"Ooffff!" diye belki de bininci defa 'of' ladığımda bakışlarım istemsizce bana göz deviren Gece'ye döndüğünde sinirlerim tekrardan tepeme çıktığı için ona öldürecekmiş gibi gözlerimi kısarak sinirle bakmaya başladım.
Gündüzle birlikte nezarete atılmıştık ve ayılınca Gece de aramıza katılmıştı. Sonra o şerefsizin şikayetini geri alması üzerine Gündüz çıkmış ve polislerden eşyalarını almak için gitmişti. Sonuç olarak Gece ve bende içeride kalmıştık.
Gece ona olan bakışlarımdan ötürü bana tekrardan gözlerini devirdiğinde kasılan boynumu umursamayıp oturduğum yerden kalktım ve demir parmaklıkların arasından ona yöneldim.
"Bana bak çocuk iki de bir bana gözlerini devirip durma. Zaten seni öldürmemem için hiç bir sebep yokken daha fazla sebep üretme bana." dediğimde ayağa kalkıp o da karşıma geçtiğinde kafamı hafif kaldırarak ona baktım. Hayır kısa olan ben değildim sadece o normalden fazla uzundu.
İkimizde bizi ayıran demir parmaklıklara rağmen birbirimize yaklaşabildiğimiz kadar yaklaşıp karşılıklı durduğumuz da bana umursamazca duygusuz bir şekilde bakması üzerine kaşlarımı çattım.
"Ya ne yapayım Ay?" dediğinde gözlerimi biraz daha kısıp ona anlamaz gözlerle baktım.
"Ne demek istiyorsun?" dediğimde yüzüne alaycı çarpık gülümseme yerleştirip yüzüme baktı.
"Sana gözlerimi devirmek yerine ne yapayım diyorum." diye cevap verdiğinde çatılmış kaşlarımı biraz gevşetip ona tüm duygusuzluğumla baktım.
"Saçma hareketler yapmaktan başka bir şey yapmıyorsun ve burada olmamızın sebebi sen olmana rağmen sürekli of'layıp duruyorsun. Sence sana gözlerimi devirmekten ve gülmekten başka ne yapabilirim."
"Saçma hareketler mi? Ben mi yapıyorum?" diye şaşkınca sorduğumda alayla yüzüme bakmaya devam ediyordu.
"Evet, sen yapıyorsun."
"Ne yaptım da size saçma geldi acaba Gece hazretleri?"
"Şimdi söylediğin ve yaptığın her şey saçma. Hatta doğruyu açıkça söylemek gerekirse senin kendin ve hayatın zaten başlı başına bir saçmalıksınız."
"Ağzını topla Gece. Sözünün nereye gittiğini bilmiyorsun, haddini bil!.."
"Ne yalan mı söylüyorum?"
"Evet yalan söylüyorsun! Nezarete girince sinirini çıkaracak, alay edecek birini bulamadığın için bana bulaşıyorsun ama bulaşma!.. Çünkü ben senin istediğin gibi davranıp küçümseyebileceğin birisi değilim. Beni başkalarıyla karıştırma, ben hiç bir genellemeye girmiyorum. Anladın mı beni?!."
"Tabi canım onu nasıl unuturum Ay hazretleri zaten diğer herkesten daha farklı birisi."
"Gece ne benimle ilgili ne de hayatımla ilgili hiçbir şey bilmiyorsun."
"Neyi bilmiyorum Ay? Yoksa annenle yaptığın son konuşmayı mı bilmiyorum? Dur bekle neydi hatırlayacağım.." diyip düşünüyormuş gibi yapmaya başladığında iki yanımda sallanan ellerimi sıkı sıkı yumruk yapıp kendimi sıkmaya çalıştığımda gözlerim dolmuş olmasına rağmen duruşumu hiç bozmayıp kafamı biraz dikleştirdim.
"Haa-h hatırladım. 'Dediğin gibi anne tıpkı şuanda gökyüzünde parlayan ay gibi olacağım. Hiçbir zaman yıkılmayacak ve güçlü olacağım. Seninle 3 yaşında yaptığımız son konuşmamızı hiçbir zaman unutmayacağım. Seni çok seviyorum anne'. Böyle demiştin değil mi? Ah ne kadar zekiyim ki kelimesi kelimesine hatırlıyorum." dediğin başımı yere eğdim ellerimi daha sıkı yumruk yaptım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece'nin Ay'ı
Novela Juvenil"Hayat neydi? Kimin çocukken mavi önlük giyip mutlu bir hayat yaşamasına, ya da şiddet mağduru olup hayatındaki tek renklerin bu morluklar ve kırmızı kan olduğuna karar veriyordu?" ~~~ İnsan hayatına giren kişilerde kimin 'o' beklenen kişi olduğunu...