Yoongi'den
Bugün de Jungkook yoktu. Nerede bilmiyorum sabah geldiğimde de yoktu. Kafamı masaya koyup uyumayı denedim.
Dinlenemeden kapının çalması bir oldu.
Gelmesi için seslendiğimde kapı açıldı. İçeri giren kişinin Soo Yun olduğunu görünce kaşlarım havalandı."Selam Yoongi... Sana 'oppa' mı demeliyim?"
Dudaklarımı büzerken omuz silktim.
Ellerini sallayarak masamın önüne gelip yaslandı.
"Jungkook için gelmiştim. Nerede O?"Yüzüme çarpık bi gülümseme ekledim.
"Bana oppa demek yerine, ona desen daha mı mantıklı olur?"
Göz devirerek yaslandığı yerden doğruldu.
"Gıcığım ben ona. Ama sana o kadar değilim. Boş versene onu. O nerede?"
Yeniden omuz silktim ve ellerimi 'Ben bir şey bilmiyorum' der gibi kaldırdım.Nefesini vererek kolumu tuttu.
"Kalk hadi, aşağı inip oturalım. İnsanın içi daralıyor burada." Kafamı olumsuz anlamda sallayıp geri dinlenmek istiyordum. Ama kolumu sıkıca tutarak beni kaldırmaya çalışan Soo Yun buna engeldi.Kalkıp onunla odadan çıktım. Kolumu da almıştım. Jungkook'un odasından geçerken Soo Yun piyanoya bakıp gülümsedi.
"Onun annesi çok güzel piyano çalarmış. Jungkook da annesinden sonra onu hatırlamak için piyano almış. Sonra da az-buz öğrenmiş. O annesini çok seviyormuş."
Benim de yüzüme hüzünlü bir gülümseme yerleşti. Bana piyano hakkında pek bir şey anlatmamıştı. Annesini merak ediyordum.
Ama o geçmişte kalmıştı. Onu sadece fotoğraflardan görebilirdim.Aşağıdaki kafede oturduk. İkimiz de sessizliğe bürünmüştük. Ona birkaç şey sormak istiyordum.
"Soo Yun," dediğimde kafasını kaldırıp bana baktı. Soracağım soruya ne kadar doğru cevap vereceğini bilemiyordum.
"Hala onunla görüşüyor musun?"
Dediğimde kimden bahsettiğimi anlayarak yüzü düştü.
"Onun hakkında konuşm-""Soo Yun, bu konuşma sadece aramızda kalacak. Söz veriyorum. Ayrıca birileriyle bu konuyu açıkça konuşmalısın. Bu senin hayatın. Kararlar senin. Ama kararlarını verirken bizden yardım alabilirsin. Senin göremediğin gerçekleri, bazen biz görebiliyoruz."
Yüzü düşerek yeniden başını önüne eğdi.
"Onu gerçekten seviyorsun değil mi?"
Kafasını sallayarak onayladı beni.
"Onunla hâlâ konuşuyordum telefondan. Ama buluşamıyorum. Ama bu da yeterli benim için. Ondan vazgeçemiyorum Yoongi. Hem o beni seviyor. Sizin de göremediğiniz gerçekler var."O da haklıydı. Kimse o adamın Soo Yun'a nasıl davrandığını bilmiyordu. Sadece adamın nasıl biri olduğuna bakarak konuşuyorduk. Ama adam Soo Yun'u kullanmıştı. İnsan sevdiğini kullanır mıydı?
"Soo Yun haklısın. Biz de onu tanımıyoruz. Özellikle ben bu konu hakkında hiç konuşamam. Ama şunu unutma, Jungkook senin kötülüğünü istemez. O da doğru olanı yapmaya çalışıyor. Hem sana bir sır veriyim mi? O senin sevmediğin biriyle evlenmene karşı. Sakın onun hakkında yanlış düşünme. Hatta en son karar olarak yeniden yurtdışına çıkmanı düşünüyormuş. Jungkook senin üzülmeni istemiyor."
Yavaşça kafasını kaldırıp emin olmak istercesine baktı bana.
"Bazen ben de beni sevdiğini düşünüyorum. Tamam kan bağımız yok. Ama aynı evde yaşadık. Üvey de olsa kardeşiz biz. Ama bazen beni sevmek yerine kendi için beni düşünüyor gibi yaptığını düşünüyorum. Çünkü benim sevgilim onun şirketini batırmaya çalıştığı için onunla görüşmemi istemiyor. Benim iyiliğim için değil. Hiç değilse bana böyle gösterdi kendini."Gülümseyerek kafamı iki yana salladım.
"Hayır o adamın sana zarar vermesinden korkuyor. Şirket işi de tuzu biberi oldu."Yavaşça dolu gözleriyle gülümsedi.
"İlla düzelecek bir şeyler. Ne zaman bilmiyorum ama düzelecek. Beni bırak sizi konuşalım. Jungkook'un evinde kalıyormuşsun. Ne ara bu kadar ilerlettiniz siz?"Bunu nereden duymuştu bu şimdi ya.
"Onun evinde kalmıyorum ki ya. Sadece birkaç kere kaldım, kalıcı değil. Yani o kadar değil."
Sırıtarak masaya doğru eğildi, "Peki ne kadar yakınsınız?"
Galiba Jungkook ile olan yakınlığım biz harici herkesi ilgilendiriyor.
"Bilmiyorum, işte arkadaşız yani."Gülerek kafasını salladı. Komik bir şey mi söyledim ben.
"Demek arkadaşsınız. Anlıyorum. Jungkook ne ara arkadaşları ile olan ilişkisini bu kadar ilerletti ya. Artık Taehyung gelince de üç arkadaş aynı yatağı paylaşırsınız. E malum arkadaşlar aynı yatakta, sarmaş dolaş yatar."E yuh ama yani. Aynı yatakta yattığımızı nasıl bilebilir?!
Ayrıca arkadaşlar aynı yatakta yatabilir.
Hem ben mutluyum böyle. Arkadaş takılmayı seviyorum ben.
Tam konuşacakken birisi omzuma elini koydu.
"Ben de oturabilir miyim?"
Jungkook'u duyunca hemen oturduğum yerde dönüp ona baktım. Bana gülümseyip yanıma oturdu ve Soo Yun'a
"Naber canım kardeşim. Beni mi özledin?"
Soo Yun da ona yalandan gülümsedi.
"Hiç de bile. Ben Yoongi için geldim. Değil mi, Yoongi?"Hiçbir şey söylemeden ikisine bakınca Jungkook gülerek kafasını salladı ve yeniden kolunu omzuma koydu. Sonra bana doğru döndü.
"Neyse senden naber? Özledin mi beni?"
Dedi ve göz kırptığında ona burun kıvırdım.Soo Yun sıkılmış gibi nefesini verdi.
"Ben kalkacağım. Siz de odanıza çıkın." Dediğinde ona kaşlarımı çatarak baktım. Zaten şirkete Jungkook ile konuşmak için gelmemiş miydi ya.
O da anlamış gibi omuz silkti ve
"Unuttum ne konuşacağımı. Hadi görüşürüz."
Dedi ve masadan kalktı. Son kez Jungkook'a baktı ve gitti.
"Siz ne ara bakışlarla anlaşacak kadar yakın oldunuz ya?"
Dediğinde gülerek kafamı salladım.
"Senin kardeşin, benim de kardeşimdir."
Dediğimde gülerek burnuma vurdu.
"Kalk bakalım."...
!Önemli!
Neden burada bitirdiğimi merak ediyorsunuzdur. Arkadaşlar yazamıyorum yani kesinlikle tıkandım. Ne kadar zorlasam da bu kadar çıktı. Zaten yazdığım bölüm 3-5 kişi için hadi 10 kişi. Yani son attığım bölümün zaten okunma oy yorum çok düşüktü. Birkaç kişi için yazmaya çalışıyorum.Tek bahanem bu da değil doğrusu. Bu yıl çok daha meşgul olacağım. Üzgünüm cidden. Kitabı silmeyeceğim kesinlikle. Secretary benim ilk kitabım ve umarım son olmaz. O yüzden taslağa koyacağım ve zamanı gelince çıkarıp devam edeceğim. Geri döndüğümde o 10 kişinin de olmayacağını biliyorum ama onları bekletmek istemiyorum özellikle bölüm yazamazken. Kitabı taslağa ekleyeceğim birkaç güne. Kendinize çok iyi bakın sizi çok seviyorummm ♡♡♡♡♡♡♡
Son sorun olacak kitabı slow update diye belirtip burada mı bırakayım yoksa taslağa mı koyayım???
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SECRETARY
Fanfiction[YoonKook] "Yoongi! Madem sen o küçük burnunu benim her işime sokacaksın. O zaman sana, benim işlerime karışabilmen için neden verelim" Yüzünde ki müzip sırıtışla bana doğru yaklaştı. Jungkook senden uzak durmaya çalıştıkça neden bana iyice yaklaşı...