha bilgisayarıyla ilgilenen Sherlock gözlerini ovuşturdu küçük bir çocuk gibi. Bilgisayarı kapatıp uyumak için odasına gideceği sırada Alex'in üzerinin açılmış olduğunu fark etti. Kısa süreli bir tereddüdün ardından usulca üzerini örttü kadının.

*

Güneş ışıklarının etkisiyle gözlerini kırpıştıran dedektif hâlâ tam olarak uyanamamış bir şekilde kendini içerideki koltuğun üzerine attı. Gözlerini ovuştururken mutfaktan gelen hoş bir koku dikkatini dağıttı. Gidip baktığında güzel bir kahvaltı sofrası ve küçük bir kâğıda hızlı bir şekilde yazılmış bir şeyler buldu. Sessizce okudu sonra.
"Yazacağım sıradaki hikaye bir dedektif ve doktoru nasıl zehirlediğimle ilgili..."
Sherlock gülümsemesine engel olamadı. Kadının teşekkür etme yolunu beğenmişti...

*

Daha Az Sosyopat HolmesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin