Bölüm19"Anahtar"

990 112 61
                                    

Yine ben geldim 😛

...

Bir haftadır Jungkook deli gibi çalışıyordu. Uyuduğundan emin değildim. Sadece bazen şirkette kestiriyor. Onun için endişeleniyorum. O kadar yorgun görünüyordu ki, ona bakarken ben bile yoruluyordum.

Bu haftanın birçok gününde Taehyung da-ona neden Taehyung diye hitap ettiğimi bilmiyorum. Yine Jungkook demem neyse ama- şirkete gelmişti. Neyin üzerine çalıştıklarını bilmiyordum.

Jungkook'un bir şey üzerine çalıştığını görmemiştim ama sürekli bir şeyler düşünüyordu. Bu kadar kafa yordukları şeyin şirket ile alâkalı olduğundan emin değilim.

Şu an eve gidiyordum. Otobüsten bir durak önce inmiştim biraz yürümek için. Eve varıp kapıyı çaldığımda bir süre kapı açılmadı. Hoseok'un evde olmadığından emindim ama Jimin evde olmalıydı. Telefonumu çıkarıp Jimin'i aradığımda açmadı. Bu sefer Hoseok'u aradım.

-Alo Hoseok,

-Efendim?

-Jimin evde mi? Anahtarım yanımda değil. Kapıyı da açmıyor. 

-Bilmiyorum. Aradın mı onu?

-Evet, cevap vermedi.

-Bilmiyorum ki, paspasın altına bak. Dışarı çıktıysa paspasın altına anahtarı bırakmış olabilir. Bir bak oraya.

-Tamam bir dakika,

Eğildim ve paspasın altına baktığımda anahtar yoktu.

-Anahtar yok burada.

-Off Jimin. Neyse istersen gel buraya benden al anahtarı.

-Yok, ben birkaç kere daha arıyım belki haber alırım. Olmazsa gelir alırım senden anahtarı.

Telofonu kapattıktan sonra birkaç kez daha aradım ve kapıyı çaldım ama açan olmadı. Bu kadar da derin uykusu olmazdı. Galiba dışarı çıkmıştı ve telefonunun şarjı falan bitmişti. En iyisi Hoseok'tan anahtarı almaktı.

Apartmandan çıktım ve yeniden otobüs durağına doğru yürüdüm. O sırada Jungkook'un arabasını gördüm. Onun arabasının modeli de buydu yani. Ama plaka da aynıydı. Ne işi vardı ki burada?

Arabaya doğru yürüdüm. Camda film olduğundan göremediğim için cama tıklattım ama tepki alamadım. Yorgundu şimdi bu uyuyakalmıştır falan şaşırmam yani.

Geri gitmek için arkamı dönmüştüm ki birisine çarptım. Baya duvar gibi biri yani. Kafamı kaldırdığımda Jungkook yorgun gözleriyle bana bakıyordu. Böylesine duvar birisinin o olduğunu tahmin etmiştim.

" Arabandan tanımıştım da seni ona bakacaktım. Ama sen ne yapıyorsun ki burada Jungkook?"

Omuz silkti ve elindeki poşetleri gösterdi.

"Ne yani sırf birkaç şey almak için buradaki markete mi geldin?"
Hayır anlamında kafasını salladı.

"Salak arkadaşım birkaç halt işlemiş seninle konusmam gerek. Onun için geldim. Hava biraz soğuk gibi arabaya geçelim."
Kafamla onayladım.

"Bu aralar çok yorgun görünüyorsun Jungkook. Şirkette uyuduğunu da görüyorum. Hasta olacaksın."
Gülümseyerek yüzüme baktı. Hasta olacaksın diyorum gülüyor. Yorgunluktan  kafayı da yedi.

"Bu Taehyung ile Jimin'i biliyorsun değil mi?"
Konuyu değiştirdi. Ben de üstelemedim.

"Evet, biliyorum."

"Bu aralar tek yorgun olan ben değildim. Taehyung ve ben, bu sıralar fazla meşgulüz. Bir süredir Jimin, Taehyung ile konuşmak istiyormuş ama Taehyung da meşgul olduğu için hep ertelemiş. Neyse bugün konuşmuşlar. Benim mal da Jimin'e ters çıkmış. Jimin de sinirlenip gitmiş. Bu da yanıma geldi Jimin nasılmış öğren diye yakama yapıştı. Bunun için geldim yani."

Şimdi anlamıştım. Büyük ihtimalle Jimin evde sinirli olduğu için telefonunu kapatıp ya uyumuştur  ya da duşa falan girmiştir. Hatta beni duymuş bile olabilir. Sadece sinirli olduğu için almamıştır.

"İnan ben de konuşamadım ki. Eve gittiğimde kapıyı açmadı. Onu aramıştım da ama yine cevap vermedi. Ben de dışarı çıkmıştır ya da uyuyakalmıştır diye düşünmüştüm. Şimdi anladım."

"Yani kötü diyorsun. Seni eve almadığına göre."
Omuz silktim.

"Jimin kin tutan birisi değildi. Sadece  sinirlenmiştir. Birkaç güne yumuşar. Merak etmesin."

"Bunu söylediğin iyi oldu. Neyse o zaman sen nereye gidiyordun?"

"Arkadaşımdan anahtarı almaya gidiyordum."

Kaşlarını kaldırarak yüzüme baktı,
"Kendine anahtar çıkarman gerek. Gecenin bir vakti dışarıda kalabilirdin."

"Kesinlikle öyle yapmalıyım."
dedim gülerek.

"Biliyor musun, gerçekten yorgunum ama biraz takılabilirim. Nereye gidecektin sen?"

"Arkadaşımın çalıştığı kafeye gidecektim."

"Çok iyi. Zaten biraz kahve içmeye ihtiyacım vardı."
Hayır kahve içemezdi,

"Hayır kahve içmek falan yok. Yine kahve ile uykunu kaçırtacaksın. Ama nereye kadar Jungkook. İtiraz yok, bugün
uyuyup dinleniyorsun o kadar."

Gülerek yüzüme baktı,
"Hadi ya, öyle mi yapacağım. Peki madem sen diyorsan sıkıntı yok."

...

Hoseok'un çalıştığı kafeye gelmiştik.

"Soo Yun ile konuştun mu?"
Yediğim pastamdan kafamı kaldırdım ve Jungkook'a baktım. Kafamı iki yana salladım.

"En son şirkete geldiğim ilk gün konuşmuştum. O kadar."

Merak ettiğim soruyla yeniden kafamı kaldırdım,
"Neden onu evlendirmek istiyorsunuz?"

Bir süre bir şey demedi. Yine üstelemeyecektim ama cidden merak ediyordum. Yüzüne cevap bekleyerek bakmaya devam ettiğimde doğruldu,
"Tamam, yüzüme şöyle bakma da.
Bu kızın bir tane sevgilisi vardı. Ama sevgilisi tam bir pezevenk. Neyse bu sevgilisi baya Soo Yun'u kullanıyordu. Şirketimi batırmak için. Biz bunu Soo Yun'a inandıramadık.
Sonra bir gün bu adamı eve sokmuş. Adam da benim o evdeki odama girip dosyaları çalmış. Neyse bu adam yüzünden olaylar yaşandı. Buna rağmen Soo Yun adamla gizli gizli görüşmeye devam ediyordu. Biz de ona seçim sunduk. Ya Fransa'ya kuzenimin yanına gidecekti ya da evlenecekti. Ayrıca evleneceği kişi de yabancı değildi. Liseden beri tanıdığı biriydi. O da inat etti ne Fransa'ya gitmeyi kabul etti, ne evlenmeyi. Ama annesi de en doğrusunun evlenmesi olduğunu düşünüyor. Bu yüzden şimdi onu evlendiriyorlar. Bu ise benden evlenmemesi için onları ikna etmemi istiyor.
Yani anlayacağın kendi işlediği haltların cezasını çekiyor."

Vaay beee. Şöyle aksiyonlu hayatım olmadı.
"Bunlara rağmen hâlâ görüşüyor mu adamla?"

"Tabii ki görüşüyor. Çünkü gerizekâlı."

"Soo Yun ya bu çocukla bir yere kaçarsa?"
Gülerek kafasını iki yana salladı.

"O çocuğun Soo Yun'u kullandığını söyledim. Yani çocuk bir yere kaçarsa nasıl şirkete erişebilir, değil mi?"

Soo Yun harbi aptalmış.

...

Geldim dostlarım...
Bu arada Hayırlı Ramazanlar♤♤

8k olduk, hepinizi çok seviyorum♡♡♡
Siz bıksanız bile ben her seferinde bunu yazcam 🙃🙃🙃

Soo Yun'u hiç sevmiyorum. Siz de sevmeyin. Neyse sevseniz bile zaten en fazla 2-3 bölüme siz de nefret edersiniz ehhehe😉
Hatırlamışken soruyim. Diğer bölümde VMin de olsun mu?

Yorum ve votelarınızı bekliyorum 😚♡♡

SECRETARYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin