Sıkkınlıktan balon yaptığım yanaklarım, içindeki nefesi değişik seslerle birlikte havaya bırakınca yoldan geçen bir teyzenin bakışlarına maruz kalmıştım.
Canım arkadaşım Beril (!) 'buluşalım' demişti ve ortalıkta yoktu. Üstelik biraz ilerideki bir çocuk annesinin dondurma almamasından yakınıp yerle yiyişiyordu. Salık bıraktığım saçlarım, çıkmadan önce sürdüğüm dudak nemlendiricime yapışmıştı ve görünürde hala biri yoktu.
B desen, en son konuşmamızdan yana pek konuşmamıştık. Beni sevdiğini ima ediyordu ama en son bunu net bir şekilde ifade etmişti. O an aklıma geldiğinde iç organlarımın nasıl birbirine karıştığı da aklıma gelmişti.
Görmediğim birine bağlanıyor olmamdan korkmalı mıydım?
Hayır, bağlanmıyorum.
Düşüncelerimi dağıtan kişi Beril'di. Başımda dikilmiş belertik gözleriyle bana bakıyordu. Ama bizi koca bir ağaç gibi gölgede bırakan o değildi. Beril, önümden çekilmeyi akıl ettiğinde arkasındaki kahve gözlere baktım.
Sonrasında Beril'in çocuğu çekiştirerek yanıma itişi ve benim birden hapşırarak çocuğa kafa atışım saniyeler içinde gerçekleşmişti.
Alkışlayın..
Beril, "Bulut iyi misin?" diye atıldığında, rezil olmanın verdiği alışılmışlıkla, mahçupça Bulut'a baktım. Benden uzun boyuyla nasıl kafa attığımı düşünürken özür dilemeyi ihmal etmemiştim.
"Dolunay kafa attın çocuğa." diyerek hayvan gibi gülmeye başladı Beril. Gözlerimi devirdikten sonra tekrar Bulut'a baktım. Pek etkilenmiş gibi durmuyordu. Beril'in domuz ve maymun karışımı çıkardığı sesler nihayet sona erince Bulut'un omzuna zar zor kolunu atarak 'Kuzenim Bulut' dedi.
Ufak şaşkınlığım eşliğinde Bulut elini uzattı. Tutma gereği duyarak aklıma takılan şeyle Beril'e döndüm.
"İyi de geçende beni çağıran kişi Bulut'tu. Ve sen tanıdığından bahsetmemiştin."
Beril, gözlerini irileştirerek hayvani gülüşlerine devam etti. Allahım sen sabır ver yarebbim. En son tıkanır gibi olduğunda başını kaldırarak açıkladı.
"Hayır, benim gösterdiğim başka bir çocuktu." dedi. Tekrar gülmeye başlamadan kınayıcı bakışlarımdan yolladım. O da devam ederek " Demek Bulut'ta seni çağırmıştı? O zaman tanışıyorsunuz." dedi Sherlock Holmes edasıyla.
Gözlerimi devirdim. Hala Bulut'un elini tuttuğumu farkettim. Eli sıkılaşmış, kahve gözleri tuhaf bakıyordu. Elini bırakarak Beril'e döndüm. Açıklama yapmak amaçlı "Bugün Bulut bizimle takılacak sıkıntı olur mu?" dedi. Umursamaz bakışlarımı göndererek başımı iki yana salladım.
*****
"Çilekli, hayır hayır çikolatalı, şey muzlu mu alsam?"
Beril'e gözlerimi devirerek, Bulut'la göz göze geldiğimde gülümsedi. Bende mal mal bakmamak adına gülüşüne karşılık verdim. Anlayacağınız gibi kafeye gelmiştik ve Beril'in pasta seçmesini bekliyorduk. Baskı dolu bakışlarımı üzerine diktiğimde bana inat gibi şirince gülümsedi. "Çikolatalı alacağım galiba." Hala galiba diyor ya.
Bakışlarımı en baskıcı haliyle üzerinde gezdirmeye devam ettiğimde "Tamam çikolatalı alıyorum." dedi kesin bir dille.
Kendimi devamlı Bulut'u izlerken buluyordum. Ama sanki o da beni izliyor gibi hissediyordum. Üzerimdeki baskıyı yenmek için başımı fazla kaldırmadan koluma yasladım.
Sipariş ettiğim sütlü kahvem geldiğinde bir yudum aldım. Beril çikolatalı pasta, Bulut ise....Bulut nerede?
Gözlerimi hızlıca etrafta gezdirdiğimde tam çaprazımda elinde çikolatalı pastayla dikilen bir Bulut görmeyi beklemiyordum. Beril hayvanca alkışlamaya başladığında olayı hala çözememiştim. Bugünün tarihi gözümün önüne geldiğinde hayatımda ilk defa doğum günümü unuttuğumu farkettim.
"İyiki doğdun Dolunay" dedi Bulut ılımlı bir sesle. Ben sırıtmama engel olamazken Beril'de gülümseyerek " Doğum gününü unutacak kadar kim aldı aklını başından?" dedi imalı bir ifadeyle. Sonrasında kalkıp üstüme çullandı. "Ya seni yerim bugün senin doğum günün mü ay ay ay?" dedi bebek sever gibi.
Gözlerimi devirerek yüzüne baksamda dayanamayarak bende sarıldım. Sonra kaşlarımı kaldırarak konuştum.
"Yani senin az önce iki saat seçemediğin pasta benim için miydi?"
"Doğum günü pastası önemli tabi." dedi kıkırdayarak. Gözlerim Bulut'a giderken elindeki pasta ve bana olan bakışları gözümde biskolata erkeklerinin canlanmasına neden oluyordu. Yanına giderek içten bir şekilde gülümseyen gözlerine baktım. Sonra bende hafifçe gülümseyerek mumları üfledim. Ve ikisinede teşekkür ettim.
Beril'in pastaya hayvanca dalmasını bekliyordum. Pastanın kenarından koca bir dilim aldı ve bana uzattı. Bir dakika? Bana mı uzattı? 'Sen kimsin Beril'e ne yaptın?'
Bu son söylediklerimi dışımdan söylemiştim. Hayır ağzımdan kaçırmadım. Bir insan neden düşündüğü şeyi yanlışlıkla ağzından kaçırır ki?
Söylediğim şeye gülerek pastayı ağzına götürmeye yeltendiğinde ona tatlı bakışlarımdan attım ve pastayı tekrar bana uzattı. Daima aç olduğumu belli etmeyecek şekilde pastayı kibarca yedikten sonra ikisine bakarak sırıttım. "Gömülün gençler."
Bu sefer Bulut'ta gülümsedi. Ve bende. Gülüşü tetikliyor napayım? Hemde güzel. Köprücük kemiklerini saymıyorum. Zaten yakışıklılığı almış başını gidi...
Dolunay!!
Derin bir nefes al.
Allah sahibine bağışlasın.
Ve pastaya gömül.
*****
Hayatımın aşkı tavanla bakışmamı sürdürürken yorgunluğumun bastırmasını önemsemedim. Eve geldikten sonra anne ve babamdan da bir sürpriz almıştım.
Beril Shawn Mendes aşkımın şarkılarının bulunduğu bir dvd, babam çok zarif ve üstünde hilal şekli bulunan çok güzel bir kolye, annem ise koyunlara olan garip düşkünlüğüm nedeniyle mini mini koyunların bulunduğu bir pijama takımı almıştı.
Bulut'a gelirsek neleri seveceğimi bilmediğinden ismimin yazılı olduğu bir bileklik almıştı. Almasını beklemiyordum. Sanırım eli boş gelmek istememişti bu yüzden ona karşı biraz mahçup hissetmiştim.
Beynim aşırı yorgunluktan kendini titreme moduna almıştı sanırım...a hayır telefonum titriyormuş. Yastığımın altındaki telefonu alarak gelen mesajlara baktım.
B: Sana ilk mesaj attığım gün dolunay vardı hatırlıyor musun?
B: Ve bugün sanki sana özel gibi dolunay var.
B: Sen benim gökyüzümde bulduğum mucizemsin Dolunay.
B: Sakın gitme çünkü ayın etrafına çevrelenmiş bulutlar bile sensiz anlamsız.
B: İyiki doğdun gökyüzüm.
-Görüldü
******
Wow uzun bir bölüm oldu bence.
Bölüm hakkında düşünceleriniz?
Sadece instagram bölümü yapayım mı?
Vee bu kadar..
Sizi güneşler kadar seviyorum.
