22

676 48 5
                                    

Düğün yorgunluğuyla birlikte yatağıma uzanmış tavanı izliyordum. Bugün, milyon kez söylediğim gibi tuhaf bir akşam geçirmiştim. Ama asıl tuhaf olan şu ki bu tuhaflıkların anlamını çözemiyordum.

Düğünde, lavaboya gidip döndükten sonra Bulut yoktu. Bende geri kalan zamanda Beril'le konuşmuştum ama içimde rahatsız edici bir his vardı.

Şimdiyse evdeydim. Biraz kafa dağıtmak için çekmecedeki kulaklığı alacaktım ki mor ipi görünce duraksadım. B'nin verdiği ipti ve yanında da hırkası duruyordu. Bu gece olanlar aklıma geldi. Belki de tam bir şerefsiz gibi davranmıştım ona karşı. Eğer bana karşı gerçek hisleri varsa kırılmış olmalıydı.

Ama onu tanımıyordum, nasıl sevebilirdim? İyi ya da kafa biri olması yetmiyordu. Son mesajımdan sonra yazmamıştı.

Diğer yandan Bulut'un yanındaki saçma davranışlarımı hatırladıkça çıldıracak gibi oluyordum. Böyle olmamalıydı.

İçimdeki sıkılmış ruhu, müzikle onaracaktım. Her zaman ki gibi.

Müziğin yatıştırıcı notalarına kapılıp ne zaman uykuya daldım bilmiyorum ama uyandığımda karşımda annem ve Beril duruyordu. Bir an kendimi ifade veren masum sanık gibi hissettim.

"Sabah sabah uykumu bölme amacınızı sorabilir miyim?"

"Soramazsın efendim, kalk gidiyoruz."

"Nereye?" dedim şaşkınlık içinde. Haftasonuydu ve uyumaktan önemli ne olabilirdi?

"Gidince görürsün." dedi annem. Beril'de ona ayak uydurarak başını salladı.

"İş birlikçi mi oldunuz başıma?" dedim kınarcasına. Aynı zamanda içimde uyanan merak hissini engelleyememiştim.

"Soru sorma, hazırlan." dedi Beril keyif alır gibi. Sonrada annemle kıkırdayarak odadan çıktılar. Bu neydi şimdi? Ben ne zamandan beri uykuya hasret kalır olmuştum?

Çocuk gibi yakınarak yataktan kalktım. Boynuma, adeta bir pusu kurarcasına dolanmış kulaklığı çıkardıktan sonra aynadaki halime baktım.

"Allah'ım insanların geçirdiği olağanüstü evrimlerden ben ne zaman geçireceğim?" dedim dağınık saçlarıma ve temizlemediğim için yüzüme yayılmış hafif makyaja bakarken.

Sonrasında üstümdeki pijamalarıma baktım. Acaba beni götürecekleri şu gizemli yere pijamayla gitmeme izin verirler miydi? Ya da pijamalar ne zaman moda olacaktı? Diğerlerini bilemem ama benim trendim kesinlikle pijamalarımdı.

İçimdeki merakın büyümeye başladığını hissettiğimde koşarcasına lavaboya gittim ve yüzümü yıkadım. Dişlerimi fırçalayıp göz altımdaki dağılmış makyajı temizledikten sonra odama döndüm. Sıradan bir tshirt ve kot giydikten sonra saçlarımı gelişi güzel bir topuz yaptım.

Odadan çıkıp annemlerin yanına gittiğimde çocukluk arkadaşım Ömer'i burada görmek benim için büyük bir şok olmuştu.

"Ömer!" dedim sesime yansıyan şaşkınlıkla.

Beni taklit ederek "Dolunay." dediğinde koşarak arkadaşıma sarıldım.

"Bu kadar sevineceğini bilseydim önceden gelirdim."

"Görüşmeyeli 2 yıl oldu." dedim inanamayarak.

"Hadi siz hasret giderin." dedi annem kıkırdayarak.

"E hani dışarı çıkacaracaktınız beni."

"Ömer gelince çıkarsınız diye düşündüm."

Bakışlarım Ömer'i bulunca omzunu silkti. "Bana farketmez, evde de takılabiliriz." Beril varlığını hatırlatmak için elini kaldırdı.

"Bende buradayım."

Dolunay | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin