Gözlerimden yaşlar düşmeye başlamıştı. Evin önüne geldiğimizde kapıyı açıp inmiştim. Göz yaşlarımı silip evin kapısının önüne gelmiştim. Kayla yanıma gelip kapıyı açmıştı. İçeriye girip merdivenlerden çıkıp odama girmiştim. Derin nefes alıp dolabın karşısına geçmiştim. Eşyalarıma bakmaya başlamıştım. Omzumda bir el hissedince irkilip elin sahibine bakmıştım. "İyi misiniz?" Diyerek omzumdaki elini çekmişti. "İyiyim sadece" derin nefes alıp ona doğru dönmüştüm. "Duş almalıyım" diyerek gülümsemiştim. "İstersen önce yemek yiyelim sonra duş alırsın" diyerek elimden tutup yatağıma oturtmuştu beni. "Önce bana anlatmak istediğin bir şey var mı ?" Diyerek yanıma oturmuştu. "Bu gece sabah'a kadar oturucağız o zaman anlatsam olur mu?" Diyerek gülümsemiştim. "Evet hem bende sana bir şeyler anlatır dedikodu yaparız" diyerek ellerini birbirine vurmuştu. "O zaman yemek yiyelim" diyerek göz kırpmıştım. Ayağa kalkıp beraber aşağıya inmiştik. "Yemeği beraber yapıcağız" diyerek eline aldığı önlüğü bana uzatmıştı. Elinden önlüğü alıp üzerime giymiştim. "Ne yapıcağız?" Diyerek ona bakmıştım. "Onlar için Jajangmyeon yapıcağım sen ne yapmak istersin?" Diyerek bana bakmıştı. "Menemen" diyerek gülümsemiştim. "Başka istediğin bir şey var mı ?" Diyerek bana bakmıştı. "Ramen" diyerek başımı önüme eymiştim. "Önce bunları yapayım sonra ramen'i yaparım olur mu?" Diyerek gülümsemişti. "Menemeni ben yaparım" diyerek ellerimi birbirine vurmuştum. "Peki o zaman malzemeleri vereyim sana" diyerek dolabı açmıştı. Gerekli malzemeleri tezgah'a koymuştu. Malzemeleri bir kabın içine koyup güzelce yıkamıştım. "Soğan var mı?" Diyerek ona bakmıştım. Gülümseyip tezgahın alt dolabını açıp içinden 2 tane küçük soğan vermişti. Bıçak alıp soğanın kabuğunu soyup güzelce yıkamıştım. Malzemeleri alıp kenarıya çekilmiştim. Kesme tahtasını alıp önüme koymuştum. Biberleri güzelce ve ince kesip bir tabağa koymuştum. Ardından domatesleri alıp aynı biberlere yaptığım gibi ince kesip onlarıda bir tabağa koymuştum. Soğanı doğramaya başladığımda gözlerimden yaşlar düşmeye başlamıştı. Elimin tersiyle yaşı silip soğanları doğramayı bitirmiştim. Soğanları boş tabağa koyduğumda ellerimi yıkayıp derin nefes almıştım. "Sucuk ve yumurta alabilir miyim?" Diyerek kaylaya bakmıştım. Dolabı gösterdiğinde başımla onaylayıp dolabın yanına gitmiştim. Dolabı açıp içinden sucuk ve yumurta almıştım. Sucuğu ufak ufak kesip boş tabağa koymuştum. Yumurtaları boş kaseye kırıp güzelce çırpmıştım. "Ocağı açar mısın?" Diyerek biberlerin olduğu tabağı alıp yanına doğru ilerlemiştim. Tezgahın altından derin tavayı bana uzatmıştı. Tezgahın üzerinde olan ocağı açtığında tavayı açmış olduğu yere koymuştum. İçine birazcık yağ koyduğumda soğanları tavanın içine koymuştum. Tahtadan bir kaşık alıp karıştırmıştım. Soğanlar biraz piştikten sonra üzerine biberleri koymuştum. Biberleri ve soğanları karıştırıp biraz pişmelerini beklemiştim. Biberler ve soğanlar biraz piştikten sonra üzerine domatesleri koymuştum. Onları güzelce karıştırıp sonrasında üzerine sucukları koymuştum. Güzelce piştikten sonra üzerine yumurtayı dökmüştüm. Hepsini pişirme işim bittiğinde tavayı alıp tezgahın başka yerine koymuştum. Kayla ocağı kapatıp bana şaşkınca bakıyordu. "Ne?" Diyerek üzerimdeki önlüğü çıkartmıştım. "Yemek yapabildiğinden şüpheliydim" diyerek başını sallamıştı. "Akşam anlatırım" diyerek göz kırpmıştım. Tavadan boş tabağa menemen koyup masaya geçmiştim. Karnımı güzelce doyurup kaylaya bakmıştım. "Sonunda bitti" diyerek önlüğünü çıkartmıştı. "Acıktın mı ?" Diyerek önümdeki boş tabağı alıp tezgah'a bırakmıştım. Başıyla onayladığında omzuna elimi koyup gülümsemiştim. "Tamamdır o zaman sen yemek ye buraları da ben toplarım" diyerek önlüğü elime almıştım. "Afra hanım olmaz öyle şey" diyerek elimden önlüğü almıştı. "Ya zaten canım sıkılıyor bırakta yapayım işte" diyerek bağırmıştım. Gözlerini büyütüp bana bakmıştı yutkunup elindeki önlüğü üzerine giymişti. "Ahh cidden" derin nefes alıp elimi anlıma koymuştum. "Misafir gibi davranma bana ya! Çok sinir bozucu! Hem ben senin nereden hanımın oluyorum ya bana bir daha hanım deme ismimle hitap edebilirsin!" Diyerek derin nefes almıştım. "İyi misin?" Diyerek elini omzuma koymuştu. "İyiyim! Ama cidden sinirlerim bozuldu!" Diyerek ellerimi tezgah'a koymuştum. "Tamam o zaman sen buraları topla ben yemek yiyeyim" diyerek üzerindeki önlüğü çıkartıp bana uzatmıştı. Gülümseyip önlüğü almıştım. Önlüğü üzerime giyip tabakları yıkamaya başlamıştım. Bütün tabakları yıkadıktan sonra onları güzelce dizip bırakmıştım. Üzerimden önlüğü çıkartıp kaylaya bakmıştım. "Teşekkür ederim" diyerek gülümsemişti. "Tabağınıda kendin yıkarsın" diyerek önlüğü ona uzatmıştım. Gülümseyip önlüğü almıştı. Bende gülümseyip yanına oturmuştum. "Gruptakileri çağırayım da yemek yesinler o ara da sen duş alırsın" diyerek gülümsemişti. Başımla onaylayıp ayağa kalkmıştım. Kayla tabağını tazgah'a bırakıp içeriye gitmişti. Bende kalkıp odama çıkmıştım. Kıyafetlerimi hazırlayıp yatağımın üzerine koymuştum. Arkamı döndüğümde kayla elinde bornozla bekliyordu. Yanına gidip elinden bornozu almıştım. Odadan çıkıp koridorun sonundaki odaya doğru ilerlemiştik. "Burada duşunu alıp odaya geçebilirsin ben aşağıya inip grubun yanında olucağım" diyerek gülümsemişti. Başımla onaylayıp içeriye girmiştim. Kapıyı kapatıp kilitlemiştim. Üzerimdekileri çıkartıp hemen kısa bir duş alıp çıkmıştım. Bornozu bedenime sarıp kapıyı açıp lavabodan çıkmıştım. Odama geçip kapıyı kapatmıştım. Üzerime kıyafetlerimi giyip saçlarımı taramıştım. Saçlarımı dağıtnıp odadan çıkıp aşağıya inmiştim. Oturma odasına geçtiğimde herkes oturma odasında oturuyordu. "Afra gelmişsin. Bizde film izliyecektik gel sende katıl" diyerek omzuma ellerini koymuştu. Başımla onaylayıp oturma odasına girmiştim. Kaylayla beraber boş yere geçip oturmuştuk. Kapı çaldığında jin kalkıp odadan çıkmıştı. "Battaniye var mı? Hem hangi film'i izliyoruz?" Diyerek kaylaya bakmıştım. "Battaniyeyi hemen getiriyorum ve korku film'i izliyeceğiz" diyerek gülümsemişti. Yutkunup başımla onaylamıştım. Kayla yanımdan kalkıp odadan çıkmıştı. Jin yanında bir kızla içeriye girmişti. El ele tutuşuyorlardı. Gözlerimi kırpıştırıp gözlerimi onların üzerinden çekip koltuğun sonuna oturmuştum. Koltuğun koluna yaslanıp derin nefes almıştım. Kayla elinde battaniyeyle geldiğinde yanıma gelip oturmuştu. Kaylanın elinden battaniyeyi alıp üzerime örtmüştüm. Başımı elimin üzerine yaslayıp televizyona bakmıştım. "Afra" diyerek kulağıma fısıldamasıyla ona bakmıştım. Doğrulup başımı önüme eymiştim. "İstersen biz film'i izlemeyelim?" Diyerek fısıldamıştı. "Neden?" Diyerek ona bakmıştım. "Işıkları kapatıcaklar falan ya korkmazsın dimi?" Diyerek endişeyle bana bakmıştı. Üzerimden battaniyeyi alıp kaylaya bakmıştım. "Mutfağa gidelim. Hem bir şeyler içeriz" diyerek ayağa kalkmıştım. "Gidelim" diyerek koluma girmişti. Beraber mutfağa geçmiştik. Masaya oturmuştuk. Kayla mutfağın kapısını kapatıp karşıma oturmuştu. "Merak etme onlar buraya gelmezler istediğini anlatabilirsin" diyerek gülümsemişti. Başımla onaylamıştım. "Belkide ilk defa birine hayatımı anlatıcağım" diyerek gülümsemiştim. "Merak etme sırrın bende güvende olucak söz veriyorum" diyerek ellerini masanın üzerine koymuştu. "Aslına bakarsan bende pek geçmişim hakkında bilgi sahibi değilim. Annem ve babam yani şuanda anne ve baba dediğim kişiler annem ve babam değiller" diyerek derin nefes almıştım. "Nasıl yani?" Diyerek şaşkınca bana bakmıştı. "Öz annem ben daha 4 yaşındayken ölmüştü. Öz babam sa 6 yaşındayken ölmüştü. 6. Yaşım ve 10. Yaşım arasını hatırlayamıyorum! Yani 4 seneyi hatırlamıyorum. Korkularım ise 10 yaşındayken başlamıştı sebebini bende bilmiyorum. Ne zaman kapalı bir alanda kalsam halisülasyonlar görüyorum. Ya da bazı geceler kabuslar görüyorum" diyerek başımı önüme eymiştim. "Psikoloğa göründün mü?" Diyerek ellerini kendine çekmişti. "18 yaşına geldiğimde hastaneye yattım benim bir deli olduğumu düşünüp tımaraneye götürdüler" diyerek gülmüştüm.〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİ SEVİYORUM! (SALANGHAE)
Short StoryBen teşekkür ederim. Herşey için çok sağolun. İyiki varsınız. Geçmişimi biliyorsunuz çoğu hüzünle dolu, gerçi hepsi hüzünle dolu orası ayrı bir konu. Ben sizinle bir çok şey öğrendim. Heycanı, gerçek mutluluğu, Aşk'ı, gerçekten gülmeyi öğrendim sizi...