"Ayperi! Ben gerçekten de iyiyim! Evet biliyorum! Annemi kaybettim, babamı kaybettim, abimi kaybettim şimdi de dedemi kaybettim! Ama her şeye rağman hâlâ hayattayım ve ayaktayım! Eyer ayakta duramazsam ne anlamı var o zaman hayatta olmamın? Anne ve babamı gururlandırmak için hayatta ve ayakta kalmam lazım ayperi! Duyuyor musun beni?" Derin nefes alıp karşısında dizlerimin üzerine çökmüştüm. Yüzünü ellerimin arasına alıp göz yaşlarını silmiştim. "Ya tamam benim için endişe ediyorsun. Anlıyorum! Ben gerçekten de iyiyim! Yemin ederim ki iyiyim!" Diyerek gözlerine bakmıştım. Ellerini boynuma dolayıp sıkıca sarılmıştı. Ellerimi beline koyup derin nefes almıştım. Saçlarını okşayıp başından öpmüştüm. "Hadi kalk ayağa da bana kahve yap kendime geleyim" diyerek onu kendimden uzaklaştırmıştım. Koluma vurup. "Gerizekalı" diyerek ayağa kalkmıştı. Gülüp bende zorlukla ayağa kalkmıştım. Kaylaya baktığımda teklide oturmuş bize bakıyordu. Gülümseyip yanına gitmiştim. Koltuğun arkasına geçip yanaklarını tutup sıkmıştım. "Yaaa" diyerek bağırdığında ellerimi boynundan aşağıya indirip başımı omzuna yaslamıştım. "Özür dilerim" diyerek gülümsemiştim. Ellerimi çekip ikili koltuğa geçip oturmuştum. İçeriye erkekler girdiğinde gülümseyip tek gözümü kapatmıştım. "Ağlamaktan gözleri şişmiş" diyerek oturmuşlardı. "Benim mi ?" Diyerek kendimi göstermiştim. "Ağladım mı lan ben ?" Diyerek kaylaya bakmıştım. "Evet afranın yine beyni uçmuş" diyerek gülümsemişti suga. "Abisi çok gülen insanlara iyi bakın çünkü onlar bir yerlerde tek başına ağlıyorlardır! Güzel söz aslında! Beni anca içtiğimde ağladığımı görebilirsiniz. Başka türlü asla ağladığımı göremezsiniz" diyerek kahkaha atmıştım. "Afraaa! Kahveyi şekersin mi iççen?" Diyerek içeriden bağıran ayperiye elimi anlıma vurup. "Ayperi! Kaç senedir arkadaşınım nasıl kahve içtiğimi bilmiyor musun gerizekalı! Ahhh cidden şekersiz!" Diyerek bağırmıştım. "Yaptım be sus!" Diyerek bağırmıştı. "Yoptom bo sos! O zaman ne diye soruyon mal!" Diye bağırmıştım. "Ahh cidden sinirlerimi bozuyorsun! İçkisiz halin ve içkili halin hiç çekilmiyor! Bıktım senden!" Elindeki bardakla içeriye girdiğinde dudaklarımı büzerek ona bakmıştım. "Baya niden bayıyosun ki ? Üstün beni" diyerek başımı önüme eymiştim. "Yaaa ben seni yeyim minnoş" diyerek yanağımı sıkmıştı. Başımı kaldırıp gülümseyip sonrada sert bakıp. "Yeme kahvemi ver" diyerek bardağı göstermiştim. Yüzündeki gülüş solduğunda bardağı uzatmıştı. "Ahh pis şıllık" diyerek geçip kaylanın yanına oturmuştu. Kahvemden bir iki yudum alıp ayperiye bakmıştım. "Seviyom seni manyak" diyerek öpüçük atmıştım. Kahkaha atıp eliyle yüzünü kapatmıştı. "Ahh çok şerefsizsin ya! Sana kızamıyorum bile" diyerek oflamştı. "Şımarma! Kalk yemek yap acıktım!" Diyerek gülümsemiştim. Kahvemi içmeye devam etmiştim. Gözlerimi açıp kapatmıştım. "Afra cidden çok değişik bir kızsın! İlk defa böyle biriyle tanıştım ve iyikide tanışmışım" diyerek gülümsemişti kayla. "Lan yellozlar hani kaşıma pansuman yapıcaktınız siz?" Diyerek bağırmıştım. "Ayperi sen kaşına pansuman yap bende yemek hazırlıyayım" diyerek ikiside kalkmıştı. Ayperi pansuman aletleriyle gelip kaşıma pansuman yapmıştı. Yara bandı yapıştırıp yanağıma hafifçe tokat atmıştı. Kalkıp odadan çıkmıştı. "Pis yelloz" diyerek bağırmıştım. Elimi yanağıma götürüp ovalamıştım. Koşa koşa gelip yanağımdan öpmüştü. Odadan tekrar çıktığında. "Yaaa cicci bellam" diyerek kahkaha atmıştım. Elimdeki kahve bardağını ortadaki sehbaya bırakıp başımı koltuğun kenarına yaslayıp gözlerimi kapatmıştım.AYPERİDEN DEVAM.....
Mutfağa girdiğimde kayla yemek hazırlıyordu. Yanına gidip "yardım edeyim mi?" Diyerek gülümsemiştim. Başıyla onayladığında beraber yemek hazırlamıştık. Masayı kurduğumuzda ikimizde oturma odasına geçtiğimizde afranın koltukta uyuduğunu görmüştüm. Gülümseyip yanına gitmiştim. Tekli koltukta olan örtüyü alıp üzerine örtmüştüm. "Hadi geçelim de yemek yiyelim" diyerek doğrulmuştum. Hepimiz mutfağa geçip yemek yemeye başlamıştık. "Ahhh" diyerek inleme sesi duyduğumda hızla masadan kalkıp oturma odasına geçmiştim. Afra yere oturmuş ayağını ovuyordu. Yanına gidip yere çökmüştüm. "Ne oldu?" Diyerek ona bakmıştım. "Bir şey yok" diyerek ayağa kalkmıştı. Eliyle saçlarını geriye doğru tarayıp mutfağa doğru ilerlemişti. Gülümseyip bende peşinden mutfağa geçmiştim. Afra eline ramen paketini alıp yemeğe başlamıştı bile. Yarı gözleri açık yarı kapalıydı. Derin nefes alıp başını sallamış ve gözlerini açmıştı. Önüme dönüp yemeğimi yemeye devam etmiştim. Yemeğim bittiğinde afraya bakmıştım. Gözleri kapalı elinde ramen kutusuyla başı bir ileri bir geri gidiyordu. Ayağa kalkıp yanına gitmiştim. Ramen kutusu boştu elinden alıp masaya bırakmıştım. "Onu odasına götür müsün jin?" Diyerek jin'e bakmıştım. Jin ayağa kalkıp afrayı kucağına almıştı. Afra derin nefes alıp kollarını jin'in boynuna dolamıştı. Jin mutfaktan çıktığında bende peşinden gitmiştim. Merdivenlerden çıkıp afranın odasına geldiğimizde yatağındaki yorganı kenarıya çekmiştim. Jin afrayı yatağa yatırdığında çekilmişti. Afranın üzerini örttüğümde yatakta dönüp yorgana daha çok sarılmıştı. Gülümseyip başından öpmüştüm. Gece lambasını yakıp jin'e bakmıştım. Jinle beraber odadan çıkmıştık. Aşağıya indiğimizde herkes oturma odasındaydı. "Bir şey diyeceğim. 1 hafta sonra afranın doğum günü var. Her sene doğum gününü tek kutluyor. Bu sene ona süpriz yapsak yardım eder misiniz?" Diyerek grup'a bakmıştım. "Ne yapıcağız?" Diyerek bana bakmışlardı. "Ben bir video yaparız diye düşünmüştüm" diyerek gülümsemiştim. "Bence şöyle yapalım. Video yapalım bizim sütüdyoda ona izletelim" diyerek jimin ortaya konuşmuştu. "Buldum" diyerek gülümsemişti kayla. "Yaklaşın anlatayım" diyerek elleriyle yaklaşın diyerek sallamıştı.
〰️〰️〰️1 HAFTA SONRA!〰️〰️〰️
~~~AFRADAN DEVAM....~~~Evde oturmuş can sıkıntısından yanaklarımı şişirip nefesi dışarıya üflüyordum. Televizyondan film açıp izlemeye başlamıştım. Ondanda canım sıkılmış müzik açmıştım. Mutfağa ilerleyip kendime ramen yapmıştım. Derin nefes alıp ramenimi yemeğe başlamıştım. "Bu gün doğum günüm ve en yakın arkadaşım hatırlamadı bile" diyerek yüzümü asmıştım. Ramen bittiğinde kutusunu çöpe atıp oturma odasına geçmiştim. Telefonumu elime alıp ekran'a bakmıştım. Ne mesaj vardı ne de arama. "Ahh cidden çok sinir bozucu!" Diyerek bağırmıştım. Koltukta uzanıp telefonumdan oyun açmıştım. Biraz oyun oynayıp telefonu sehbaya bırakmıştım.
"En zararlı maddeden beterdi o gözlerin
kafamı kıyak yapardı masum gülüşlerin
düşüşlere sokuyordu beni o sözlerin
Tribe girdim ulann harbiden neden gittinSensizliği koyuyorum yine bu folyoya
Dumanı üflüyorum bak hayalin karşımda
Mahşere kadar söz vermişin Hatırlasana
Kıyamet fealan mı koptu ayıkamadım yaa"Diyerek bağırarak besteyi söylemiştim. Telefonum çalmaya başladığında telefonumu elime alıp kulağıma götürmüştüm. "Yenge hemen sütüdyoya gelmen lazım!" Diyerek sessizce konuşmuştu jimin. "Ne oldu jimin? Neden sessiz konuşuyorsun?" Diyerek tek kaşımı kaldırmıştım. "Yenge benden duyduğunu kimseye söyleme ama jin seni aldatıyor şuanda bir kızla hemen gel!" Diyerek telefonu suratıma kapatmıştı. Derin nefes alıp oturduğum koltuktan kalkıp hemen merdivenlerden yukarıya çıkmıştım. Dolabımın karşısına geçip hızla siyah pantolon, siyah bir swit tişört alıp üzerime giyinmiştim. Odamdan çıkıp aşağıya inmiştim. Siyah ceketimi üzerime giyip ayakkabılarımıda giyip evden çıkmıştım. Arabaya binip hızla sütüdyoya doğru ilerlemiştim. Sütüdyoya geldiğimde arabayı hemen park edip inmiştim.
〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİ SEVİYORUM! (SALANGHAE)
Short StoryBen teşekkür ederim. Herşey için çok sağolun. İyiki varsınız. Geçmişimi biliyorsunuz çoğu hüzünle dolu, gerçi hepsi hüzünle dolu orası ayrı bir konu. Ben sizinle bir çok şey öğrendim. Heycanı, gerçek mutluluğu, Aşk'ı, gerçekten gülmeyi öğrendim sizi...