Saçlarımı tepemde gevşek bir topuz yaparken bir taraftan da önüme düşen kaküllerimi ve yanlarında ki saçlarımı düzelttim. Aynada son halime bakarken üzerime giydiğim mavi kısa mavi kazağı ve altıma giydiğim boru paça mavi kotumla oldukça sıradan gözüküyordum.
Neyse diyerek kendimi incelemeyi bırakıp üzerime lacivert bir yağmurluk giydikten sonra içinde kalemlerimin ve kitaplarımın da bulunduğu sırt çantamı aldım ve evi son kez kontrol ettikten sonra ayağıma botlarımı geçirip evden ayrıldım.
An itibariyle sınav haftamıza girmiş bulunuyoruz. Sınav haftası zamanın da okulda der işlenmez ve belirli aralıkları olacak şekilde günde iki sınava gireriz. Öğleden sonra ise isteyen kişilerin kalması için özel eğitimlerimiz oluyor ve biz bugün Gece'yle güzel bir kahvaltı yaptıktan sonra sınava girecek ve okulda derslere kalacaktık.
Rezidanstan ayrıldıktan sonra Gece'nin daha gelmediğini görünce istemsizce saati kontrol ettim ve yerimde sallanarak beklemeye devam ettim.
Kısa süre sonra önümde duran arabayla birlikte hiç beklemeden kapıyı açıp ön koltuğa kuruldum. Arabanın içinde yer alan sıcaklık bütün buz tutmuş vücudumu gevşetirken dik bakışlarımı Gece'ye çevirdim.
"Geç kaldın."
"Sen fazla erken inmişsin." diye cevap verdiğinde haklı olduğu için susarken yine de belli etmemek adına kafamı dikleştirdim.
"Olsun sen yinede erken gelseydin." dediğimde bana bakıp gülerken eliyle dikmiş olduğum burnumu indirdiğinde sinirle bir çığlık atıp elini ittikten sonra elini kaptım ve ısırdım. Elini kurtarmak için kafamı itmeye çalıştığında bir anlık boşluğumdan yararlanıp elini kurtardığın da hızımı alamayıp ayağının dibine tükürdüğüm de bana şaşkınlıkla bakıyordu.
"Ay sen ne yapıyorsun?"
"Hiçbir şey yapmıyorum."
"Elimi ısırdın."
"Beni sinir etmiştin."
"Ayağıma tükürdün."
"Hızımı alamadım."
"Özel gününde misin?"
"Evet." dediğimde şaşkınlıkla ağzımı kapattım ve bana gülmeye başlayan Gece'ye baktım. Söylediği her şeye o kadar cevap vermeye yönelmiştim ki bir anda ağzımdan kaçırmıştım. Git gide kızarırken Gece'yi kolundan tutup bana değiş yola bakması için hafif çekiştirdim.
"Gece sür şu arabayı git gide dahada sinirlenmeye başlıyorum çıldırtma beni!" dediğimde gülerek arabayı çalıştırdıktan sonra yola koyulduk.
Normal de kısa ama bana ömür gibi gelen bir yolculuğun ardından kahvaltı mekanının önünde durduğumuz da ben of'larken Gece'nin bana sırıtarak bakması üzerine damarlarımdan akan sinir dalgaların engel olamıyorum. Siz o böyle sırıtınca iç çekiyorsunuz belki ama onun içi beni dışı sizi yakar bir kere! Yol boyunca ne denli gıcık hareketlerine maruz kaldığımı ben bilirim ben!
Bu sırada kendisi arabadan indikten sonra gelip kapımı açmayınca hemen arabadan inip beni bekleyen Gece'ye kaşlarımı çatarak baktım.
"Neden kapımı açmak yerine olduğun yerde mal mal dikiliyorsun?" diye ani bir tepki verince şaşkınlıkla bana bakınca esen rüzgar yüzünden gözümün içine giren kaküllerimi sert bir şekilde savurdum.
"N-nasıl yani?" diye anlayamaz bir şekilde tepki verince ona burnumu kırıştırarak baktım.
"Neyse en azından beni bekleyebilme cesaretini göstermişsin." dediğimde hala anlayamaz bir şaşkınlıkla bana bakınca yüzümdeki sinir ifadesi geçip yerimde zıplayarak yanına gittim ve elinden anahtarı alıp arabayı kilitledikten sonra tekrar eline bıraktım. Bir eline bir bana bakmaya devam edince onun bu haline gülüp sırıtarak burnunu çekiştirdim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece'nin Ay'ı
Novela Juvenil"Hayat neydi? Kimin çocukken mavi önlük giyip mutlu bir hayat yaşamasına, ya da şiddet mağduru olup hayatındaki tek renklerin bu morluklar ve kırmızı kan olduğuna karar veriyordu?" ~~~ İnsan hayatına giren kişilerde kimin 'o' beklenen kişi olduğunu...