Hamilelik De Zor Tabii

0 0 0
                                    

Multimedya Bade'nin bebeği
Doğmadı ama neyse
Bu arada bu benim kuzenim adı Derin.

Okula girerken telefonuma gelen mesajla elim cebime gitti. Atlas evde olduğunu belirtmişti. Benim de iki dersim vardı bugün zaten.

Ders çıkışı arabama ilerlerken biri bileğimi tuttu.

"Bade yavrum nereye?"

"Ya Ceren bi siktir git ya!" arabama bindim. Ceren de diğer koltuğa oturdu.

"Bokböceğim hadi çiğköfte ve milkshake alalım." arabayı sağa çektim. Ceren çiğköfte alırken ben de çilekli milkshake aldım. Sadece ikimize almış olduğumuzdan Ceren ve Eren'in evine geçtik.

Her şeyi bitirmiştik. Oturmuş mal gibi çocuk ismi arıyorduk.

"En iyisi Gökçe." son noktayı koydum ve tam o an kapı çaldı.

"Buyur reis hoş geldin."

"Asıl sen hoş geldin badde." erik (lakabı) ile selamlaştıktan sonra erik cecüşün yanına geçti. Masaya baktığında gözleri şokla açıldı.

"Hala mı be kızım ya! Peki sen Bade? Hiç mi kalkmadı miden?" aynı anda bağırdık.

"Severim çiğköfte ve milkshake
Miden bulamasın gevşek!" erik yüzünü astı ve üstünü değiştirmeye gitti.

"Ben gidiyorum Atlas evde bekliyor." dedim ve telefonumu çantama atıp çıktım. Arabama bindim ve eve ilerlemeye başladım. Telefonum çalarken eve ulaşmıştım.

"Bora reis hayırdır?"

"Bade kızı gördüm ve ne yapacağımı bilmiyorum! Lütfen Asi kafeye gel!" onaylar anlamda bir ses çıkardım ve arabaya döndüm. Asi kafeye geldiğim an Bora kapıya koştu.

"Bade ben hazır değilim!" dedi şişmiş ve kızarmış gözleriyle.

"Bora kızla karşılaşmanızın tesadüf olmadığını bildiğimi biliyorsun değil mi?"

"Ona mesaj attım. Ama Bade gerçekten yardımına ihtiyacım var! Ben kendimi daha fazla tutamam." onu kolundan tutarak arabama oturttum. Hastaneye getirdim ve bu yıl mezun olan ben için ayrılmış odaya geçirdim.

"Bir süre hastanede kalacaksın. Ben ve Ceren her gün gelip sana istediğin bir yere gitmene yardımcı olacağız." dedim ve kapıyı çekip çıktım.

"Didar Hocam! Odamda yardımcı olduğum biri var. Ona her gün yemek ve kıyafet gönderin lütfen." dedim. Arabama bindiğimde derin bir nefes verdim.

"Bu iş asla bitmez!" dedim kendi kendime. Arabayı çiğköfteciye sürdüm.

"Bana üç büyük ve acılı çiğköfte verebilir misiniz?"

"Buyurun." iki dakikaya McDonald's'ın önüne vardım.

"Bana üç çilekli milkshake verir misiniz?" kız dik dik bakarak bana uzattı.

Eve vardığımda canımın içi de benimle birlikte girdi.

"Almışsın çiğköfte ve milkshakeleri."

"Tabii ki de ne bekledin ki?" içeri gülerek girdik. Atlas pantolon ve t-şhirt'üyle oturuyordu. Ben de yanağından öpüp yanına oturdum.

"Alın size akşam yemeği!" dedim. Birlikte oturup yemeği yedik.

"Yarın senden yemek beklerim." Atlas konuşunca çiğköfte boğazımda kaldı.

"Olm kız ölücü ölücü!" canımın içi benim öksürüklerime karşılık bunu söyleyince öksürürken gülmeye başladım. Değişik sesler çıkararak milkshake'imden bir yudum aldım. Bana gülmelerine göz devirerek yemeğimi bitirdim. Abimi aradım. Üçüncü çalışta açtı.

GRİ GÖZLÜM (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin