Omzumdan dürtüldüğümde istemsizce gözlerimi açtığımda hafif aydınlanmış gökyüzüyle karşılaştığımda üzerimde olan cekete kaşlarımı çatarak bakarken üzerimden geçen titreme yüzünden o cekete daha çok sarıldım.
"Ay hadi yatağına geç. Uyuya kalmışız." dediğinde yerimden doğrulup kendi odama yöneldiğimde o çoktan kendi odasına geçmiş ve bana bir şeyler söyleyip el salladıktan sonra gözden kaybolmuştu. Ne söylediğini duymak istesemde camlar ve duvarlar ses geçirmez olduğu için anlayamamıştım.
Derin bir nefes verip kendi balkonumdan içeri girdim ve kapıyı kapattıktan sonra üst kata odama çıkıp üzerimdeki gömleği çıkardım ve yatağıma uzandığımda bakışlarım tavanımla birleştiğinde aklıma akşam Gece'nin söyledikleri gelince istemsizce gülümsedim.
Gece'siz Ay olmaz...
Gözlerimi devirerek yerimden doğrulduğumda ayağa kalkıp lavaboya yöneldiğimde kapıyı açmamla karşılaştığım şeyle gözlerim şaşkınlıkla büyürken görüntünün gerçek olduğunu anlamak istercesine gözlerimi kırpıştırdığımda hareket etmesi üzerine gerçekliğinden emin olduğumda korkuyla çığlık atarken aşağı kata indim ve hemen kapıya yöneldiğimde açılmayınca istemsizce gözlerim büyürken anahtarın bende olmadığı gerçeği çok daha kötüydü.
Kapıdan umudumu kesince bu sefer balkon kapısına yöneldiğimde ve o da açılmadığında istemsizce korkuyla atan kalbime şaşırmadım. Balkon kapısı kilitlenmişti ve kulpu alınmıştı.
Korkuyla etrafa bakındığımda yerde sürünerek yaklaşmakta olan yılana korkuyla baktım. Tıslama sesini duyduğumda yine istemsiz bir çığlık atarken gücümün yettiğince yardım sesleri çıkarmaya başlasamda sesin hiçbir şekilde dışarı gitmeyeceği gerçeğini kabul etmek istemiyordum. Evi resmen üzerime kilitlemişlerdi!
Korkuyla etrafıma bakınırken açık bir cam bulma umuduyla başka tarafa yönelmemle yılanın üzerime daha hızlı gelmesi bir olunca daha çok bağırdım ve korkuyla üzerime gelen yılana bakarken gözüme çarpan cam objeyi elime aldım. Yılan ise ağzını ayırmış üzerime gelmeye devam ederken elimdeki cam objeyi orada bulunan televizyon masasına çarpıp birazını kırıp keskinleştirdiğimde inşallah bunu kullanmama gerek kalmaz diye içimden geçirdim.
Yeşil ve siyah tonlarında olan kocaman yılan üzerime doğru hızla gelmeye devam ederken arkaya doğru bir adım attığımda sırtım camla buluşunca gözlerimin dolmasına engel olamadım. Yılan ise bir anda bağırır gibi bir ses çıkarıp üzerime zıplar gibi olduğunda ağzımdan güçlü bir çığlık kaçarken elimde tuttuğum camı tüm gücünle üzerine attım ve nefes nefese bir şekilde onun üzerime atlamasını beklediğim de hiçbir şey olmaması üzerine yüzüme siper ettiğim ellerimi çektim ve yerde kanlar içinde yatan ölü yılana baktım.
Cama yaslanmış sırtımla yavaşça yere kaydığımda oturduğum yerde dizlerini kendime çekerek kollarımı dizlerime sardım ve gözümden akan damlaları silmek yerine hipnotize olmuş bir şekilde önümde duran kanlar için yılana bakmaya başladığımda yerimde ileri geri sallandığınız bile farkında değildim.
Üzerinden kaç saat geçti bilmiyorum tek bildiğim arkama çarpan güneş ışığı sayesinde sabah olduğu ama ben hala pozisyonumu koruyarak önümde yatan yılana bakmaya devam ederken yanımda bulunan balkon kapısından ve evin kapısından ses geldiğinde titreyerek yerime daha çok sindim.
Yanıma birisinin geldiğini hissettiğim de hemen geri çekilip Elimi kaldırdım ve gelen kişiyi durdurup bakışlarımı ona çevirdim.
Mert'le bakışlarım kesiştiğinde Elimi indirdim ve yine aynı pozisyonda kalmaya devam ettim. O ise omzuma koymak için kaldırdığı elini indirdi ve 'bu sefer çok ileri gittik' diye mırıldandığında onu duymamış gibi yaptım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece'nin Ay'ı
Genç Kurgu"Hayat neydi? Kimin çocukken mavi önlük giyip mutlu bir hayat yaşamasına, ya da şiddet mağduru olup hayatındaki tek renklerin bu morluklar ve kırmızı kan olduğuna karar veriyordu?" ~~~ İnsan hayatına giren kişilerde kimin 'o' beklenen kişi olduğunu...