Kayla ilerlemeye başladığında bende peşinden ilerlemeye başlamıştım. "Buralarda bir yerlerde elimi yüzümü yıkıyacağım bir yer yok mu ?" Diyerek etrafa bakınmıştım. "Gelin benimle" diyerek gülmüştü. Bavulu bırakıp elimden tutup sürüklemeye başlamıştı. Bir çeşmenin önünde durduğumuzda ensemdeki kulaklığı ve gözlüğümü çıkartıp bir kenarıya koymuştum. Telefonumuda çıkartıp onların yanına bırakmıştım. "Afra hanım sakin olun" diyerek gülmüştü kayla. "Sana demesi kolay tabi. Ne zamandır onlarla berabersin! Ben sadece onların fotoğraflarına bakıp müziklerini dinliyorum. Ahhh cidden" diyerek başımı ellerimin arasına almıştım. Kayla çeymeye hortumu bağlayıp çeşmeyi açmıştı. Hortumu bana doğru tuttuğunda çığlık atıp kaçmaya başlamıştım. "Heeey buraya gel daha ayılmadın!" Diyerek bana bakmıştı. "Ahh cidden bu çok haince" diyerek elimle onu göstermiştim. "Uzun zamandır böyle eylenmemiştim bırakta azcık tatını çıkartayım" diyerek gülmüştü. "Bak arkanda kim var" diyerek arkasını göstermiştim. O arkasına baktığında hızla yanına gidip elindeki hortumu almıştım. "Sadece ben ıslanınca bir eylencesi kalmaz" diyerek göz kırpmıştım. "Ov ov ov hayır olmaz" diyerek elini yüzüne sper etmişti. "Olur olur" diyerek gülmüştüm. Kaylayı ıslatmaya başladığımda elimden hortumu almak için uğraşmaya başlamıştı. Hortumu ona vermemek için geri geri kaçmıştım. Kahkahalarla gülüyorduk. "Hey tamam yeter hadi içeriye girelim" diyerek bağırmıştı. "Tamam" diyerek yanına ilerlemiştim. "Gerçekten çok eylendim" diyerek suyu kapatmıştı. "Aynen uzun zamandır bende böyle eylenmemiştim" diyerek gülmüştüm. Başıyla onaylamıştı. Kulaklığımı, telefonumu ve gözlüğümü yerden alıp ona doğru dönmüştüm. Karşımda gördüğüm kişilerle sertçe yutkunmuştum. BTS üyeleri karşımdaydı. Yavaş adımlarla kaylanın yanına ilerlemiştim. "Acaba onlar ne zamandan beri orada ?" Diyerek kaylaya bakmıştım. "Başından beri" diyerek yutkunmuştu. "Yandık mı?" Diyerek yutkunmuştum. Başını olumsuz anlamda salladığında başımla onaylamıştım. Karşımda duran 7 kişiye bakmıştım. "annyeonghaseyo" diyerek başlarını eymişlerdi. Bende başımı eyip "Merhaba!" Dedim. Kayla korece bir şeyler demişti. Onlar başlarıyla onaylamışlardı. "Hadi içeriye geçelim ve üzerimizi değiştirelim" diyerek bana bakmıştı. "Ah evet" diyerek başımla onaylamıştım. Kaylayla beraber ilerlemeye başlamıştık. Eve girdiğimizde bavulum kapının önündeydi. Kayla bavulumu alıp merdivenlerden çıkmaya başlamıştı. Benden peşinden ilerlemiştim. Bir odanın önünde durduğunda bende durmuştum. "Burası senin odan daha doğrusu senle benim. Bu 3 ay boyunca beraber kalıcağız sana her konuda yardımcı olucağım" diyerek gülümsemişti. Kapıyı açtığında beraber içeriye girmiştik. Kapıyı kapatıp bavulumu cam kenarı yatağın yanına bırakmıştı. "Bu senin dolabın ve yatağın" diyerek gülümsemişti. Başımla onaylamıştım. Bavulumu açıp içindeki bütün kıyafetlerimi çıkartıp dolaba yerleştirmiştim. Üzerime giyiceklerimi kenarıya bırakıp derin nefes almıştım. "Bavulumu nereye bırakabilirim?" Diyerek kaylaya bakmıştım. "Dolabının yanına bırakabilirsin" diyerek gülümsemişti. Gülümseyip bavulumu dolabın kenarına bırakmıştım. "Ben çıkıyorum sen üzerini değiştirip aşağıya inersin" diyerek odadan çıkmıştı. Üzerimi değiştirip derin nefes almıştım. Saçlarımı karıştırıp odadan çıkmıştım. Merdivenlerden inmeye başlamıştım. Telefonumun çalmasıyla derin nefes alıp telefon'a bakmıştım. Arayan ayperiydi. Bekletmeden açıp ekran'a gülümseyerek bakmıştım. "Napıyorsun?" Diyerek yastığını kucağında tutuyordu. "Şimdi odama yerleştim ve aşağıya iniyorum. Sen hâlâ uyumadın mı?" Diyerek kaşlarımı kaldırmıştım. "Uyku tutmadı!" Diyerek isyan etmişti. "Oy oy oy kıyamam. Bensiz uyuyamadın dime?" Diyerek gülmüştüm. "Ahh pislik neden gittik ki ? Çok özledim seni" diyerek dudaklarını büzmüştü. "Ahhh bende seni özledim. Sen böyle yaparsan ben naparım manyak. Hadi asma yüzünü! Gülümse bakayım" diyerek gülümsemiştim. "Ahh" diyerek gülümsemişti. "Onları gördün mü?" Diyerek çığlık atmasıyla kulaklığı kulağımdan çıkartıp yüzümü buruşturmuştum. "Kulak zarımı patlattın manyak. Evet gördüm. Şimdi yanlarına gidiyorum" diyerek kulaklığı kulağıma takmıştım. "Özür dilerim ama çok heycan yaptım. Ha bu arada senin saçların neden ıslak?" Diyerek saçlarımı işaret etmişti. "Ahh uzun hikeye akşam anlatırım. Şimdi kapatıyorum sende hemen yatıp zıbarıyorsun okkey!" Diyerek gülümsemiştim. "Okkey" diyerek gülümsemişti. "Hadi bay bay" diyerek el sallamıştım. El sallayıp telefonu kapatmıştı. Kulaklığımı enseme indirip etrafa bakınmıştım. Kaylayı gördüğümde oraya doğru ilerlemiştim. Odaya girdiğimde telefonu cebime koyup içeride göz gezdirmiştim. "Afra hanım buyrun gelin oturun" diyerek yanını göstermişti. Başımla onaylayıp yanına gidip oturmuştum. "Aslında birbirinizi tanıyorsunuz ama yinede bir tanıtım yapalım bence. Bu Afra" diyerek beni göstermişti. "Bu Kim Nam Joon, sahne adı RM. Bu Min Yoon Gi, sahne adı: Suga. Bu Jung Ho Seok, sahne adı: J-Hope. Bu Park Ji Min, sahne adı: Jimin. Bu Kim Tae Hyung, sahne adı: V. Bu Jeon Jeong-guk, sahne adı: Jungkook. Ve son olarakta Kim Seok Jin, sahne adı da Jin" diyerek hepimizi resmi olarak tanıtmıştı. "Resmi olarak tanıştığıma çok memnun oldum" diyerek gülümsemiştim. Korece bir şeyler konuşmuşlardı. "Onlarda tanıştıklarına memnunlar" diyerek gülümsemişti kayla. "Şey şimdi napıcağız?" Diyerek kaylaya bakmıştım. "Ah önce bir şeyler yiyelim. Yemek yerkende günlük işleri söylerim" diyerek ayağa kalkmıştı. Yutkunup dudaklarımı dişlemiştim. Kayla bana bakığında. "Buranın yemekleri sanırım pek bana uygun değil" diyerek zoraki gülümsemiştim. "Herşey halledildi afra hanım. Sizin için yemekleri hallettik buyrun gelin" diyerek gülümsemişti. "Cidden mi?" Diyerek heycanla ayağa kalkmıştım. "Aa yani şey nerden bakılırsa 1 gündür yemek falan yemedim de" diyerek zoraki gülmüştüm. Kayla gülüp kolumdan tutup sürüklemeye başlamıştı. "Ahh merak etme onlar bizim dilimizi pek anlamıyorlar. Bu yüzden rahat olabilirsin" diyerek gülümsemişti. "Aman boşver yemek nerde?" Diyerek gözlerimi kırpıştırmıştım. "Açken sen sen değilsin demek?" Diyerek gülümsemişti. "Biraz öyle" diyerek derin nefes almıştım. "Hadi gel" diyerek masayı göstermişti. Masaya geçip oturmuştum. Masada göz gezdirdiğimde bir sürü yemek vardı. "Hepsi benim için mi?" Diyerek kaylaya bakmıştım. Başıyla onayladığında gözlerimi kapatıp açmıştım. Çatalı alıp yemeğe başlamıştım.
~~~~~~
Şaşkın gözlerin üzerimde olduğunu hissedince başımı kaldırıp bana bakanlara bakmıştım. Bütün üyeler bana şaşkınca bakıyordu. Yutkunup elimdeki çatal'ı bırakmıştım. "Doydun mu afra hanım?" Diyerek şaşkınca bana bakmıştı kayla. "Şey aslında evet doydum" diyerek gülümsemiştim. Masaya baktığımda masanın yarıdan çoğunun olmadığını gördüm. "Hepsini ben mi yedim?" Diyerek kaylaya bakmıştım. "Şey ah" diyerek başıyla onaylamıştı. "Ne yemişim be. İçimde ne tuttum acaba?" Diyerek şaşkınca masaya bakmıştım. "Ahh biraz öyle" diyerek gülmüştü kayla. Dolu olan tabağı önüme alıp yemeğe başlamıştım. Başımı önüme eymiştim. "Afra hanım hala doymadınız mı?" Diyerek başını eyerek bana bakmıştı. "Çok utandım!" Diyerek tabağı alıp yere oturmuştum. Ayaklarımı bağdaş kurup tabağı bacaklarımın üzerine koydum. Makarnayı yerde yemeğe devam ettim. Kayla masanın altından bana baktığında. "Yaaa bakma yemek yiyemiyorum" diyerek masaya arkamı dönmüştüm. Yemeğe devam etmiştim. Tabak bittiğinde masanın üzerinden etrafa bakınmıştım. Bütün herkes buradaydı. Tabağı masaya bırakıp ayağa kalkmıştım. "Ellerimi nerde yıkıyabilirim?" Diyerek kaylaya bakmıştım. "Göstereyim" diyerek ilerlemeye başlamıştı. Bende peşinden ilerlemiştim. Mutfaktan çıkıp başka odaya geçtiğimizde ellerimi yıkayıp aynadan kendime bakmıştım. Gözlerim parlıyordu. Lavabodan çıkıp oturma odasına geçtiğimde yine herkes şaşkınca bana bakıyordu. "Neden bana öyle bakıyorlar?" Diyerek kaylaya bakmıştım. "Sence?" Diyerek mutfağı göstermişti. "Napayım çok acıkmışım. Hem rahat davranmamı isteyen sendin" diyerek başımı önüme eymiştim.〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİ SEVİYORUM! (SALANGHAE)
Cerita PendekBen teşekkür ederim. Herşey için çok sağolun. İyiki varsınız. Geçmişimi biliyorsunuz çoğu hüzünle dolu, gerçi hepsi hüzünle dolu orası ayrı bir konu. Ben sizinle bir çok şey öğrendim. Heycanı, gerçek mutluluğu, Aşk'ı, gerçekten gülmeyi öğrendim sizi...