46.Bölüm

6.4K 590 326
                                    

Keyifli Okumalar
Dilerim
❤️
***

~YAZARDAN~

Beklenen pazar günü gelip çattığında, herkes ayrı bir telaş içerisindeydi. Feyza akşam olacak nişanı için oldukça heyecanlıyken, Gülten hanım ve Selma hanım hazırlıklar için oldukça telaşlı, evin babaları Hasan bey ve Şevket bey ise oldukça stresliydi..

Metin,Tekin ve Buğra ise farklı bir stres alemindeydi. Sınav üstüne sınav olan gençler oldukça bunalmış olsa da, bu akşam olacak nişan için seslerini çıkarmıyor, işi şakaya vurarak birbirlerine takılıyorlardı.. Bu kadar karmaşa içinde en zekice hareket eden ise Gözde oldu. Sabah kahvaltısından sonra aldığı sakinleştirici sayesinde daha rahat hareket eden genç kadın, adeta bütün haftanın stresini bir anda atmıştı..

Hatta şuan o kadar rahattı ki, biri çıkıp da; 'hayat nasıl gidiyor ?' Diye sorsa gülerek; 'yokuş aşağıya saldım' diyecek kadar relaxtı..

Öğle vakti geldiğinde evin hanımları daha önceden aldıklarını randevu saatine göre kuaföre gittiğinde, evin erkekleri de tıraş olmak için mahallelerindeki emektar berberlerine gitti..

Gözde giyeceği siyah uzun elbisesine uygun bir şekilde saçlarını doğal bir dalga yaptırırken, Feyza ise balık elbisesine yakışır bir topuz yaptırmış ve adeta nişanlanacak kız imajını hemen çizmişti. Selma hanım ve Gülten hanım ise anne olduklarını belli edercesine, kaynana topuzlarını yaptırıp süslendi. Hanımların iki buçuk saatten fazla süren kuaför 
maceraları, Selma hanım ve Gülten hanımın; “acele edin ! Misafirlerden önce evde olmamız lazım !.." Diye feryatlarıyla son bulmuş ve Şevket beyin gelip hanımları kuaförden almasıyla hemen eve geçilmişti.

Evin delikanlıları ise zorunlu bir şekilde takım elbiselerini giydikten sonra akşam karanlığının çökmesiyle iki dairenin kapıları gelen misafirler için sonuna kadar açıldı.İlk gelenler Efe ve ailesi olurken, arkasından bir de uzun bir konvoy gelmişti. Bu durum karşısında şaşıran Gözde, bir ara Efe'nin aşiret çocuğu olup olmadığını kısa bir an düşünürken, ardından Efe'nin Bursa'lı olduğunu hatırlayınca yine kendi düşüncesine kendi gülmüştü..

Dış kapılar açık olduğundan dolayı iki ev adeta küçük bir salon görevi görmüş ve her iki daire de herkes kendine bir yer bulup sohbete başlamıştı. Saat ilerleyip misafirler kalabalıklaşınca, bir o eve bir bu eve koşturmaktan bu gece garanti herkes ikişer kilo verecekti.. Ardından Feyza'nın ve Efe'nin hastaneden arkadaşları gelince ortamdaki gerginlik biraz da olsa rahatladı. 

Feyza odasında kız arkadaşlarıyla selfie çekilme komasına girecekken, Gözde'nin tam zamanında Feyza'yı bir bahaneyle kendi odasına götürmesiyle, bu durum da hemen son bulmuştu. Gözde kapıyı kapatır kapatmaz Feyza derin bir nefes alarak dostuna sıkıca sarıldı.

“Canım benim çok teşekkür ederim, resmen hayatımı kurtardın !.." Dediğinde, Gözde de arkadaşının bu haline gülerek karşılık verdi.

“Ne demek kuzum bu benim görevim." Diyerek birbirlerinden ayrıldıklarında Gözde, Feyza'nın elinden tutarak tebessüm etmeye devam etti.

“MaşaAllah benim kuzuma ya çok güzelsin." Deyip ardından dostuna manidar bir şekilde gülümsedi.

“Efe'nin sana çiçek uzatırken ki halini gördün dimi ? Adam neredeyse bayılacaktı." Diye güldüğünde, Feyza dalga geçen dostunun omzuna hafif bir şekilde vurup gülümsedi.

ŞANSIN BÖYLESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin