Gülümseyip başıyla onaylamıştı. "Evet orada ne okuduysan hepsi senin yani tabi imzalarsan" diyerek ellerini masanın üzerinde birleştirmişti. "Bunlar çok fazla" diyerek dudaklarımı dişlemiştim. "Az bile. Harcayamadığın bütün paralar, kalamadığın bütün evler, çalışamadığın bütün iş yerleri. Hepsi sana feda olsun. Bundan sonra hepsi senin istediğin gibi kullanabilirsin" diyerek gülümsemişti. 'Bütün bunlar benim umrumda bile değil! Benim gerçekten sevgiye ihtiyacım var!' Diyerek içimden geçirmiştim. "Peki! Dediğiniz gibi yaparım" diyerek gülümsemiştim. Adam yanımıza gelip masanın üzerine bir sürü yemek koymuştu. "Hadi afiyet olsun" diyerek gülümsemişti. Kaylaya bakıp başımı eymiştim. Yemeğe başladığımızda güzelce karnımı doyurup elimdeki çatalı bırakmıştım. Dedeme baktığımda şaşkınca bana bakıyordu. "Afiyet olsun torunum" diyerek gülümsemişti. "Kayla yine çok mu yedim?" Diyerek kaylanın kulağına fısıldamıştım. Dudaklarını birbirine bastırıp başıyla onaylamıştı. "Efendim herşey için çok teşekkür ederiz. İzninizle biz artık kalkabilir miyiz? Önemli işlerimiz var da" diyerek kayla ayağa kalkmıştı. "Ahh tabiki kızım. Yine gelin olur mu?" Diyerek gülümsemişti. Başımızla onaylayıp ilerlemeye başlamıştık. "Ee napmayı düşünüyorsun?" Diyerek bana bakmıştı. "Bilmiyorum biraz düşünmek istiyorum" diyerek derin nefes almıştım. Bahçeden dışarıya çıktığımızda bizi buraya getiren adam arabanın kapısını açmıştı. Kayla başını eyip binmişti. Bende gülümseyip binmiştim. Şöför koltuğuna oturduğunda bize bakıp. "Efendim sizi nereye götüreyim?" Diyerek ehliyet kemerini takmıştı. Kayla adresi verdiğinde adam başıyla onaylayıp arabayı sürmeye başlamıştı. Uzun bir yolculuğun ardından bir yerin önünde durmuştuk. "Teşekkür ederiz" diyerek kayla arabadan inmişti. Bende peşinden inip koluna girmiştim. Beraber içeriye girmiştik. Bir sürü kamera ve bir sürü ışık doluydu içerisi. "Demek sütüdyo burası?" Diyerek kaylaya bakmıştım. "Evet burası. Gel bizde içeriye girip oturalım" diyerek kolumdan çekmişti. İçeriye girdiğimizde orada olan oturcaklara geçip oturmuştuk. Etrafa bakınmıştım. Kapıdan içeriye grup girdiğinde yutkunmuştum. Hepside takım elbise giymiş ve çok yakışıklılardı. Gözlerimi kırpıştırıp kaylaya doğru dönmüştüm. "Çok yakışıklı olmuş" diyerek yüzünü ellerinin arasına almış guruba bakıyordu. "Kayla saçmalama neresi yakışıklı bunların" diyerek derin nefes almıştım. "Çarpılıcaksın! Baksana bir şunlara" diyerek onları gözleriyle göstermişti. Yutkunup bakışlarımı onlara çevirmiştim. "Tamam ya çok yakışıklı olmuşlar. Aşık olmamak elde değil!" Diyerek dudaklarımı büzmüştüm. "RM çok tatlı olmuş" diyerek derin bir iç çekmişti. Önüme dönüp telefonumun ekranını açmıştım. Ekranı kapatıp başımı masaya koymuştum. "Afra napıyorsun?" Diyerek kolumdan tutmuştu. Başımı kaldırıp dudaklarımı büzerek ona bakmıştım. "Yanakların kızarmış" diyerek ellerini yanaklarıma koymuştu. "Bana diyene bak" diyerek bende ellerimi onun yanağına koymuştum. Yanımıza biri geldiğinde ellerimizi çekip gelen kişiye bakmıştık. Korece bir şeyler söyleyip beni göstermişti. Kaylaya bakıp. "Beni niye gösterdi?" Diyerek kaylanın koluna vurmuştum. "Çekim yapıcak olan kız gelmemiş. Bu yüzdende onlar için çekime sen katılır mısın diye soruyorlar" diyerek elimi tutmuştu. "Bu halimle mi?" Diyerek üzerimi süzmüştüm. "Sana buradan kıyafet ayarlıyacaklarmış. Hadi gel hemen seni hazırlayalım" diyerek kolumdan tutup sürüklemeye başlamıştı. Büyük bir odaya girdiğimizde beyaz bir elbiseyi bana uzatmıştı. Elbiseyi alıp kabine girmiştim. Üzerimdeki kıyafetleri çıkartıp beyaz elbiseyi giymiştim. Beline kadar dantelli sırt dekolteli ve önden biraz olsun dekoltesi olan uzun tül bir elbiseydi. Kabinden çıkıp kaylaya bakmıştım. "Ne giysen yakışıyor sanada namızsız" diyerek gülümsemişti. Kolumdan tutup ordaki koltuğa oturtmuştu. "Kayla makyaj yapmam ben" diyerek ellerimi yüzüme siper etmiştim. "Tamam sadece ruj ve rimel" diyerek gülümsemişti. Başımla onaylamıştım. Ruj ve rimel'i sürüp aynayla yüzümü göstermişti. Başımla onayladığımda iki kişi gelip saçlarımı yapmaya başlamışlardı. "Afracığım ben çıkıyorum saçların bittiğinde beyaz ayakkabıyı giyip gelirsin olur mu?" Dediğinde başımla onaylamıştım. Kayla odadan çıktığında aynadan kendime bakıyordum. Saçlarım bittiğinde beyaz platform ayakkabıyı giyip ayağa kalkmıştım. Boy aynasından kendime bakıp gülümsemiştim. Odadan çıkıp çekim alanına doğru ilerlemiştim. Kayla beni gördüğünde şaşkınca gözlerini büyüterek bakmıştı. Derin nefes alıp grubun yanına doğru ilerlemiştim. Beni gördüklerinde şaşkınca bakmışlardı. Derin nefes alıp yutkunmuştum. "Merak etme ne derlerse hepsini senin için çeviriceğim" diyerek arkadan duyduğum sesle ona doğru dönüp gülümsemiştim. Oturduğu yerden kalkıp kameramanın yanına gelmişti. J-Hope elini uzattığında yavaşça elimi kaldırıp elini tutmuştum. Sahneye çıktığımda elini çekip gülümsemişti. Gülümseyip başımı hafifçe eymiştim. "Afra şimdi kameraya bakıp gülümse" diyerek kamerayı göstermişti. Gülümseyip kameraya bakmıştım. "Kendince şirin pozu ver" diyerek gülümsemişti. Elbisenin eteklerini düzeltip iki elimide yanağıma koyup iki yapıp gülümsemiştim. Kayla baş parmağını kaldırıp gülümsemişti. "Şimdi yere oturup grubu göstermen gerekiyor" diyerek yeri göstermişti. Dudaklarımı büzüp ellerimi yanaklarıma koymuştum. "Yardım et" diyerek gülmüştüm. Yanıma gelip oturmama yardım etmişti. Elbiseyi düzeltip yerine gitmişti. Ellerimi ben bilmem şeklinde kaldırıp dudaklarımı büzmüştüm. Gözlerimi büyütüp bir elimi ağzıma götürüp diye elimlede onları göstermiştim. Kayla yanıma gelip ellerini uzatmıştı. Ellerimi kaldırıp elini tutmuştum. Ayağa kalktığımda dengemi kaybedip çığlık atmıştım. Belimden tutulmamla gözlerimi büyüterek beni tutan'a bakmıştım. Jin gülümseyerek bana bakıyordu. Üyeler parmaklarıyla bizi gösterip ellerini ağızlarına götürmüşlerdi. Yutkunup doğrulmuştum.
~~~~~~~~~~~~~~
Sonunda çekimler bitmişti. Kaylayla beraber soyunma odasına gitmiştik. "Çok yoruldum" diyerek isyan etmiştim. "Hadi üzerini değiştir eve gidip içki içicez daha" diyerek gülmüştü. Başımla onaylayıp soyunma kabinine girip üzerimdeki elbiseyi çıkartmıştım. Kıyafetlerimi giydiğimde kabinden çıkıp kulaklığımı enseme koymuştum. "Hadi gidelim" diyerek koluma girmişti. Beraber odadan çıkıp stüdyoya girmiştik. Grup üyeleride geldiğinde ordan çıkıp arabaya binmiştik. "Fotoğrafları bize vericekler mi?" Diyerek kaylaya bakmıştım. "Telefonumdan kendine at" diyerek gülümsemişti. Telefonunu alıp Whatsapp'tan kendime atmıştım. Telefonumu açıp gelen fotoğraflara bakmaya başlamıştım. "Çok güzel çıkmışsınız" diyerek başını omzuma koymuştu. "Yaaa" diyerek elimle yüzümü kapatmıştım. "Utandın mı?" Diyerek gülmüştü. "Ne utanamam mı ?" Diyerek omzumdan başını kaldırmasını sağlamıştım. "Tamam tamam sustum" diyerek gülmeye başlamıştı. "Tomom tomom sostom" diyerek taklidini yapmıştım. Gülmeyi bırakıp dil çıkartmıştı. "Yaa sen bana dil mi çıkarttın?" Diyerek gözlerimi büyüterek ona bakmıştım. "He dil çıkarttım" diyerek yine dilini çıkartmıştı. "RM kayla you" derken ağzımı kapatmıştı. "Sus ne diyorsun?" Diyerek utançla gözlerime bakmıştı. Gülüp elini ağzımdan çekmiştim. RM korece bir şeyler söylediğinde kayla korece bir şeyler söyleyip sinirle bana bakmıştı. "Ya sadece 'RM kayla you love' diyecektim" diyerek kahkaha atmaya başlamıştım. Elini anlına vurup dudaklarını büzmüştü. "İngilizce öğren" diyerek koluma vurmuştu. "Neee I Love You seni seviyorum demek değil mi ? You Love de seni seviyor demek değil mi ? RM kayla You Love de RM Kayla seni seviyor demek" diyerek gözlerimi kırpıştırarak gülümsemiştim. "Ahhh cidden atıcam şimdi seni arabadan" diyerek koluma vurmuştu. "Yaaa bana vurup vurup durma cidden bağıra bağıra söylerim" diyerek tehtitkâr bir şekilde ona bakmıştım. "Bende senin sevdiğini söylerim" diyerek oda tehtitkâr bir şekilde bana bakmıştı. "Yaaa kayla aramızda kalabilir bir tanem. Birbirimizi neden tehtit edelim değil mi?" Diyerek tatlı tatlı gülümsemiştim. Kahkaha atıp başını omzuma koymuştu. "Okkey" diyerek baş ve işaret parmağını birleştirip elini elimin üzerine koymuştu.〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİ SEVİYORUM! (SALANGHAE)
Short StoryBen teşekkür ederim. Herşey için çok sağolun. İyiki varsınız. Geçmişimi biliyorsunuz çoğu hüzünle dolu, gerçi hepsi hüzünle dolu orası ayrı bir konu. Ben sizinle bir çok şey öğrendim. Heycanı, gerçek mutluluğu, Aşk'ı, gerçekten gülmeyi öğrendim sizi...