Ağlama isteğimi çok zor bastırmıştım. Bu kadarı fazla gelmeye başladı.
"Yeter!" diye bağırdım. Konuştukça ağlıyordum. "Yeter artık bu yaşadıklarımı çekmek istemiyorum! Ölmek istiyorum!" diye bağırdım. Beni tekrar belimden tuttu ve dudaklarıma küçük bir öpücük bahşetti.
"Yorulmanı anlıyorum. Sana da çok yükleniyorlar. Ama ben seni bu dertten kurtarmak istiyorum Bade. Senin omzumda bağırarak No1 KENDİNE İYİ BAK söylemeni istiyorum. Ben sana deliler gibi aşığım! Ben sana Çisem demeyi ve her Çisem dediğimde hafif parlayan gözlerini geri istiyorum. Lütfen beni affet. " istiyordum. Ama kalbim kırılmıştı. Ve onu affetmeye hevesim yoktu.
" Seni aldattığımı düşündüğünü biliyorum. Ama sarhoştum. Ayrıca o yüzüğü sana vermek için aldım. Ama o yüzüğü görünce kırmak istemedim onu. Lütfen en azından arkadaş kalalım. "dedi ve belimdeki bir elini kaldırarak yanağımdan akan bir yaşı sildi. Gözlerine baktım. Hiç görmediğim kadar karanlık bakıyordu. Gözlerimi gözlerinden kaçırdım.
" Hayır! Cevabım net ve beni hiçbir şey vazgeçiremez! "dedim ve tekrar gözlerine baktım. Simsiyah olmuştu. Hatta siyah da değil sarıydı. Biraz daha dikkatli bakayım derken ona o kadar çok yaklaşmışım ki nefesi dudağıma değince korktum.
" Atlas gözlerin artık siyah değil sarı. Ama koyu sarı. "dedim ve ne zaman yükseldiğimi anlamadığım parmak uçlarımdan yere tekrar indim. Birkaç saniye durdum. Başımı yan yatırdım ve yüzünü inceledim. O da benim yüzümü inceliyordu. Onu yanlız bırakamayacağımı anlayınca bıkkın bir nefes verdim ve başımı yere eğdim.
"Bir gün! Sadece bir gün! Bir gün senin yanlız kalmamanı sağlayacağım." dedim ve arkamı döndüm. Ben ilerlerken belimde hissettiğim elle başımı yukarı çevirdim. Atlas olmadığını görünce gözlerim şokla açıldı ve ona bağırdım.
"Bırak beni pis sapık!" tanımadığım şahıs bana karanlık bir şekilde gülümsedi ve fısıldayarak konuştu.
"Buralarda yanlız dolaşmamalısın. Çok tehlikeli senin için bebek." dedi ve sırıtmaya devam etti.
"Bu konular seni ilgilendirmez velet!" dedim ve Atlas'ın yanına ilerledim. Kıskançlıkla parlayan gözleri beni bulunca çocuk yanlış anlamasın diye onu yanağından öptüm. Atlas da elini belime koydu ve ıssız sokakta ilerlemeye başladık. Beş dakika kadar sonra çocuk gözden kaybolunca ondan uzaklaştım.
"Bade bari biraz benimle birlikte kal ya!" dedi ve yanıma gelip belimden sıkıca tuttu.
10 dakika sonra
Arabası görüş açımıza girene kadar ben kurtulmak için çabalamış o da bırakmamak için aynı şeyi yapmıştı. Arabanın yolcu koltuğuna oturdum ve ellerimi göğsümde birleştirip başımı cama yasladım.On dakika kadar sonra onun evine varmıştık.
"Beni evime götür Atlas!" diye bağırdım arabada. Sarı gözlerini gözlerime dikti.
"Hep sen mi hesap soracaksın? Sıra bende her şeyi anlatıyorsun!"
"Neyi merak ediyorsun?"
"Seçilmiş kişi olayı Mary Scary ve Dawn'lar." dedi. Bıkkın bir nefes verdim ve indim. Aklını karıştırmak çok eğlenceli olabilirdi. Eve çıktım ve kapıda bekledim. O da bahçeyi geçti ve yanıma geldi.
"Sana bir kanal göstereceğim." dedi anahtarı takarken. Başımı hafifçe salladım ve Atlas'ın açtığı kapıdan içeri girdim.
"Önce herşeyi bana anlat!" dedi koltuğa yayılırken. Bıkkın bir nefes verdim ve boş gözlerle ona baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GRİ GÖZLÜM (TAMAMLANDI)
Misterio / SuspensoAslında bana ve arkadaşlarıma verilen küçük bir görevdi Atlas ile tanışmak, nereden bileceksin ki aşkın ilk kez gerçek anlamda kapına vuracağını, o kişinin iyiliği temsil ettiğini ve senin cehennem kraliçesi olduğunu... Ve ilk sevgilinin abin çıkmas...