38.Bölüm

7.2K 646 339
                                    

Keyifli Okumalar
Dilerim
❤️


***

~ GÖZDE ~

Ajansa girer girmez, kendi odama dahi uğramadan hızla Sinem'in odasına doğru ilerledim. Masa başında çalışan Fatma'nın tam karşısına geçtiğimde, neredeyse nefes nefese kalmıştım. “Emel hanım içeride mi?" Diye sessiz bir şekilde sorduğumda, Fatma gülümseyerek karşılık verdi.

“Hayır Gözde hanım, toplantı ertesi gününe ertelendiği için Emel hanım da gelmedi."

Kendi odama geçmediğim için toplantının iptal olduğunu daha şimdi öğreniyor olsam da, bu durum oldukça işime gelmişti. Hiç olmazsa Sinem ile daha rahat konuşabilirdim. "Tamam canım teşekkür ederim, bu arada Sinem ile bize iki çay söyler misin?" Dediğimde, Fatma'nın yüz mimiklerinden oldukça şaşırdığını anlamıştım.

“Tabi hemen söylüyorum" diyerek, masasındaki telefona doğru uzandı.
Bu şekilde şaşırıyor olmasına da hak vermiyor değildim. Sonuçta Sinem ile bu zamana kadar o kadar zıttık ki, şimdi anlaşa bildiğimize kendi sekreterim de başta olmak üzere oldukça şaşırıyorlardı. Artık yapacak birşey yok, bu duruma hepimiz yavaş yavaş alışacaktık..

Sinem'in kapısını bir kez tıklayıp 'gel' demesini beklemeden hızla içeriye girdim. Tam da tahmin ettiğim gibi Sinem'i telaşlı bir şekilde odanın içinde volta atarken bulmuştum. Beni görür görmez dışarıya baktığı bakışlarını hızla çekip, anında yanıma geldi.“Gözde sanırım ben hâlâ rüyada falanım. Her şey şaka gibiydi ! İnan düşünmekten kafayı yiyeceğim !"

Sinem'i böyle panik halde görmek, pek de alışık olduğum bir durum değilken, bir de karışık cümleler kurmuş olması benim de kafamı iyice karıştırmıştı.

Destek verircesine kolunu tutarak ona dikkatlice baktım. “Tamam bi sakin ol, gel şöyle oturalım." Diyerek önce ikimizinde karşılıklı bir şekilde oturmasını sağladım. Kolumdaki çantamı çıkarıp yanıma koyduğum esnada kapı çalınca, ikimizinde bakışları anında oraya doğru yöneldi. Sinem kapının çalmasıyla panik havasından bir anda çıkıp, havalı bir şekilde saçlarını geriye doğru atarak; "gel" diye seslendi.

Fatma içeriye elindeki çay tepsisiyle girdiğinde, Sinem'in de şaşkın bakışları hemen onun üzerinde toplandı. Tebessüm ederek o sormadan; "ben istedim" diyerek konuya açıklık getirdiğimde, Sinem de anladım dercesine kafasını salladı.

Fatma çaylarımızı önümüzdeki sehpaya bırakıp; "afiyet olsun" diyerek geri çekilirken, Sinem ile aynı anda teşekkür ettik. Kapanan kapı ile tekrar Sinem'le başbaşa kaldığımızda bu defa hızla yanımdaki çantama doğru uzandım. Çantamın fermuarını açıp, içinden büyük boy çekirdek paketi çıkardığımda Sinem önce 'bu ne ?' Der gibi bana baktı.

“Bakma öyle şaşkın şaşkın, bir olay anlatırken acayip iyi gidiyor. Hem çok güzel stres attırıyor sen de ye.” Diyerek paketi açarak Sinem'e doğru uzattığımda, hiç itiraz etmeden eline bir avuç çekirdek doldurup geriye doğru yaslandı.

Bende paketten bir avuç alırken; "hadi bakalım şimdi bana olayı en baştan anlat "diyerek Sinem gibi geriye doğru yaslanarak, sanki heyecanlı bir film izler gibi çekirdeğimi çitlemeye başladım…

~ YAZARDAN ~

Sinem avucuna doldurduğu çekirdeğinden çitlerken, Gözde'nin dediği kadar stresine iyi geldiğini ve aynı zamanda rahatladığını şimdiden hissetmişti. Olayı en baştan objektif bir şekilde anlatmak için Fatih'in ajansa geldiği günden başlamayı tercih etti.

ŞANSIN BÖYLESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin