Altını değiştirip yürütece koymuştum onu. "Güzelim sen dinlen biz bakarız Se Gi'ye" diyerek gülümsemişti ayperi. Başımla onaylayıp tekli koltuğa geçip oturup başımı yaslamıştım.AYPERİDEN DEVAM....
Afra tekliye oturup başını yaslamıştı. Kaylayla bende Se Gi'yle ilgilenmeye başlamıştık. "Ayperi harbiden biz afranın üzerine fazla mı gidiyoruz kız?" Diyerek bana bakmıştı. "Ne yazıkki evet! Kızın uyuyacak vakti bile olmuyor" diyerek yüzümü asmıştım. "Bundan sonra öyle yapmayalım. Afrada daha fazla yorulmasın bari" diyerek Se Gi'nin başından öpmüştü. "MaşAllah nazar değmesin. Özene bözene yapmışlar resmen" diyerek kahkaha atmıştım. "Aynen öyle" diyerek kaylada kahkaha atmıştı. Se Gi'ye baktığımda dudaklarını büzüp kaşlarını çatmıştı. "Yok yok minnoşum benim" diyerek gülümseyerek ona bakmıştım. Ağlamaya başladığında afraya bakmıştım. Gözlerini açıp yerinden kalkmıştı.
AFRADAN DEVAM.....
Ağlama sesiyle gözlerimi açmıştım. Yerimden doğrulup ayağa kalkmıştım. Se Gi'nin yanına gidip kucağıma almıştım. "Tamam anneciğim geçti geçti. Teyzeler üstü mü seni annem" diyerek sırtını ovmaya başlamıştı. Başını omzuma koyup nefes alıp ağlaması durmuştu. "Siz gerçekten kendi bebeğinize nasıl bakıcaksınız?" Diyerek kayla ve ayperiye bakmıştım. "Bir şey yapmadık ki sadece güldük" diyerek başlarını önlerine eymişlerdi. "Oğlum yüksek seslerden korkuyor. Bu yüzden onun yanında yüksek sesle konuşmuyor hatta gülmüyoruz" diyerek tekli koltuğa oturmuştum. "Unuttuk" diyerek bana bakmışlardı. "Artık unutmayın lütfen" diyerek gülümsemiştim. "Söz unutmayız" diyerek gülümsemişlerdi. Başımla onaylayıp oğlumu kucağıma yatırmıştım. Bir eliyle elimi tutup diyer elinide ağzına koymuştu. Gözlerimi kapatıp derin nefes almıştım.
~~~~~~~~~~~~~~
Derin nefes alıp gözlerimi açmıştım. Kucağıma baktığımda oğlum yoktu. Ayağa kalkıp etrafa bakınmıştım. "Kayla! Ayperi! Se Gi nerde ?" Diyerek bağırmıştım. "Hişt jin eniştemiz geldi aldı merak etme arkana bak" diyerek arkamı göstermişti kayla. Derin nefes alıp arkama bakmıştım. Se Gi, Jin'in kucağında dışardalardı. İlerleyip bahçeye çıkmıştım. Jin'in yanına gittiğimde gülümseyip bana doğru dönmüştü. "Çok korktum" diyerek Se Gi'yi kucağıma almıştım. "Merak etme oğlumuz her zaman yanımızda ona bir şey olmayacak" diyerek gülümsemişti. "Yemek yedin mi ?" Diyerek gözlerine bakmıştım. "Yedim sonrada oğlumla biraz hava almaya çıktık" diyerek başımdan öpmüştü. Gülümseyip başımla onaylamıştım. "Hadi içeriye geçelim" diyerek ilerlemeye başlamıştım. İçeriye girdiğimizde herkes oturma odasında oturuyordu. Jin geçip tekliye oturmuştu. Bende yanına gidip kucağına oturmuştum. Başımı göğsüne yaslamıştım. Oğlumun sortıda babasının göğsüne yaslıydı. "Yenge yeğenimi sevebilir miyim?" Diyerek gülümsemişti jungkook. "Sevebilirsin bunun için izin almana gerek yok" diyerek gülümsemiştim. Yanımıza gelip Se Gi'yi kucağına almıştı. "Hanimiş amcasının bir tanesi? Hanimiş... Aaa buradaymış" diyerek gülümsemişti. Se Gi bir elini ağzına koymuş. "Bab baab baa" demişti. "Baba değil yakışıklı amca" diyerek yerine geçip oturmuştu. "Bab baab baa" diyerek gülmüştü Se Gi. "Amca ya amca" diyerek gülümsemişti Jungkook. "Boşuna uğraşma jungkook. Baba'dan başka kelime söylemiyor" diyerek gülümsemiştim. "Babacı seni" diyerek burnunu burnuna sürtmüştü. Se Gi hapşurup gülmüştü. "Burnuna dokununca hapşuruyor mu?" Diyerek bize bakmıştı. "Yoo burnu kaşınmıştır" diyerek başımı iki yana sallamıştım. "Bende bir an öyle sandım özel güçlü falan dicektim" diyerek gülümsemişti. "O kadarda değil yani. Sadece yüksek sesten korkuyor o kadar" diyerek derin nefes almıştım. Doğrulup ayağa kalkmıştım. "Ben bir şeyler atıştırıcağım. Oğlumu ağlatmayın yüksek sesle konuşmayın tamam mı?" Diyerek gülümsemiştim. Oturma odasından çıkıp mutfağa geçmiştim. Bir şeyler hazırlayıp yemeğe başlamıştım. Telefonum çalmaya başladığında ekrana bakıp gülümsemiştim. "Efendim?" Diyerek açmıştım telefonu. "Haya nasıysın?" Diyerek karşıma Teoman abinin kızı çıkmıştı. "Halasının bir tanesi. İyiyim canım benim sen nasılsın napıyorsun?" Diyerek gülümsemiştim. "Babam geydi" diyerek gülümsemişti. "Kiminle konuşuyorsun fıstığım?" Diyerek ekran'a Teoman abi görünmüştü. "Nasılsın teoman abi?" Diyerek el sallamıştım. "Oo abisinin biricik hastası napıyorsun?" Diyerek gülümsemişti. "Napıyım abi anca vakit bulup yemek yiyorum sen napıyorsun?" Diyerek biraz yemek yemiştim. "Napayım iş güç. Koşuşturma yani" diyerek kızın yanağından öpmüştü. "Ne güzel. Valla ben yorgunluktan ölüyorum" diyerek gülmüştüm. "Ee oğluşun nerde ?" Diyerek gülümsemişti. "Amcalarıyla beraber. Umarım ağlamazda bende yemek yerim" diyerek dudaklarımı büzmüştüm. "Yapcak bir şey yok abisinin hastası. Neyse ben kapatıyorum bizde bir yemek yiyelim sonra görüşürüz" diyerek el sallamıştı. Başımla onaylayıp el sallamıştım. Telefonu kapatıp yemeğime geri dönmüştüm. Ağlama sesini duyduğumda çatalı bırakıp oturma odasına geçmiştim. Se Gi, Jin'in kucağında Jimin yerde başını ovuyordu. "Ne oldu?" Diyerek Se Gi'yi kucağıma almıştım. "Jimin yere düştü oğlumuzda ağlamaya başladı" diyerek dudaklarını birbirine bastırmıştı jin. "Oğlum amca yere düştü diye mi ağlıyorsun sen ? Yok annem yok amcaya bir şey olmadı bak yerde gülüyor" diyerek jimin'i göstermiştim. Jimin yerden kalkıp gülümsemişti. "Yenge baksana kızarmış mı?" Diyerek başını göstermişti. Başına bakıp ovalamıştım. "Yok kızarmamış" diyerek gülümsemiştim. "Amcaya bir şey olmadı küçük prens" diyerek Se Gi'nin yanağından öpmüştü. Se Gi gülümseyip elini jimin'e uzatmıştı. Jimin elini tutup öpmüştü. "He beyler biz yarın tatile gidiceğiz haberiniz olsun" diyerek gülümsemişti jin. "Doğru ya yarın yıllık izinimiz başlıyor" diyerek yüzleri düşmüştü. "Hayatım tatile hep birlikte gitsek olur mu? Hem daha eylenceli olur" diyerek jin'e bakmıştım. "Olur hayatım" diyerek gülümsemişti. "O zaman bavullarınızı hazırlayın ve erkenden yatın sabah erken kalkıcaz" diyerek gülümsemiştim. Herkes başıyla onaylayıp odalarına dağılmıştı. Jin'le bizde odaya geçtiğimizde Se Gi'yi yatağa yatırıp üzerini ve altını değiştirmiştim. "Hayatım nereye gidiceğiz?" Diyerek jin'e bakmıştım. "Bilmem orasını hiç düşünmedim" diyerek dudaklarını birbirine bastırmıştı. "Normalde evden dışarıya çıkmak için can atardım. Ama nedense evden dışarıya çıkmak istemiyorum ya çok yorgunum" dudaklarımı büzmüştüm. "Sen oğlumuzla uyu ben bavulları hazırlarım" diyerek gülümsemişti. "Olmaz öyle şey" diyerek yataktan kalkmıştım. Oğlumu kucağıma alıp beşiğine yatırmıştım. "Sen şimdi bilemezsin oğlumuza ne kıyafet koyucağımızı" diyerek yanına oturmuştum. "Allah Allah" diyerek bana bakmıştı. "Şaka yaptım" diyerek gülümsemiştim. Gülümseyip önüme gelen saçları kulağımın arkasına koymuştu. "İyiki varsın! Seni seviyorum" diyerek yanağımdan öpmüştü. "Bende seni seviyorum. Hadi bavulları hazırlayıp uyuyalım" diyerek yanağını okşamıştım. Başıyla onayladığında o bizim kıyafetleri koyarken bende oğlumun kıyafetlerini koymaya başlamıştım. Bavul dolduğunda derin nefes alıp bavulu kapatmıştım. Jin'e baktığımda oda bavulu kapatmış bana bakmıştı. "Sabah çantasını hazırlarım" diyerek ayağa kalkmıştım. Jin ellerini uzatıp gülümsemişti. Gülümseyip ellerini tutmuştum. Kollarından çekip kaldırmıştım. Ayağım kaydığında belimden tutulmamla ellerimi boynuna dolamıştım. Yüzlerimiz birbirine çok yakındı. "Oğlumuz uyanabilirdi" diyerek burnuma dokunmuştu. Doğrulduğumuzda derin nefes alıp parmaklarımın üzerinde durup yanağından öpmüştüm. "Teşekkür ederim" diyerek gülümsemiştim. Belimden tutup yatağa beraber düşmüştük. "Hayatını kurtardım bu kadarla sınırlı kalmamalı bence" diyerek gülümsemişti. Omzuna vurup gülümsemiştim. "Oğlumuz uyanır hadi kalk üstümden uyuyalım" diyerek ellerimi göğsüne koyup itmiştim. Başını olumsuz anlamda salladığında gözlerimi büyüterek ona bakmıştım. "Oğlumuz uyanmaz" diyerek gülümsemişti. Dudaklarımı büzüp ellerimi ensesine koymuştum. "Şeeey" diyerek uzatarak söylemiştim. "Ney?" Diyerek ellerini başımın yanına koymuştu. "Şey oldu" diyerek gözlerimi kaçırmıştım. "Utandın mı ?" Diyerek ellerini yanaklarıma koyup ona bakmamı sağlamıştı. Yutkunup başımla onaylamıştım. Gülümseyip dudağımdan öpmüştü.〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİ SEVİYORUM! (SALANGHAE)
Historia CortaBen teşekkür ederim. Herşey için çok sağolun. İyiki varsınız. Geçmişimi biliyorsunuz çoğu hüzünle dolu, gerçi hepsi hüzünle dolu orası ayrı bir konu. Ben sizinle bir çok şey öğrendim. Heycanı, gerçek mutluluğu, Aşk'ı, gerçekten gülmeyi öğrendim sizi...