30.BÖLÜM

8.1K 777 318
                                    

Keyifli Okumalar
Dilerim
❤️

***

GÖZDE

Hayat gün be gün, farklı bir yola girmekten ibaretti.. Daha düne kadar rüyalarımdaki prensimi arayıp dururken, kader bizi kırk yıl düşünsem aklıma gelmeyecek bir yerde bir araya getirmişti. Bu da sanırım hayatın bana; 'sen şansını istediğin kadar zorla, nasibin ne zaman ise o zaman geliyor' deme şekliydi.

Cuma gecesi gözüme uyku girmezken heyecandan dolayı Tekin ve Metin’i de
uyutmamış, bir de üzerine her ikisinide moda ikonu yapmıştım.
O kadar elbise içinde ne giyeceğimi bir türlü karar veremezken,  kardeşlerimin sayesinde hangi elbiseleri giymemem gerektiği konusunda artık emindim.

Elbette onların seçtiği kıyafetleri giyecek değildim. Her ikisi benim canım olsa da, aynı zamanda her
ikisi de bir moda katiliydi. Kararsız kaldığım iki elbiseyi sabah işe gitmeden önce Feyza'ya göstermek için gülümseyerek kenara koydum.

Gelen uykum artık kendini
gösteriyordu. Esnerken ağzımı kapatıp komidinin üzerindeki saatte baktım. Saatin gece üçe geldiğini gördüğümde resmen şok oldum. Vakit ne ara geçmişti ? Sanırım insan aşık olunca geçen saatin ve dakikaların bile farkına varamıyordu..

Yağız'ın o yakışıklı yüzü gözümün önüne geldiğinde, elimi kalbimin üzerine koyarak yatağıma zıpladım.
O meşhur tavanla bakışma durumunu, sonunda bende gerçekleştire bildiğimde kendi
halime güldüm. En iyisi uyumaktı yoksa mazallah bu deli divane halimle bizimkilerin dikkatini daha fazla üzerime çekecektim.

Yerimden kalkıp odamın ışığını kapattım. Yatağın kenarındaki gece lambaları açık olduğu için rahat bir şekilde yatağımın örtüsü kaldırarak içine girdim. Bu sefer tam anlamıyla uyumak için gözlerimi yumduğumda telefonuma gelen mesaj sesi, sessiz olan odamda yankılandı. Kapattığım gözlerim bir anda açıldı. Gece gece kim mesaj atar ki? Kesin reklam
mesajıdır, sabah bakarım diye gözlerimi tekrar kapattığımda sol omzumdaki Şeytan yerini aldı.

"Gözde, hepimiz senin yedi aylık olup o mesajı düşünerek uyuyamayacağını biliyoruz. Zorlama istersen.." diyerek kulağıma fısıldadığında, oflayarak gözlerimi açtım.

Yatağımın içinde doğrulup yanımdaki komidine uzanarak telefonu elime aldım. Normal sms mesajı gelmişti. Açıp baktığımda ise gözlerim pörtlemiş, var olan uykum ise çoktan horon teperek karadenize kaçmıştı bile..

Gelen Mesaj:SEVDİCEĞİM
Kusura bakma Gözde, gece gece yazıyorum ama aklıma takıldı. Şevket amca beraber düğüne gideceğimizi biliyor mu? Eğer bilmiyorsa yanına gider izin alırım. Sonradan ayıp olmasın.

Yaaa ama sen çok düşüncelisin..

Gözlerim adeta kalp emojisi haline geldiğinde mesajı on kez daha okuyup, son beş dakikasını da telefona sarılarak doya doya mutlu olmuştum. Sol omzumdaki Şeytan yine yerini aldı.

"Sevdiceğim mi ? Tam da senden beklediğim bir lakap." Diyerek gözlerini devirirken, bu sefer de sağ omzumdaki Melek belirdi. "Ay, ne kadar da tatlısınız" dediğinde, onunda benim gibi gözlerinin içi kalplerle dolmuştu.

Yağız'ın bu düşünceli hali beni benden alırken babama anlatma mevzusu aklıma gelince, sonunda kalbimden sıra gelen mantığımı devreye soka bilmiştim. Babama beraber gideceğimizi benim söylemem daha doğru olurdu. Genelde izin isterken annelerin tepkisi 'git babana sor, ben karışmıyorum' derken, babanın
izin verdikten sonra eşine kızan
anne modeli illa ki her gencin başına gelmiştir.. Ama eğer annenizin istediği bir şeyi yapıyorsanız, o kadının eşine karşı minnoşluğu da kimsede olmazdı..

ŞANSIN BÖYLESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin