Yorum ve votelarınızı bekliyorum 👻
Şu an işe gidiyorum. Ama tahmin edin, ne oldu? Tabii ki geç kaldım. Hayatımda bir şeyler ters gitmeden yapamıyorum.
Şirket binasına girdim ve asansöre bindiğimde, iki tane kadın tip tip bana bakıyorlardı. O kadar fazla işten ayrılıp geri gelmiştim ki, ben bile şaşırıyorum.
Kadınlara döndüm ve yapmacık bir gülümsemeyle
"Yine ben. Maalesef Jungkook'un sekreteri olamazsınız."Şaşkınlıkla yüzüme bakan iki kadını arkamda bırakıp, asansörden indim. Tam odaya girecektim ki, geç kaldığımı hatırladım.
Şimdi derin bir nefes alacağım, içeri girip güzelce özür dileyeceğim.
Derin bir nefes aldım ve kapıyı tıklattım. Ses gelmeyince içeri girdim. Jungkook kafasını geriye doğru atmıştı. Yanına doğru yaklaşınca gözlerinin kapalı olduğunu gördüm. Uyuyor muydu?Şaşkınlıkla yüzüne baktım. Uyandırmalı mıydım? Gerçi bana mı kalmış uyandırmak. Yüzüne dikkatle baktım.
Yüz hatları neden bu kadar iyiydi?Yüzüne dikkatli bakabilmek için iyice yaklaştım. Bir anda kirpiklerinin kırpıştırdığında hemen geri çekildim.
Yavaşça esnedi ve birkaç saniye o şekilde durduktan sonra yüzünü bana çevirdi.
"Sonunda şirkete gelmişsiniz Bay Min.
O kadar işiniz varken, o kadar meşgulken bir de şirkete gelmenize gerek yok. Sonuçta sizin sekreterinizim, sizin işlerinizi ben yapardım."Benimle dalga geçiyordu bir de. Bu odaya girerken ne demiştim, özür dileyip yerime geçeceğim.
"Kusura bakmayın, uyanamamışım. Bir daha tekrarlanmaz."
Bir süre yüzüme baktı. Şu lanet bakışlarını hep bana mı sunmak zorunda?"Biliyor musun Yoongi? Senden çok daha iyi sekreterler var."
Ne demeye çalışıyordu, anlamadım. Yüzüne aval aval bakmaya devam ettim.
"Ama ne gariptir ki; her seferinde giden sen olsan dahi, seni yeniden şirkete sokan yine ben oluyorum."
Özür mü bekliyordu? Ne demeye çalıştığını anlamıyordum ki. Birden hiddetle doğruldu:
"Hep yüzüme böyle, kedi gibi bakıyorsun!"Kedi mi? Tamam birkaç kez başkasından bu sözü duysam dahi, o Jungkook. Ve benim kedi gibi baktığımı söylemişti. Daha da garibi, bunu kızarak söylemişti. Ne suçum vardı ki benim?
"Bak hâlâ öyle bakıyorsun bana. Niye bana öyle bakıyorsun? Sadece bana mı böyle bakıyorsun?"
Birden bire ne olmuştu buna?"Ben öyle mi bakıyorum?"
Şaşkınlıkla sorduğum soruyla kaşlarını çattı."Hadi ama, bana hep böyle bakıyorsun."
"Ben bilmiyordum, kusura bakmayın."
Doğrusu ne diyeceğimi bilememiştim. Nasıl baktığımı bile bilemezken bana kızıyordu. Bir an bakışları yumuşadı."Hayır, sadece bana öyle bakınca ben-
Boş versene saçmalıyorum. Odandaki masanda bir dosya var. Onun içindekilere göre haftalık programı çıkar. Neyse ne, yap işte bir şeyler."
Dedi ve yeniden kafasını geriye yaslayıp, gözlerini kapattı.
Bu aralar kafası iyiydi galiba....
Çalan telefonuma döndüğümde onu gördüm. Tanrım neden ben? Soo Yun arıyordu. Telefonla bakışmayı seçerek, telefonu açmadım. Sonra mesaj sesleri geldi. Başım fena ağrıyordu. Aşağı inip bir kahve içsem iyi olurdu. Odamdan çıktığımda bakışlarım Jungkook'un masasına döndü. Dikkatle bir şeyler çiziyordu.
"Jungkook Bey ben aşağı iniyorum. Şu anlık işlerimi bitirdim."
Kafasını çizimlerinden kaldırdı ve yüzüme baktı"Aslında yanıma gelir misin Yoongi? Şu çizimde senin de kararını almak istiyorum."
Yanına ilerlediğim de bana doğru iki tane çizim çevirdi."Bilgisayardan çizmek daha kolay olmaz mıydı?"
Kafasını onaylarcasına salladı"Aklıma bir şeyler geldi, hemen buraya çizdim işte."
Kafamı sallayarak çizimlere döndüğümde, elini yüzüme doğru yaklaştırdığını gördüm. Elini saçlarıma götürdü ve karıştırdığında gözlerimi yüzüne çevirdim. O ise doğrudan saçlarıma bakıyordu, yüzündeki sırıtışla.Sonra ne yaptığını anlamış gibi toparlandı ve çizimlere döndü,
"Eee, sence hangisi?"Sağdakini işaret ettiğimde, onayladı.
"Ben aşağı iniyorum."
Tanrım az önce ne olmuştu?...
Gözlerim kahve bardağında, transa girmiş gibiydim. Masaya başkası oturunca bakışlarımı çevirdim. Kim olabilirdi? Tabii ki, mükemmel Soo Yun'umuz. Neden bırakmıyordu peşimi.
"Selam Yoongi, seni aradım ve mesaj attım."
"Meşguldüm."
Kaşlarını kaldırıp, meydan okur gibi baktı"İşten ayrıldığını söylüyordun. Hem de hiç geri dönmeyecek gibi. Ne değişti?"
Niye beni sorguluyordu ya bu,"Bir şeyler oldu ve geri dönmem gerekti."
"Umarım Jungkook ile konuşmuşsundur."
Jungkook'un dediği gibi, kabul etmediğini söyleyecektim"Evet. Onunla konuşmaya, onu ikna etmeye çalıştım ama edemedim."
"Yalan söyleme Yoongi! Konuşmadın değil mi?!"
"Hayır, onunla konuştum ve bana bu işe karıştığım için kızdı. Zaten açık olan aramız iyice açıldı."
Ne güzel yalan uyduruyordum öyle."Eninde sonunda yardım edecek bana. Etmek zorunda kalacak."
Benimle değil de kendine söyler gibiydi.
Sonra kafasını kaldırdı"Kendine iyi bak Yoongi. Ve umarım Jungkook yüzünden sen zarar görmezsin."
~~♡~~
Selâm dostlar. Baktım ki yb üzerinden bir hafta geçmiş, daha fazla geçmesin dedim. Ahh bir de 7k olduk. Daha yeni 6k olmuşken kısa sürede 7k oldu...
Sizi seviyorum ve kendinize iyi bakın♡♡♡Bu arada neden Yoongi, Soo Yun'a yardım etmiyor diyenlere de göstereceğim gerçek Soo Yun'u 😉😮
~~♡~~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SECRETARY
Fanfiction[YoonKook] "Yoongi! Madem sen o küçük burnunu benim her işime sokacaksın. O zaman sana, benim işlerime karışabilmen için neden verelim" Yüzünde ki müzip sırıtışla bana doğru yaklaştı. Jungkook senden uzak durmaya çalıştıkça neden bana iyice yaklaşı...