3: Limon

400 32 14
                                    

18

Şu günlerde kendini ifade etme biçimi olarak cinayet işlemek moda haline gelmişti sanki. Öldürülen bir sanat danışmanının cinayet mahalline doğru yola çıktıklarında böyle düşünmüştü en azından kahverengi gözlerin sahibi. Sarı şeritlerle çevrilmiş alana girmeden önce durduruldu genç kadın, doktor ve dedektif Sally Donovan tarafından.
"Bu kadın da kim?"
Sherlock gözlerini devirdi.
"Benimle olduğunu bilmen yeterli sanıyorum..."
Bir türlü alt edemediği dedektif cinayet mahalline girerken arkasından bağırdı rahatsız edici ses tonuyla.
"Ucube!.."
Tam o sırada bir çift koyu kahverengiyle göz göze geldi bu kendini bilmez kadın. Alex yüzüne yerleştirdiği alaycı gülümsemeyle konuştu.
"Memnun oldum... Ben de Alex Wilde. Yerel gazeteden..."
Donovan neye uğradığını şaşırmıştı ki genç kadın sarı şeritlerin altından geçerek gözden kayboldu.
Alex, dedektif ve doktorun arkasından ilerliyor ve meraklı gözlerle etrafı inceliyordu. Bu sırada John Sherlock'a yaklaştı ve gülerek fısıldadı.
"Bunu duydun mu?"
Dedektif de gülerek cevap verdi.
"Onu giderek daha çok seviyorum..."
"Ben de..." dedi doktor ve sanat danışmanı adamın cesedine yaklaştılar yavaşça. Biraz inceledikten sonra adamın evindeki eşyalar üzerinde göz gezdirdiler. Tuhaf olansa onca değerli tablo arasından sadece birkaç çerçevenin çalınmasıydı. İki adam bu durumun üzerinde konuşurken genç kadın merak duygusunun esareti altındaki gözlerini cesede dikti. Sanki bu yüzü tanıyordu.

*

221B Baker Sokağı'na nihayet döndüklerinde Sherlock kafasında bazı şeyleri oturtmaya çalışıyordu. John ise tüm ilgisini telefonuna vermişti. O sırada genç kadın aradığı şeyi bulmuşçasına bilgisayarını dedektife doğru çevirdi.
"Bu adamı bir yerden tanıdığımı biliyordum..."
Sherlock sorgularcasına masanın bitişiğindeki sandalyede oturan Alex'e doğru yaklaştı ve sandalyenin üzerinden hafifçe eğilerek bilgisayara baktı.
"Londra'ya yeni geldiğim zamanlar bir sanat dergisinde yazıyordum. Bu adamla da röportaj yaptığımı hatırlıyorum. Geleceği parlak bir genç adamdı. Fakat sonra birkaç hırsızlık olayına karıştığı söylentisi yayıldı..."
Kadının anlattıklarından birkaç belirli kelime seçti önce bir çift mavinin sahibi ve onu tanımak adına kafasında oluşturduğu listeye ekledi.
Alex Wilde
•27 yaşlarında
•Koyu kahverengi gözlere ve parlak kahverengi saçlara sahip
•Yerel gazetede çalışıyor
•Amatör polisiye hikayeler yazıyor
•Sosyopat (?)
•Yıldızlı geceleri oldukça seviyor
•Gözlerimin durgun bir deniz kadar güzel olduğunu düşünüyor
•Yalnız yaşıyor
•Çok az arkadaşı var
•Londra'ya başka bir yerden taşınmış
•Bir sanat dergisinde çalışmış
Sonra hafıza sarayındaki dolaplardan birinin çekmecesine yerleştirdi bu listeyi. Ve önündeki cinayete odaklandı kısa süreli duraksamasının ardından.
"Adamın ofisi... Hırsız ya da hırsızların sıradaki hedefi orası!.. Acele etmeliyiz!.."
Genç kadın tam oturduğu yerden kalkacaktı ki sandalyenin üzerinden eğilmiş bir şekilde bilgisayarı inceleyen dedektifle dudakları çarpışır gibi oldu. İkisi de bu an hiç yaşanmamış gibi davranmayı tercih etti sonra. Bunu gören doktor ise aralarındaki uyumdan etkilendiğini kendine itiraf etti nihayet ve ufak bir tebessüm etti onlara fark ettirmeden.

*

Öldürülen adamın ofisine gittiklerinde Sherlock birkaç tabloyu inceledi fakat aradığını bulamamış gibiydi. Diğer odadan seslenen John ile tamamıyla istediği şeyi bulmaya odaklanan dikkati dağıldı.
"Sherlock, burada gizli bir oda var!.."
Dedektif hızla sese doğru ilerledi.
"Beni her seferinde şaşırtıyorsun John!.."
Kapıyı araladı ve tahmin ettiği gibi parlak çerçeveli tablolarla karşılaştı. İçlerinden herhangi bir tanesine uzandı kafasını kurcalayan düşüncenin doğruluğundan emin olmak için. Tablo hissedilir bir şekilde parlak çerçeveli olmayanlarına göre daha ağırdı. İçindeki resmi pek önemsemeden çerçeveyi tablodan ayırdı konuşmaya başlamadan hemen önce.
"Bu gördüğünüz çerçeve altı yıl önce Kraliyet Sanat Derneği'nin özel üyelerine verilmek üzere tasarlanan fakat sonra çalınan altın broşların ta kendisi!.. En azından bir kısmı..."
"Çok akıllıca..." dedi genç kadın.
"Biri beni de aydınlatabilir mi?"
Doktor kendini bu ikisi karşısında biraz aptal hissetmişti.
"Ah, John... Senin şu basit yapılı beynin..."
Devam etti sonra.
"Adam çaldığı broşları belli parçalar halinde eritmiş ve bu çerçevelerin üzerine sürmüş... Kusursuz bir plan... Tek yapması gereken sıcak altının soğuyup katılaşmasını beklemekti... Akıllıca..."
"Peki onu kim öldürdü?" dedi ufak tefek adam merakla. Kadife sesi odayı doldururken cevap verdi mavi gözlü adam.
"Büyük ihtimalle sırrını paylaştığı biri... Sevgilisi, asistanı ya da başka bir kişi... Belki de eski bir ortak..."

*

Tekrar 221B Baker Sokağı'na yaklaştıklarında doktor bir akşam yemeği randevusunun olduğunu söylemiş ve çoktan ayrılmıştı ikisinin yanından. Kapının önüne geldiklerinde Alex adımlarını yavaşlatarak durdu.
"İyi akşamlar dedektif..." dedi ve cümlesini bitirir bitirmez evine gitmek üzere yola koyuldu. Sherlock arkasından seslendi o sırada.
"Hey, bugün bana arka çıktığın için teşekkür ederim!.."
Genç kadın yüzünü tekrar adama döndü ve gülümsedi.
"Rica ederim..."
"Acaba yukarı gelip benimle çay içmek ister misin?"
Bu soruyu sorduğuna içten içe şaşırmıştı dedektif, ilk defa dudaklarının arasından süzülen kadife sesi bir makineyi andıran beyninden erken davranmıştı sanki. Fakat bu kadınla konuşmaktan hoşlanıyordu... Onun sözcüklerinden...

*

Buzdolabının kapağını araladı dedektif.
"Korkarım ki hiç sütümüz kalmamış Bayan Wilde... Bitki çayı?"
Kadın onaylarcasına kafasını salladı. Sherlock iki fincan çay ve ince bir şekilde dilimlenmiş birkaç parça limonla çıkageldiğinde Alex gazetelerden kesilip duvara asılmış kâğıt parçalarını inceliyordu meraklı gözlerle. Adamın geldiğini görünce koltuklardan birine oturdu ve tepsideki çayına uzandı.
"...limon?"
"Ah, bitki çayında limon hiç sevmem dedektif!.."
Güldü adam.
•Bitki çayında limon sevmiyor
Genellikle sessizliğin hakim olduğu bir sohbetten sonra genç kadın Sherlock'a teşekkür etti ve evine döndü birbirine karışan adımlarla.

*

Daha Az Sosyopat HolmesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin