19. Bölüm

8K 91 13
                                    

Cengiz hem Deniz'i hem kendisini hiç affetmemişti. Karısını aldatmak istemiyordu ama insan doğasının bir parçasıydı aldatmak. Hem Deniz bir cinayet şüphelisiydi. Onla duygusal bir ilişki yaşayamazdı ama onunla iyi geçinmek zorundaydı. Onunla iyi geçinmek için yalan söylemişti. Bütün her şeyini öğrenip katil olup olmadığını anlamak istiyordu. 

Cengiz, arabayı kenara park etti. Motorunu durdurdu ve içinden çıktı. Otomatik kapıdan içeri girdi ve bir masaya oturdu. Garsona işaret etti. Garson yanına geldi. 

"Bana bir fincan Türk kahvesi ve iki tane zeytinli poğaça."

Garson "tamam efendim." diyerek gitti. Cengiz'in siparişlerini kısa sürede getirdi. Poğaçalar ve Türk kahvesi sıcacıktı. Güzel görünüyorlardı. 

Cengiz, kahvesinden bir yudum aldı ve poğaçasını ısırdı. Yavaşça çiğnedi. 

Cengiz'in karşısına birden Deniz oturdu. Gülümseyerek ona baktı. "Hani işin vardı?" diye çıkıştı. 

Cengiz poğaçasını gösterdi ve ağzındaki lokmayı yuttu. 

"Görmüyor musun? İşim var işte!"

Deniz tebesüm etti. "Görüyorum." dedi. 

"İşin yemek yemekti yani?"

Cengiz poğaçasından bir ısırık daha aldı. "Hayır." anlamında başını sağ ve sola hızlıca salladı. 

"Merkeze gitmeden önce bir şeyler atıştırmak istedim."

Deniz "anladım." dedi. Bu arada bir arkadaşı yanında beliriverdi. 

Deniz de yanında beliriveren arkadaşını bekliyordu. Gülümseyerek "hoşgeldin Ebru." dedi. 

Ebru, kısa boylu sayılırdı ve biraz bronzlaşmıştı. Açık bıraktığı kahverengi saçları, kahverengi gözleri ve teniyle birlikte uyumluydu. Mavi, üzerinde sarı çiçek motiflerinin olduğu kısa, etek kısmı bol bir elbise giymişti. 

Ebru gülümseyerek "hoşbulduk." dedi. "Arkadaşın kim?" diyerek bir de soru yöneltti. 

Cengiz bu soruyu kendi yanıtlamak istedi ve ayağa kalktı. Ebru'nun elini sıkarak "Başkomiser Cengiz Doruk." diyerek kendisini takdim etti. 

Ebru "ben de Ebru." diyerek Deniz'in yanına oturdu. 

Cengiz içinde oradan hemen ayrılma isteği duymuştu. Nedenini kendisi de bilmiyordu. Hızla kalan bir buçuk poğaçayı ve Türk kahvesini bitirdi. Ayağa kalktı. 

"Tanıştığıma memmun oldum ama kalkmalıyım. Suçlar beklemez."

Cengiz hafif bir tebessüm ederek Ebru "ben de memmun oldum." dedi. Cengiz'in boşalttığı yere oturdu.

Cengiz de hesabı ödedi. "Hoşçakalın." diyerek yanlarından ayrıldı ve arabasına bindi. 

Ebru yüzünde hafif bir sırıtmayla Deniz'e baktı ve garsona iki tane kahvaltı tabağı söyledi. 

"Ne o? Yeni manita mı yaptın?"

Deniz, soğuk, üzgün ve sinirli bir şekilde "o evli!" dedi. 

"Peki sen buna rağmen onu seviyor ve arzuluyor musun?"

Deniz başını başka bir tarafa çevirerek "saçmalama Ebru!" dedi. Neredeyse bir aslan gibi kükreyecekti adeta.

Ebru "anlıyorum." dercesine gülümsedi. Deniz çenesini tutarak yüzünü kendisine tekrar çevirtti. "Bana yalan söyleme boşuna." dedi. 

"Ben senin arkadaşınım. Her şeyini anlarım. Hal ve hareketlerin ne diyor hissederim hemen."

Deniz çenesini Ebru'nun parmaklarının arasından kurtardı ve yumuşayarak gülümsedi. 

"Sadece çok yakışıklı o kadar."

Ebru "anladım." dedi ve yeni gelen çayından bir yudum aldı. 

"Evli olmasına rağmen onunla yakınlaşmaya çalıştın mı?"

Deniz, Ebru'nun kulağına eğildi. Hınzır bir çocuk gibi gülerek "onu öptüm." diye kulağına fısıldadı. 

Ebru heyecanlanmış ve meraklanmıştı. "O ne yaptı peki?" diye sorarak kulak kesildi. 

İlk önce karşılık verdi. Tenimi okşadı. Sonra ileriye gitmemeye karar verdi haliyle."

"Çünkü o evli." diye tamamladı Ebru. 

Deniz anlatmaya devam etmek istiyordu ama aralarında anlatabileceği başka bir şey yaşanmamıştı. "Sonra sadece arkadaş kalmaya karar verdik."

Ebru, ikisinin yaptıklarını tasvip etmiyordu ama en yakın arkadaşı Deniz olduğu için onu sonuna kadar destekleyecekti. 

"Peki onunla bir daha yakınlaşmaya çalışacak mısın?"

Deniz gülümseyerek "bunu zaman gösterecek." dedi. Sonra kahvaltısını bitirene kadar konuşmadı. Ebru da aynısını yaptı. 

İki sunucu da kahvaltılarını yaptıktan sonra kanal binasına gittiler. 

🌵Bölüm Sonu🌵


Erkek Katili "Koleksiyon" (+18) (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin