Aynanın karşısında son halime birkez daha bakarken tam anlamıyla hazırdım. Üstümdeki elbisenin ruh eşim olduğunu düşündüm. Bakışlarımı iltifat bekleyen Beril'e çevirdiğimde "pü pü pü maşallah" dememek için kendimi zor tutarak şerefsizlik modumu fulledim.
"Kilo mu aldın sen?"
Yatağın kenarındaki yastığı ışık hızında olduğum tarafa fırlatarak aynada kendini incelemeye başladı. Kendi halimde kıkırdarken kapıdan annem girdi.
Beril ve ben olduğumuz yerde apışıp kaldığımızda, ikimizinde annemin yanında kül kedisi gibi kaldığımızı düşündüğünü biliyordum. Eve geldiğimde az buçuk hazır olan annem, şimdi tamamıyla hazırdı ve kesinlikle muhteşem görünüyordu.
"10 üzerinden kaç?" dedim Beril'e garip bir ciddiyetle.
"100" dedi aynı tuhaf ciddiyetle.
Noluyor lan, miss Turkey kazananını mı seçiyoruz?
Beril'in telefonu bu tuhaf dakikaları silip süpürerek odanın içinde yankılandı. Yatağın üstündeki telefonu alıp kulağına götürdü Beril.
"Açmadın yalnız."
Beril anlamazca bir bakış atıp ekrana baktı. Sonra da "hee" diye bir aydınlanma yaşayarak telefonu açabildi.
"Efendim kuzencim."
Kuzencim ne Beril bir açıklasana.
"Tamam hazırız zaten biz." derken onay almak için bize baktı. Annem, aynı zamanda Miss Turkey kazananından beklenilen onay geldi.
"5 dakikaya aşağıdayız o zaman." dedi Beril karşı tarafa keyifli bir sesle.
Ama 1 dakika içinde beni dışarıya çıkarmıştı bile. Annem babamın gelmesini bekleyeceğini söyleyerek Beril ve beni göndermişti.
Evin önüne siyah bir araba yaklaşıyor demek isterdim ama Bulut'tan başka gelen olmadı. Takım elbisesini düzeltmeye çalışırken gözleri beni buldu ama bakışı 2 saniyeyi geçmedi. Beril'e dönerek konuştu.
"Arabayla gelecektik ama son anda bir aksaklık oldu. Sanırım dolmuşla gitmek zorundayız."
"Hadi be." dedi Beril. Bana dönerek "sıkıntı olur mu?" diye sordu.
Ayağımdaki topuklulara bakarak " ayağıma çivi batıyormuşcasına bir his dışında sıkıntı yok." dedim.
"Aynı durumdayım ama otobüs durağı baya yakın zaten."
"Halanı daha fazla kızdırmayalım o zaman." dedim gülümseyerek.
İkiside gülümseyerek beni onayladığında otobüs durağına yürümeye başladık. Beril'in bakışları ara ara ben ve Bulut arasında gidip geliyordu. Bunun dışında pek konuştuk denilemezdi.
Durağa geldiğimizde çoğu bakış bizdeydi ve bu bakan kişilerin çoğu erkek diyebilirdim. Bir köşede beklemeye başladığımızda, Bulut önümüzü kapatmak istercesine tam karşımızda beklemeye başladı. Rahatsız olmuş gibi bir hali vardı. Saatini kontrol ederek ofladı.
"Nerede kaldı bu otobüs?"
"Kuzen, bekleyeli daha 3 dakika olmadı." dedi Beril.
"Gelir birazdan." dedim gergin bir ortamın olmasını umursamayarak.
Beril çantasının içinden cüzdanını çıkararak soğuk bir şeyler almak için gideceğini söyledi. Hızlı olmasını söyleyerek otobüsü beklemeye başladım.
Yaklaşık 3 metre ilerideki bir çocuğun aşırı bakışlarından rahatsız olarak diğer yöne döndüm. Bulut'un gerginliği benide geriyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/192931766-288-k722282.jpg)