23: Ekosenin Gücü

143 10 11
                                    

17

Koyu kahverengi gözlerini kanepenin üzerinde birbirlerine sarılarak uyuyakalmış doktor ve Mary üzerinde gezdirdi genç kadın. Rosie doğduğundan beri baş başa kalamadıklarından emin olduğu bu çifte üzüldüğünü hissetti. Yavaşça Rosie'nin altın sarısı saçları arasında gezdirdi parmaklarını. Çocuklarla arası hiçbir zaman pek iyi olmamıştı. Fakat bu küçük kızı çok seviyordu. Sherlock yanına geldiğinde ona tebessüm etti ve konuşmak için dudaklarını araladı Alex.
"Sherlock, düşündüm de Rosie'yi birkaç saatliğine dışarı çıkarabiliriz. Hem Watson çifti biraz baş başa kalır..."
Sherlock da tebessüm etti.
"Tamam..."
Kadın adamın kabul etmesine biraz şaşırmıştı.
"Gerçekten mi?"
"Evet... Niye bu kadar şaşırdın ki?"
"Bilmem... Bazen biraz duygusuz oluyorsunuz dedektif. Belki de bu yüzdendir..."
"Lütfen... Bana duyguları siz öğrettiniz Bayan Wilde!.. Tabii ki ara sıra hata vereceğim..."
Güldü Alex. Ne de olsa çoğu duygusunu törpülemiş ve istemeden açığa çıkanları da çoğunlukla saklayan birinin yüksek işlevli bir sosyopatın kalbine girip ona duyguları öğretmesi pek kolay olmamıştı...

*

Alex Rosie'ye açık pembe renkli, tavşan kulaklı bir tulum giydirirken John ve Mary'yi uyandırmamaya çalışarak dedektife seslendi.
"Sherlock umarım takım elbise giymiyorsundur!.."
Adam alaycı bir ses tonuyla cevap verdi.
"Çoktan giydim bile Bayan Wilde..."
"Sürekli bir davete katılacak gibisin, günlük bir şeyler giy!.."
Kısa bir nefes arasından sonra devam etti.
"John'un sana doğum gününde aldığı ekose desenli gömleğe ne dersin?"
"Alex ciddi misin? O gömlek benim için değil de John için tasarlanmış sanki..."
Kadın sesini dedektife duyurmaya çalışarak Rosie ile konuşur gibi yaptı.
"Ah, görüyor musun Rosie? Bu dünyada bebeklerden bile mızmızları var!.."
Birkaç dakika sonra Sherlock gömleği giymiş bir şekilde genç kadın ve küçük kızın yanına geldi.
"Saçlarını sarıya boyatırsan ve bir de boy farkını hesaba katmazsak eğer Watson çiftinden bir farkımız kalmamış olur Alex!.."
Genç kadın güldü ve adamın gömleğinin yakalarına uzandı düzeltmek için.
"Bence sana yakışmış..."
Ukalaca gülerek cevap verdi dedektif.
"Tıpkı John'a benziyorum..."
Alex gözlerini kıstı ve gülümseyerek konuşmaya devam etti.
"Renginden mi bilemiyorum ama bence sana seksi bir hava katmış..."
Sherlock tebessüm etti.
"Demek öyle Bayan Wilde..."
Genç kadınla arasında sadece birkaç santim vardı.

Sherlock tam onu öpmek için eğilmişti ki Alex hızlı bir hamleyle geri çekildi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sherlock tam onu öpmek için eğilmişti ki Alex hızlı bir hamleyle geri çekildi.
"Çok ayıp!.. Odada küçük bir çocuk olduğunun farkındasındır herhâlde dedektif!.."
Gülerek diğer odaya yöneldi üzerini değiştirmek için.
"Ah, seni numaracı..." dedi adam tebessümle. Sonra karşısındaki küçük kızın tavşan kulakları dikkatini dağıttı. Rosie'yi iki eliyle kavrayıp havaya kaldırdı ve onunla konuşmaya başladı.
"Nesin sen? Bir tavşan mı? Yoksa küçük bir çocuk mu?"
Çocuk ise sanki dedektifi anlar gibi gülüyordu.

*

"Hazırım Sherlock... Çıkabili..."
Sözleri gördükleri karşısında bölündü genç kadının. Dedektif küçük kızın üzerindekileri tamamen değiştirmişti.
"Tanrım, onu bir erkek çocuğu gibi giydirmişsin!.."
"Seninkinden daha iyi olduğunu kabul etmelisin Alex. En azından şimdi mitolojik bir canlıya benzemiyor..."
Kadın istemeden güldü.
"Her neyse Sherlock... Hadi çıkalım..."

Daha Az Sosyopat HolmesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin