16.Bölüm

7.5K 792 229
                                    

Keyifli Okumalar
Dilerim
❤️

***
~ FEYZA ~

Acil bölümünde hemşire Emel ile oturmuş sohbet ediyorken, telsize gelen acil anonsla sohbetimiz anında kesildi. “Acil hasta geliyor. Kapıda hazır olun!” Masanın üzerindeki telsizi hızla elime aldım.“Bekliyoruz” diyerek Emel ve diğer hemşirelerle birlikte hızla kapıya doğru çıktık. Kısa bir süre sonra ilk önce ambulansın yüksek sesi, sonra da kendisi acilin kapısında yerini almıştı. Yanımdaki hemşirelerle birlikte kapısı açılan ambulansa doğru koştuk.

“Nesi var ?”

“Gonca Yıldırım otuz yaşında, kocası tarafından bıçaklanmış. Bıçak karın boşluğuna girip çıkmış, kan grubu A Rh+ çok kan kaybetmiş.”

“Tamam, bundan sonrası bizde. Hadi arkadaşlar hemen acil müdahale odasına !”

Sedyeyi hızlı sürerek müdahale odasına girdiğimizde, bir yandan hızla Cerrah eldivenlerini giyerken, diğer yandan ise hemşire arkadaşıma komut veriyordum.

“Emel, hemen A Rh+ kan takviyesi yapalım.”

“Peki, doktor hanım.”

Eldivenlerimi giyinip hemen hastanın yanına geldiğimde önce üzerindeki elbiseyi makasla yırtıp çıkarttım. Karın boşluğuna bastırılan tamponu çektiğimde neredeyse yedi santimlik bir kesik ile karşılaştım.

Bu bir kadındı, belki de bir anne. Sırf sinirlendi veya namusu olarak görüldü diye mi bıçaklandı ? Hastaneye bu şekilde darp ve yaralanarak gelen kişilerin çoğunluğu malesef ki kadındı ! Niye peki ? Daha güçsüz ve zayıf oldukları için mi ? Kesinlikle hayır ! İyi adamlara denk gelemedikleri içindi..

Küçük bir operasyon ile hastanın hayatını kurtarmıştık. Sekiz dikiş ve iki ünite kan takviyesi vererek sonunda hastayı özel odaya yatırdık. “Emel, kadının durumunu Efe hocaya rapor verir misin?”

“Elbette hocam.” Sanırım aşırı sinirden dolayı başımda keskin bir ağrı oluşmuştu. Hemşirelere bir şey olursa beni çağırmalarını tembihleyerek dinlenme odasına doğru ilerledim. İlk işim doğruca odadaki lavaboya girmek olmuştu. Elimi ve yüzümü yıkayarak hemen lavabonun yanındaki kağıt havluyla yüzümü ve ellerimi kuruladım. O an aynada ki yansımamdan beyaz önlüğüme bulaşan kanı fark ettim. Sinirle üzerimdeki önlüğü çıkartıp lavabodan dışarıya çıktım. Hırsla odanın içindeki kirli sepete gidip önlüğü içine attım. Arkamı dönüp tekli koltuğa oturduğumda, başımda ki keskin acı yine kendini belli etmişti. Parmaklarımla şakaklarıma iki yandan bastırarak masaj yaparken, kapı bir iki kez tıklayıp açıldı.

“Doktor hanım, polis memurları sizinle konuşmak istiyor.”

“Tabi gelsinler.”

Hemşire geri çekilerek “buyrun” dediğinde, içeriye giren üniformalı iki polisle oturduğum yerden hızlıca kalktım.

“Merhaba doktor hanım.”

“Merhaba, buyrun” dediğimde, memur bey elindeki dosyaya göz atıp ardından bana baktı. “Eğer izniniz olursa, Gonca Yıldırım’ın ifadesini almamız gerekiyor.”

“Üzgünüm, şu an anestezi etkisinde. Yarın sabah alsanız daha iyi olur.”

“Peki doktor hanım, o zaman biz sabah erken geliriz.”

“Elbette” diyerek gülümsedim.
Tam arkalarına dönüp odadan çıkacaklarken aklıma gelen detayla “pardon !” Diye seslenerek, memurları durdurdum.

ŞANSIN BÖYLESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin