"Lan kızım kalk hadi."
Beril'in derinlerden gelen sesi gittikçe artarken sinirle başımı kaldırdım.
"Ne var ya?"
Yüzüme bakarak eliyle kapıda bekleyen çocuğu gösterdi.
"Şu çocuk seni bekliyormuş."
Gördüğüm tanıdık yüze baktım. Bulut'tu. Hani şanslı olan çocuk. Ne istiyor şimdi bu?
Yerimden kalkarak sınıfın çıkışına yürüdüm. Uykulu gözlerle bakıyordum. B ile bankta otururken gitmesi gerektiğini söylemişti. Bende kalan yolu tek gelmiştim. Ondan sonrada sürekli uyuklamıştım zaten. Bulut'un yanına geldiğimde sorar gözlerle ona baktım.
Elindeki mor ipi kaldırdığında bakışlarım bileğime çevrildi. B'nin verdiği ip neden ondaydı?
"Bunu düşürmüştün. Sadece bir ip olsada getirmek istedim."
Sadece bir ip?
Ama benim için sadece bir ip değildi. Manevi bir şeydi. Elindeki ipi alarak "benim için bir ipten öte. Teşekkür ederim." dedim bir çırpıda. Peşinden bir şey söylemesini beklemeden sınıfa girdim. Anında titreyen telefonu elime alarak gelen mesaja baktım.
B: Sana verdiğim ipin o çocukta ne işi vardı?
Dolunay: Düşürmüşüm sadece.
B: Tamam.
Mesaj gelmesini beklesemde daha yazmamıştı. Acıktığımı farkederek Beril'i kantine sürükledim. Homurdanmalarını umursamayarak bir tost yanına birde ayran aldım. Soğuk çay gibi şeyleri sevmiyordum. Çay içeceksen sıcak içeceksin.
Biraz ilerde oturan kız grubunun konuşmasına kulak misafiri olduğumda bir çocuğu övüyorlardı.
"Kanka çocuk çok yakışıklı değil mi ya?"
Baktıkları yere baktığımda Bulut'u gördüm. Ve peşpeşe gelen övgüler kulaklarıma doldu. Kabul yakışıklıydı. Ve bir kızı hipnoz edebilecek köprücük kemiklerine sahipti. Ne diyeyim? Allah sahibine bağışlasın.
Öğleden sonra on birlerin basketbol maçı vardı ve işime gelmişti. Zaten derse girsek uyuyacaktım. Bir değişiklik olsun değil mi?
Beril'le birlikte arka sıralardan bir yere oturarak salona dolan çocuklara baktım. Allah var hepsi taştı. Gözümü biraz daha gezdirdiğimde arkadaşlarıyla ısınan Bulut'u gördüm. Ve biraz ilerisinde bana doğru bakan Berkay'ı. Yüzüne hafif bir gülüş yerleştirdiğinde başımı telefonuma çevirdim. O da D şubesindendi.
Canım sıkılmıştı ve B'den gelen bir mesaj yoktu. Acaba buradan biri miydi?
Maç boyunca bana kaçamak bakışlar atan Berkay dikkatimi çekti. Yoksa 'B' o muydu? Bunları kafamdan atarak tekrar maça yöneldim. O anda efsane bir sayı alan Bulut'a baktım. Terleyen saçları alnına düşmüştü. Hoş bir görüntüydü. Gözlerim bir süre onda kalınca hızla yüzümü çevirdim.
Dolunay are you mal? Ne diye çocuğu kesiyorsun?
Bunaldığımı farkettim. Beril'e söyleyerek hava almak için dışarı çıkıyordum ki koskoca camı göremeyerek kafa attım. Cidden kafa atmıştım. Sonrasında sendeleyerek yere yapıştım. Ve o an anladım ki hayat çok acımasızdı.
*****
Merhabaa.
Bölüm sıradandı bence, çok beğenmedim sjnsjs.
Oy ve yorumlarını eksik etmeyen arkadaşlara teşekkür ediyorum.
Hepinizi seviyorum:))
