Bölüm16 "Deli Karı"

1K 109 36
                                    

Yoongi

Eve gelmiştim. Tabii agresifliğimden Hoseok hemen yanıma gelmiş ne olduğunu sormuştu.

Gerçekten çok sinirlenmiştim. Sinirlendiği zaman gelip bana patlayamazdı.

Salona gittiğimde Hoseok hemen lafa atıldı:
"Ne oldu, neydi o halin?"

"Patron deli etti de beni"

"Oo ne oldu, kıskançlık krizi falan mı?"
Tek kaşını kaldırarak saçma imada bulunan Jimin'e tip tip baktım.

Onu umursamadan önüme döndüm.

"Anlatsana, ne oldu? Neden yaptı da o kadar sinirlendin?"
Hoseok'a döndüm.

...

Hoseok'a her şeyi anlatmıştım.

"Keşke yemek yemek için indiğini söyleseydin"

"Tamam, haklısın orada hatalıyım ama özür diledim. Özür dilememe rağmen saçma sapan konular açtı."

"Senden çıkarmış acısını. Küçük bir yalanı bu kadar büyütecek birisi değildir herhalde. Kötü olan ne Yoongi biliyor musun? Ağlaman. Keşke kendini daha iyi savunabilseydin"

Doğrusu Hoseok'un bu dediğine biraz kırıldım. Çünkü zaten ben kendimi iyi ifade edemediğim için sinirden ağlarım genelde. Ve doğrusu bunun yüzüme vurulması hoşuma gitmiyor.

"Ee yarın işe gidecek misin?"
Eveeeet, en güzel soru. Gitmek zorundayım yani. Gerçi arayıp izin istesem kesin verirler ama kaçmış gibi olur mu acaba?
Aslında zaten kaçmış oluyorum ama olsun. Evet, evet gitmeyecektim. O bana orada hakaretler etmişti şimdi bir de onun yanına mı gidecektim?

"Galiba gitmeyeceğim"

"Hmm, biraz kaçmış gibi olmaz mı?"

"Hoseok, benden ne beklenir? Suçsuz olmama rağmen -yani bence suçlu olan o- onun yanına gitmeye cesaret edemiyorum. Aslında tam aksi olmalı. Onun utanması lazım ama işte Yoongi farkı"

"Kendine haksızlık etme Yoongi, dünya üzerindeki tek utangac insan sen değilsin, kendini yargılama"

"Kendimi yargılamıyorum ki, hatta bence yüzsüz ya da kendini beğenmiş olmak yerine utangaç olmak bin kat daha iyi. Ama bazen kendini savunman gerekir Hoseok. Her zaman siz yanimda olup beni kollayamazsınız"

"Sen kendini gayet iyi bir şekilde savunabiliyorsun, sakın endişe duyma. Ahh neyse ben uyuyacağım, şu avanağa da söyle uyusun. Sonra sabah uyanamıyınca bana kızıyor"

Hoseok odasına gittiğinde iyice düşündüm. Tabii ki her zaman kendimi savunamıyor değildim. Ama bu kendime güvenim olmadığı gerçeğini değiştirmez.

Jimin'e baktığımda halâ telefonuna bakarak gülümsüyordu.

"Saat geç oldu. Yarın işe geç kalmak istemiyorsan, telefonunu bırak da uyu"

...

Aradan üç gün geçmişti ve tahmin edin ben işe gittim mi? Ehehe tabii ki hayır.

Zaten gitmediğim ilk günden aradılar işte gelmiyorsanız haber vermeniz gerekir, nedeniniz nedir falan saçmaladı. Ben de patronuna sor dedim kapattım.
Zaten bir daha da aramadılar. Belki işten çıkartılmışımdır.

Neyse bu şu anlık o kadar da önemli değil. Telefonumun çalmasıyla baktım. Jungkook arıyordu. Bey falan demiyorum bu arada.

Açıp sövsem mi acaba? Yok biraz arasın belki öyle açarım.

Telefon susunca rahatladım. Pardon rahatladım mı demiştim telefon iki dakika içerisinde yeniden çalmaya başladı. Telefonu sövmek için almıştım ki ekrandaki numarayı gördüm. Bu da kim?
Telofonu açtım

-Alo

-Merhaba, rahatsız ettiğim için kusura bakma

Karşıdan gelen kız sesiyle şaşırdım. Ayrıca insan biraz saygılı konuşur. "Bakma" diyecek kadar ne ara yakın olduk acaba

-Neden aramıştınız acaba?

-Aslında telefonda söylenecek şey değil müsaitsen buluşabilir miyiz?

-Numaramı nereden buldunuz?

-Doğrusu pek zor olmadı benim için. Şu an müsait misin?

-Yani, galiba öyleyim.

-Sana attığım konuma gelebilir misin?

-Gelebilirim ama niye geleyim?

-Önemli bir şey söylemem gerekiyor işte telefonda söylenecek bir şey değil. Ayrıca evde yatacağına kalkıp gelsen bir şey kaybetmezsin

Aaaaaa deli karı. Sanki on yıllık üstadıyım (qjjzjaizjqkzjqjzhqknza)

-Pekâlâ, geleceğim.

...

Uzun süredir bölüm atmadığımın farkındayım. Kusura bakmayın :'(
5k okunma olduk ve ben bu kitabın bu kadar okunma olmasını beklemiyordum hiçbir zaman. Şimdi ise kitabım bu kadar okunmuşken silemedim. Ama hiç değilse kitabıma çeki düzen vermeliyim. Hepinize teşekkür ederim♡♡♡♡♡


SECRETARYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin