34

423 27 6
                                    

5K olmuşuuuz, teşekkürler :)

°

°

°

Hayal görüyor olma ihtimalime dayanarak gözlerimi birkaç kez kırptım. Başka birine benzetmiş olabilirdim. Bakışlarımı tekrardan karşımda kanlı canlı duran kişiye çevirdiğimde olduğum yerde sendelediğimi hissettim.

Yanıma yaklaşıp belimden tuttuğunda gerçeklikten çok uzaktım. Kafamı kaldırıp kahve gözlerini gördüğümde ise istemsizce gülümsedim. Ama yinede bunun aylardır yaşadığım özlemi bastırmak için oluşturduğum bir hayal olduğunu düşünmeden edemedim.

"Selam.."

Hayal değil. Elimi kaldırarak kıvırcık saçlarına dokundum.

"Selam."

Beni göğsüne çekip ellerini sırtımda birleştirdiğinde ne düşüneceğimi bilemesemde, hislerim ona çok sıkı sarılmam gerektiğini söylüyordu.

"Seni çok özledim."

Şu an etrafımda ne oluyordu, ne konuşuluyordu bilmiyordum ama bunun rüya olmaması için içten içe dua ettim. Ömrüm boyunca birine böyle bir özlem duyacağımı düşünemezdim.

Bedenimi Bulut'tan ayırdığımda hiç konuşmadan yüzüne baktım.

"Sen özlemedin mi?" dedi cevabını bildiği soruyu sanki laf olsun diye söyleyerek. Gülümsediğinde bende güldüm.

"Özledim."

Sonraki dakikalar diğerlerinin sarılması ve soru üstüne soruyla geçti. Bu sırada Bulut'u izlemekten başka bir şey yapmadım. Kalbimden ağır bir yük kalkmış gibi rahat ve huzurluydum.

Hepimiz buraya nasıl dönebildiğini merak ederken Beril, geleceğini haber vermediği için Bulut'a sahte bir sitem içindeydi. Nihayetinde Bulut'un gelişi kadar güzel bir haber aldık.

Ablasının iyileşmeye başladığını ve ailecek tekrar buraya döndüklerini duyduğumda bunu şu ana kadar duyduğum en sevindirici haberlerde ilk beşe ekledim. Belki bir bile olabilirdi.

Sürekli ona sarılmak, saçlarına dokunmak ve gözlerinin üzerimdeki etkisini haykırmak gibi isteklerimi bastırmaya çalışmak epey zordu. Bu nasıl bir histi böyle? Neredeyse kalbimden taşacaktı.

Yarım saat sonra hislerimin başladığı zamana geri dönmüştük sanki. Dans ediyorduk. Beyaz, sade maskesi yüzüne tam oturmuştu ve kahve gözlerini tüm güzel tonlarıyla ortaya çıkarmıştı.

"Bu ikinci dansımız. Bir sonraki ne zaman olur dersin?"

Cümlesindeki ima beni utandırmak yerine üstüne gidebileceğim kadar hoş görünmüştü.

"Belki yine bir düğün salonunda olur."

Dudakları kıvrılıp beyaz dişlerinin bir kısmı göründüğünde bu görüntüyü her anımda görmek istediğimi fark ettim. Yüzü yavaş yavaş ciddileştiğinde bir şey söyleyeceğini anlayıp konuşmasını bekledim.

"Benden ilk hoşlandığın zaman düğün gecesi miydi? Bana birinden hoşlandığını söylemiştin."

"Ben onu anonime söylediğimi sanıyordum." dedim oyun oynamaya çalışan bir kız gibi.

"Doğru hatırlıyorsun, anonime söylemiştin. Ama üzülen Bulut Balcı olmuştu değil mi?" dedi alaylı ve sevimli bir ifadeyle.

Bulut Balcı..

O an Bulut'un soyadına daha önce alıcı gözle bakmadığımı fark ettim. Acaba ismime yakışır mıydı?

"Sana senden hoşlandığımı söylediğim için üzülmüştün evet."

Saçlarını kısa bir anlığına karıştırarak dudaklarını ıslattı.

"O akşam deli gibi kıskandığım kişinin kendim olduğunu bilmek kendimi yumruklamak istememe sebep oluyor biliyor musun?"

Küçük bir kahkaha atarak tatlı bir ciddiyetle konuşan Bulut'un suratına baktım. Hayır, bence bu yüze kıymamalıydı.

"O zaman ellerini bağlamam gerekecek. Sevdiğim kişiye zarar vermene izin veremem değil mi?"

Gülüşü mümkünmüş gibi dahada büyüdüğünde içimden onu ısırmak geliyordu.

"Bir daha söylesene."

Allah'ım ben bu çocuğu kazanacak ne yaptım?

"Emin misin?" diye sorduğumda kafamda az sonra yapacağım şeyi düşünüyordum. Şeker isteyen bir çocuk gibi başını salladığında elimi Bulut'un elinden ayırarak, bugün  ikinci defa sahneye doğru yürüdüm.

Mikrofonu elime aldığımda Bulut'un maskenin altındaki şaşkın ifadesini tahmin etmeye çalışıyordum.

"Tekrardan iyi akşamlar. İkinci kez rahatsız ettiğim için üzgünüm ama bu sefer söyleyeceğim şey çok önemli." Derin bir nefes alarak lafıma devam ettim.

"Bulut Balcı.." Bazı bakışlar Bulut'a çevrilmişti bile. "Evet şuradaki kıvırcık saçlı kişi."

"İşte o kişi benim mutlu olma sebebim. Gülüşünü her anımda görmek istediğim sevdiğim. Bulut Balcı.. Seni seviyorum, hep seveceğim."

Cümleyi tamamladığım an salonda kopan alkışlara ben bile hayretle baktım. Sanki herkes bu itirafı bekliyordu. Gülümseyerek sahneden indiğimde neredeyse koşarak Bulut'un yanına gittim. Maskesinin altına sakladığı gözlerinin dolduğunu gördüğümde ona o kadar sıkı sarıldım ki küçük bir çocuk gibi kollarımın arasında kalmıştı.

O an iki gencin birbirlerine duyduğu özlem ve sevgiyi tam olarak dile getirmesi mümkün değildi. Bu yüzden susmayı tercih ettiler.

Kalpleri bu ikisinden habersiz sözleşmiş, aradaki görünmez bağla sıkı bir düğüm atmıştı bile..

°

°

°

Nasıl olmuuş?

Bulut'u özlemişim, sanki gerçekten Fransa'dan döndü shhjsnsj

Fransa demişken rüyamda oraya gidiyorduuum.

Dolunay | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin