Kız korece bir şeyler söyleyip gözlerime bakmıştı. "Ne dedi lan?" Diyerek kaylaya bakmıştım. "Sen kimsin ki karışıyorsun! Burada çekim yapıyoruz! Dilindende anlamıyorum anlıyacağım dilden konuş!" Diyerek çevirmişti kayla. "Kayla ona söyle. 'Tatlım şuanda yanında durduğun adam benim! Benden başkada kimse ona bu kadar yaklaşamaz!' De" diyerek derin nefes almıştım. Kayla korece söylediğinde kız önce jin'e sonra bana bakmıştı. Sonra korece bir şey söyleyip gözlerime bakmıştı. "Niye tatlım topulu malın mı' dedi. Afra sakin ol" Diyerek bana bakmıştı. Komeraman yanımıza geldiğinde gülüp dişlerimi sıkmıştım. "Evet tatlım tapulu malım!" Elimi kaldırıp yüzüne yaklaştırmıştım. "Bak bu da tapum" diyerek bağırmıştım. Kaylada korece ona söyleyip gülümsemişti. Kameraman korece bir şeyler söyleyince kameramana bakmıştım. "Musade edersen fotoğraf çekimini tamamlıyacağız. Lütfen musade eder misin?' dedi afra. Gel biz kenardan izliyelim hadi" diyerek kolumdan tutmuştu kayla. "Ya bir dur! Benim erkeğimin yanına 1 metreden daha yakına kimse gelemez! Kıskancım ben kıskanç! Eyer bir çekim yapıcaksanız benimle yapın! Erkeğime dişi sinek bile yaklaştırmam!" Diyerek jin'e bakmıştım. Derin nefes alıp gülümsemişti. Kolumdan çekip arkamdan sarılmıştı. Kayla korece bir şeyler söylediğinde kameraman başıyla onaylayıp bir şeyler söylemişti. "Helâl be yengeme" diyerek gülümseyerek bana bakmışlardı. "Tamam jin'e kimse o kadar yanaşmıyacakmış. Şimdi musade edersen çekimlere devam etsinler" diyerek gülümsemişti kayla. "Tamam o zaman pastamı yemeğe devam edebilirim" diyerek jin'e bakmıştım. Kollarını çözüp yanağımdan öpmüştü. Hoplaya zıplaya pastanın yanına gelmiştim. Yere oturup pastadan yemeğe devam etmiştim. Kayla ve ayperi gülerek yanıma gelip oturmuşlardı. "Ahh bu deli kız sinirlenince gözü kimseyi görmüyor" diyerek gülümsemişti ayperi. "Erkeğime dişi sinek bile yaklaşamaz! Heleki hemcinslerim asla ama asla yanaşamaz! Tabi siz istisnasınız" diyerek gülümsemiştim. "Manyak kız" diyerek gülümsemişlerdi. Derin nefes alıp telefonuma bakmıştım. Whatsapp'tan bir mesaj vardı. Telefonun ekranını açıp Whatsapp'tan gelen mesaj'a bakmıştım. Bir videoydu. Videoyu açıp izlemeye başlamıştım."'Afra korkmaz! Bu videoyu izliyorsan canın çok fazla yanıcak! Şuanda mutlu olabilirsin ama bu videoyu izlediğinde ağlaya ağlaya yanıma geliceğine eminim!' Ekran kararmış sonra ise dedem görünmüştü videoya. Oturmuş gülüyordu. 'Babacığım buyur kahven' diyerek halam dedemin önüne kahve bardağını uzatmıştı. Dedem gülümseyip elinden almıştı. Halam yanına oturmuş dedeme gülümseyerek bakıyordu. 'Babacığım seninle şu miras olayını konuşmak istiyorum. Mirası oğluma bırakıcaksın dimi?' Diyerek dedeme bakmıştı. 'Mirası çoktan canımdan ve kanımdan olan torunuma bıraktım! Araf'ın kızı afra torunuma bıraktım bütün mirası! Hak eden o çünkü' diyerek kahvesinden bir yudum almıştı. 'Ne baba sen ne diyorsun! Afra öldü senin tek torunun volkan!' Diyerek ayağa kalkmıştı. 'Hayır afra ölmedi canlı kanlı hâlâ hayatta!' Diyerek dedem kahvesini içmişti. Elindeki bardağı masaya bırakıp halama bakmıştı. 'Bu kahvede ne vardı?' Diyerek elini boğazına götürmüştü. 'Zehir vardı' diyerek bağırmıştı"
Video bittiğinde derin nefes almıştım. Yutkunmuştum! Ayağa kalkıp telefonumu cebime koymuştum. "Afra nereye?" Diyerek bana bakmıştı ayperi. "Bir işim var onu hallediceğim! Siz eve geçersiniz beni merak etmeyin!" Diyerek oradan uzaklaşmaya başlamıştım. Sütüdyodan çıktığımda arabaya binip oradan uzaklaşmaya başlamıştım. Avukatı arayıp beklemeye başlamıştım. "Alo? Afra hanım buyrun?" Diyerek açmıştı telefonu. "Avukat bey birazdan evinizin önünde olucağım benim şu miras kağıtlarını verir misiniz acaba bana" diyerek arabayı dağa doğru döndürmüştüm. "Tabi afra hanım. Bir sorun mu var efendim?" Sorduğu soruya. "Ah yo yo bir işim vardı da onun için" diyerek cevaplamıştım. Telefonu kapattığımda avukatın evinin önündeydim. Avukat evden çıktığında arabanın camını açıp avukat'a bakmıştım. Elindeki kağıtları bana uzatmıştı. "Sağol" diyerek kağıtları alıp yan koltuğun üzerine bırakmıştım. Avukat başını eyip evine doğru ilerlemişti. Arabayı çalıştırıp oradan uzaklaşmaya başlamıştım. Dedmin evine geldiğimde arabayı park edip kağıtları alıp inmiştim. Dedemin evine doğru ilerleyip içeriye girmiştim. Halam bahçede oturuyordu. Beni gördüğünde gülümseyip bardağını dudaklarına götürmüştü. Yanına gidip önünde durmuştum. "Ne istiyorsun sen benden ?" Diyerek bağırmıştım. Elindeki bardağı masaya bırakıp gülümsemişti. "Benim olanı geri vermeni!" Diyerek gözlerime bakmıştı. "Senin olan mı ?" Diyerek gülmüştüm. "Evet benim olan! Sende olan herşey benim!" Diyerek bağırmıştı. "Tüm istediğin bu kağıt parçasında yazılı olan şeyler mi ? Tüm istediğin para pul mu ? Bu yüzden mi annemi, babamı, abimi ve dedemi öldürdün ? Tek istediğin zengin olmak mı ?" Diyerek bağırmıştım. "Evet!" Diyerek bağırmıştı. "Yazık sana! Ciddiyim yazık sana! Benim istedim ne para ne de mal mülk! Ben biraz olsun sevgi istedim sizden! Siz o sevgiyi bile çok gördünüz! Al istediğin mal mülk! Hepsi senin olsun!" Diyerek elimdeki kağıdı yırtmıştım. Yırtmış olduğum kağıdı halama doğru atıp arkamı dönüp oradan uzaklaşmıştım. Evin bahçesinden dışarıya çıktığımda arabaya binip derin nefes almıştım. Direksiyona vurup bağırmıştım. Arabayı çalıştırıp eve doğru sürmüştüm. Evin önüne geldiğimde derin nefes alıp arabadan inmiştim. Yavaş yavaş eve doğru ilerlemiştim. Kapıyı açıp içeriye girmiştim. Kapıyı kapatıp oturma odasına girmiştim. Kendimi tekli koltuğa atıp başımı geriye doğru yaslamıştım. Kapı açıldığında derin nefes alıp göz yaşlarımı silmiştim. Bütün herkes içeriye girdiğinde gülümseyerek onlara bakmıştım. "Afra ne oldu nereye gittin?" Diyerek yanıma gelip oturmuştu ayperi. "Avukatın yanına gittim ya. İmzalamam gereken bazı şeyler varmış onun için" diyerek gülümsemiştim. "Ha iyi" diyerek gülümsemişti ayperi. "Ben erkenden yatmaya gidiyorum gençlik. İyi geceler" diyerek ayağa kalkmıştım. "Güzelim sana bir hediyem daha vardı onu görüp öyle uyusan olur mu?" Diyerek yanıma gelmişti jin. Başımla onaylamıştım. Elimi tutup merdivenlerden çıkmaya başlamıştık. Jin'lerin odasına geldiğimizde içeriye girip kapıyı kapatmıştı. Çalışma masasına oturtup bilgisayarı açmıştı. Bir tane video açıp arkama geçmişti. Videoda buraya geldiğimden beri bütün anılarım vardı. Video bittiğinde dönüp jin'e bakmıştım. "İyiki hayatımdasın. Seni seviyorum" diyerek kollarımı boynuna dolamıştım. Kollarını belime dolayıp başını boynuma gömmüştü. Gözlerimi kapatıp derin nefes almıştım. Jin kendinden uzaklaştırıp gülümsemişti. Gülümseyip dudağımın kenarını ısırmıştım. Ellerini yanağıma koyup dudağımdan buse alıp geri çekilmişti. Gülümseyip dudağından öpmüştüm.
~~~~~~~~~~~~~~~
Gözlerimi açtığımda jin yanımda uyuyordu. Gülümseyip elimi saçlarına götürmüştüm. Saçlarını okşayıp elimi yüzünde gezdirmiştim. Elini kaldırıp elimin üzerine koyduğunda derin nefes alıp gülümsemiştim. Gözlerini açıp yanağında olan elimi dudaklarına götürüp öpmüştü. "Günaydın" diyerek gülümsemişti. "Günaydın. Hadi kalk işe geç kalma" diyerek gülümsemiştim. "Hiç gidesim yok bu gün evde mi kalsam?" Diyerek yaklaşmıştı. "Yaa hadi kalk işe geç kalma" diyerek doğrulmuştum. Yataktan çıktığımda jin'e bakmıştım. "Jin bana ağrı kesici getirir misin?" Diyerek ona dönmüştüm. Yataktan kalkıp karşımda durmuştu. Biraz eyilip yanağını göstermişti. "Önce ödemeyi alalım" diyerek gülümsemişti. "Yaa hadi gidip ağrı kesicimi getir" diyerek dudaklarımı birbirine bastırmıştım. "Ödemeyi almadan şurdan şuraya gitmem senide göndermem" diyerek yine parmağıyla yanağını göstermişti. Gülümseyip yanağına yaklaşmıştım. Yanağından öpüceğim sıra yüzünü çevirmişti. Yanağından öpüceğime dudağından öpmüştüm. Elini belime koyup kendine çekmişti. Dudağından ayrılıp ona bakmıştım. "Fırsatçı" diyerek gülümsemiştim. Yanağımdan öpüp odadan çıkmıştı.〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİ SEVİYORUM! (SALANGHAE)
Short StoryBen teşekkür ederim. Herşey için çok sağolun. İyiki varsınız. Geçmişimi biliyorsunuz çoğu hüzünle dolu, gerçi hepsi hüzünle dolu orası ayrı bir konu. Ben sizinle bir çok şey öğrendim. Heycanı, gerçek mutluluğu, Aşk'ı, gerçekten gülmeyi öğrendim sizi...