34: Bayan Holmes

106 5 2
                                    

*Hesabımda ufak bir aksaklık olduğu için bölüm müziklerini buraya ekleyemedim. Ancak Spotify veya YouTube'dan kolayca bulabilirsiniz.

34

Baker Sokağı'nın tanındık evinin küçük oturma odasında dizilmiş bir şeyler konuşuyordu kızıl saçlı adam, müfettiş, doktor, dedektif ve genç kadın.
"Tanrım, Alex... Hiç kız arkadaşın yok mu?"
Omuzlarını silkti kadın ve gülerek konuştu.
"Bu gidişle sen ve Greg nedimelerim olacaksınız Mycroft..."
Kızıl dışında odadakilerin tümü güldü. O da içten içe eğlenmişti aslında. Fakat belli etmemeye çalıştı nedense.
"Ah, sen neden gülüyorsun Greg?"
Hemen yanında oturan adamı dürterek söylemişti bunu.
"Çünkü komikti Mycroft!.. Bir şakanın öznesi olmaktan neden alınayım ki?"
Gözlerini devirdi kızıl saçlı adam. Ne Japon balığı ama diye düşündü fakat sonra istemeden güldü yüzüne yayılan belli belirsiz tebessümle.
"Şaka bir yana Kanada'dan birkaç arkadaşım gelecek. Onlar bana bu konuda yardımcı olurlar sanırım..."
Müfettiş şaşırmıştı.
"Kanada mı?"
"Ah, uzun hikaye Gregory..."
Mycroft gülerek tekrar etti.
"Gregory..."
Bu sırada diğer odaya doğru yöneldi Alex uyuyan iki küçük çocuğu kontrol etmek için. Kadının kısa süreli yokluğundan faydalanan Sherlock fısıldayarak konuştu.
"Bunu pek konuşmazsak iyi olur Lestrade..."
Müfettiş merak etmişti fakat yine de onaylarcasına kafasını salladı.

*

"...Alex'in Kanadalı olduğunu bilmiyordum Mycroft."
Parmak uçlarını kızıl saçları arasında gezdirirken cevap verdi adam.
"Çok şey bilmiyorsun Greg."
Müfettiş sorgularcasına kaşlarını havaya kaldırdı fakat cevap alamayınca merakla konuşmaya başladı.
"Böyle söyledikten sonra herhangi bir açıklama yapmadan kurtulabileceğini sanmıyorsun herhâlde..."
"Bilmem... Denemek ister misin? Gregory..."
Son kelimeyi daha bir alaycı söylemişti Mycroft.

*

Birkaç Hafta Sonra

Bayan Hudson'un evlilik ve seks hayatıyla ilgili önerilerini dinlerken gülümsemeye çalıştı genç kadın ve hemen ardından kadehi kafasına dikerken umarım benden daha çok eğleniyorsundur dedektif diye düşündü.

*

Doktorun bekarlığa veda gecesindeki gibi ince hesaplara girmedi Sherlock. Çünkü bu sefer damat kendisiydi. Sarhoş olmaya başlamış bedenleri sendeler hâlde başka bir barın gözden uzak masasına doğru geçerken gülerek konuştu.
"Mycroft, gey olmanı hiç beklemiyordum!.."
Biraz yüksek sesle söylemişti bunu.
"Sayende tüm Londra öğrendi küçük kardeşim..."
Sandalyelere oturduklarında bu sefer John araladı dudaklarını konuşmak için.
"Sahiden Mycroft... Eşcinsel olabileceğini düşünmemiştim. Hiç belli etmiyorsun..."
"Sizin aksinize doktor..."
Müfettiş güldü az öne yudumladığı birayı dudaklarının arasından püskürtmemeye çalışarak.
"Kaç kere söyleyeceğim, ben gey değilim!.."

*

Oldukça sarhoş bir şekilde merdivenleri çıkmaya çalıştı dedektif. Korkuluklara tutunarak zar zor bunu başardı ve içeri girdi. Genç kadının kendi koltuğunda uyuyakaldığını görünce tebessüm etti. Tam ona doğru birkaç adım atmıştı ki diğer odadan gelen ağlama sesi dikkatini dağıttı. Böylece adımlarının yönünü değiştirdi Sherlock.
Huysuzlanan küçük çocuğa yaklaştı. Sonra gülerek konuştu.
"Bir yerlerde bir kapama düğmen olmalı ufaklık..."
Leo'yu iki elinin arasına aldı çocuk hâlâ ağlarken.
"Hey, neyin var?"
Sonra devam etti fısıldayarak.
"Sana şarkı söylememi ister misin?"
Küçüğü göğsüne doğru bastırarak sakinleştirmeye çalışırken bir yandan da sarı saçları arasında gezdiriyordu parmak uçlarını dedektif.

Can't Keep It Inside • Brett Dennen, Benedict Cumberbatch

Fısıldayarak söylediği şarkı Leo'nun ağlamasını biraz dindirmiş gibiydi. O sırada yüzündeki kocaman gülümsemeyle kendini izleyen Alex'i fark etmedi. Kadın Sherlock'un dönüştüğü bu adamı seviyordu. Daha az sosyopat... Ufaklık gözlerini tekrar karanlıkla buluşturunca onu incitmemeye çalışarak usulca beşiğine yerleştirdi. Arkasını dönünce hemen kapının yanında kollarını kavuşturmuş bir şekilde tebessüm eden genç kadını gördü. Ve yavaş adımlarla ona yaklaştı.
"Ne oldu Bayan Wilde, sizi güldürecek bir şey mi yaptım?"
Alex ellerini adamın gömleğinin yakalarına yerleştirirken cevap verdi.
"Hayır, dedektif. Sadece şu an çok sarhoşsun..."
Adam güldü.
"Evet, pek alışık olduğum bir şey değil..."
"Şarkı söylemen de öyle..."
Tekrar güldü Sherlock fakat bir şey demedi.
"Yarın sana bunu hatırlatacağım..." dedi odayı dolduran ay ışığı üzerinde koyu kahverengi gözlerini gezdirirken kadın. Ve hafif bir tebessümle güldü.

Daha Az Sosyopat HolmesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin