29: Holmes & Holmes

126 8 0
                                    

26

Birkaç Ay Sonra

Sarılmış bir şekilde uyuyordu genç kadın ve dedektif. Nefes alıp verişleri ritimli bir şekilde birbirine karışırken sesler bir senfoniyi andırıyordu sanki. Beraber huzuru besteledikleri ve nefes sesinden başka sesin olmadığı o anlar Leo'nun ağlama sesiyle bölündü.
"Ben bakarım..." dedi genç adam Alex'in alnına küçük bir öpücük kondururken. Oğlunun yanına doğru hareket ederken ister istemez gülümsedi. Yüksek işlevli bir sosyopattan bir babaya dönüşmüştü ne de olsa...

*

Bankta oturmuş ılık bir esinti yüzünde gezinirken oyun parkında oynayan Leo ve Alex'i izliyordu Sherlock. O sırada sokağın başından çıkıp gelen ve yanına oturan kızıl dikkatini dağıttı.
"Gerçekten her seferinde bizi nasıl buluyorsun? Üzerimize verici falan mı yerleştirdin Mycroft?"
Adam alaycı bir şekilde gülerek cevap verdi.
"Lütfen... Yeteneklerimi küçümsemekten vazgeç küçük kardeşim... Hem benim de senin gibi bir evsiz ağım olamaz mı?"
"Senin gibi kibirli birinin evsiz ağı olacağını sanmıyorum. Muhtemelen birkaç üst düzey züppeden oluşan bir ağın vardır..."
dedi Sherlock Mycroft'un alaycılığını aşan bir ses tonuyla.
"Buraya sizi görmeye gelmedim küçük kardeşim..."
Alex kucağında küçük çocukla yanlarına doğru gelirken gülümsedi adam.
"Leo'yu görmek için geldim..."
Sherlock güldü.
"Bir anda çocuklara ne kadar da düşkün oldun böyle!.."
Mycroft ona aldırış etmeden çocuğu kolları arasına aldı ve onu havaya kaldırırken sordu.
"Konuşmaya başladı mı Alex?"
Kadın önüne düşen saçları geriye doğru ittirirken cevap verdi.
"Pek sayılmaz Mycroft... Bir kaç anlamsız ses işte..."
O sırada Leo konuşmaya çalışır gibi oldu.
"M-my..."
Kızıl saçlı adam daha da gülümsedi.
"...croft..."
Dedektif ve genç kadın şaşkınlıklarını gizleyemediler.
"Mycroft, seni alçak adam!.. Başından beri bunu planlıyordun! Ve sakın öyle değilmiş gibi davranma..."
"Ah, küçük kardeşim inan bana neden bahsettiğini bilmiyorum..." dedi yüzünde o ifade varken. Konuşmak için dudaklarını araladı o sırada Alex.
"Biz de Sherlock ile acaba ilk anne mi yoksa baba mı diyecek diye tartışıyorduk Mycroft!.."
"Birkaç kez adımı yanında sesli bir şekilde söylemiş olabilirim sadece..."
"Evet, muhtemelen birkaç yüz kez..." dedi dedektif kollarını kavuştururken.
Güldü o sırada genç kadın o ikisi tartışırken. Sherlock'un aksine pek sinirlenmemişti.

*

Birkaç Gün Sonra

Hızla üzerini giyerken Leo'ya doğru yöneldi genç kadın ve çocuğun alnına küçük bir öpücük kondurdu.
"Artık kıskanmaya başladım Bayan Wilde..."
Gülerek Sherlock'a doğru ilerledi bu sözler üzerine Alex ve adamın dudaklarına da bir öpücük bıraktı.
"Bugün gazetede oldukça fazla işim var. Büyük ihtimalle akşama görüşürüz dedektif..."
Kapıya yönelirken devam etti.
"Siz Holmeslara iyi eğlenceler!.."

*

Birkaç saat geçmişti ki doktor iki Holmes'u baş başa bulacağını düşünmeden Baker Sokağı'nın başında göründü. İçeri girdi ve dedektifi selamladı.
"Sherlock..."
"John!.."
Genç adamın sevincine şaşıran ufak tefek adam her zamanki koltuğuna oturdu.
"Nasıl gidiyor? Yani baba olmak?" dedi gülerek.
"Baba olmakla ilgili bir sıkıntım yok John. Fakat son günlerde elime hiç iyi olay gelmiyor. Daha geçen gün kendisini aldattığını düşünen kocasını takip etmem için geldi bir kadın..."
Doktor kahkaha attı.
"Gülme John... Umutsuz durumdayım. Ben böylelerini kovmaktan sıkıldım ama onlar bana gelmekten sıkılmıyor... Dün..."
Sözü telefon sesiyle bölündü. Hızla telefona uzandıktan sonra konuşmaya başladı Sherlock.
"Dinliyorum..."
"Ah, gerçekten mi?"
"Hayır, tabii ki sevinmedim..." dedi yüzündeki kocaman gülümsemeyle.
"Tamam... Tamam, orada olacağım Gibs... Greg!.."
Telefonu kapattı ve sorgularcasına bir bakış atan doktora döndü ellerini birleştirirken.
"Üst düzey bir yönetici intihar etmiş. Büyük ihtimalle öldürülmüş... Mycroft olay yerine varmadan acele etmeliyiz John!.. Tanrım, bahar ortasında Noel gibi!.." dedi ve heyecanla ayağa kalktı.
"...Sherlock bir şey unutmuyor musun?"
"Ne gibi?"
Doktor kafasıyla kanepenin üzerinde uyuyan küçük çocuğa işaret etti.
"Ah, John!.. Çok basit şeylere takılıyorsun... Nihayet oğluma bir cinayet mahallini gösterebileceğim!.. Tekrar ediyorum, bahar ortadında Noel gibi!.."

Daha Az Sosyopat HolmesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin