17. Bölüm

7.8K 809 443
                                    

Keyifli Okumalar
Dilerim
❤️

***

“Ben seni daha önceden tanıyorum” dediğinde, şaşkın bir şekilde hâlâ elimle ilgilenen Efe hocaya baktım. “Ne !” Diye yüksek sesle ani bir tepki verince, bu sefer sesimi biraz daha kıstım.

“Yani bu nasıl olur ? Ben sizi daha yeni tanıyorum” dediğimde, oldukça şaşkındım. Elimi usulca bıraktı. Eldivenlerini çıkarıp sehpanın üzerinde ki tepsiye bırakırken bu sefer bakışları gözlerime doğru kaydı. Aramızda zaten fazla mesafe yokken bir de öne doğru eğildiğinde sanki daha bir dibime girer gibi olmuştu. Gözlerimi büyüterek elimde olmadan sanki yerim varmış gibi geriye doğru gitmeye çalışınca gülümsedi.

Hocam valla elimin ayarı yok ! Heyecandan yüzüne bir tane çakacağım tam olacak..

“Aslında doğru, sen beni tanımıyorsun ben seni tanıyorum” diye gülümsediğinde, fazla
yakınımda olduğu için inci gibi dişleri ve gülüşüne yine kısa bir süre baka kaldım.

Feyza kızım kendine gel ! Ya fabrika ayarlarıma çok acil geri dönmeliyim, ya da hiçbir şey söylemeden kaçmam lazımdı.. Ama merakım adeta oturduğum yere mıhlamıştı beni.

“Hiçbir şey anlamıyorum. Daha açık konuşur musunuz ?”

3 SENE ÖNCE
MARMARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

YAZARDAN
***

Bugün kampüs düşünüldüğünden daha da kalabalıktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bugün kampüs düşünüldüğünden daha da kalabalıktı. Kalp konferansı için okulun içinde ki öğrenciler kadar, dışarıda gelen Uzman Doktor ve asistanlar da oldukça kalabalıktı. Okulun kafeteryasında neredeyse oturacak yer kalmamıştı. Her grup bir masa kaparak konferans saatine kadar oturmuş sohbet ediyorlardı. Uzman Doktorlar onlara ayrılmış toplantı odasında konferansın detayların konuşurken, onlara eşlik eden asistan doktorlarda, kafeteryada oturmuş bir şeyler içerek sohbet ediyordu.

Bütün kafeteryada ki kızların gözü ise okullarına gelen, yakışıklı asistanların üzerindeydi. Esmer teni ve uzun boyu ile dikkat çeken Yavuz, içtiği çayını masaya bırakarak yanındaki dostuna takıldı.

“Efe, bir saattir şu yan masadaki kızlar sen bak diye yapmadıklarını bırakmadı. İki bakış atsana” diye gülümsedi.

Bu durum Efe' nin dikkatini hiç çekmezken dikkatini dağıtmadan elindeki tabletten konferans için yapılacak sunumları incelemeye devam etti. Bu seferde solunda oturan Cihan, dirseğiyle arkadaşının koluna hafifçe dürttü.

“Oğlum var ya seni bilmesem gay sanacağım” diye sessizce konuştuğunda, sonunda Efe'nin dikkatini çekerek sinirli bakışlarını üzerinde toplamıştı. Cihan tehlikeyi fark edince yalandan gülümsedi. “Ama neyse ki öyle değilsin. Zaten öyle olsan ilk benim gibi bir karizmaya yürümen lazımdı” diyerek olayı daha da batırınca, Yavuz'un şen kahkahası ona bakan kızların gözünü ve kulağını bayram ettirmişti.

ŞANSIN BÖYLESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin