3.4

78 33 52
                                    

"Y-yok fazlada şaşırmadım yanii. Niye ş-şa-şırayım ki yani dimi."

"Evet, evet belli."

Oturduğu yataktan kalkıp yanıma geldi. Ellerini belime dolayıp konuşmaya başladı.

"Ne yani istediğin, hayal ettiğin gibi değil miyim yoksa."

"Hayır değilsin."

Çünkü beklediğimden daha yakışıklısın.

"Senden nefret ettiğimi söylemiştim nedenini hâlâ merak ediyor musun?"

"Evet."

Seslerimiz fısıldar gibi çıkıyordu.

"Baran iti senin eski sevgilin dimi?"

"Evet."

Adını duyar duymaz gözlerimin dolduğunu hissettim. Belki yanağımdan süzülüyordur yaşlar. Bilemiyorum.

"Heyy, heyy bunu ağlaman için söylemedim. Yapma ama o ismiyle bile hâlâ seni ağlatabiliyor mu cidden?"

Sımsıkı sarıldım beline. Zaten boyum kısaydı belinin biraz üstlerine geliyordum. Sevgiye muhtaç gibi sarıldım... O da 'herşey geçecek' der gibi sarıldı bana. Kafam göğsüne değiyordu.

"Hey şapşal ağlama artık. Ben de üzülüyorum bak uvuvuvuuvuv."

"Haha ne komik."

Ellerimi yumruk yapıp karnına vurdum. Ağzından bir kahkaha fırladı. Sanki hiçbirşey yapmamıştım. Gayet rahattı. Ahhh elim, elim. Offf.

"Elin kırılmadı umarım."

"Bilmiyorum? Sanmam."

"Emin misin?"

"Olum sen harbiden çatlaksın heee."

"Kimin çatlağı?"

"Ne bileyim ben be. Allah sahibine bağışlasın ne diyim?"

"Amin, amin."
*
Koltuğa oturdum, O da yanıma geldi. Camdan dışarı bakarken konuşmaya başladı.

"Cemre sana üzülmeyeceğini bilsem sana birşeyler anlatırdım ama..."

"Ama ne? Ben güçsüz müyüm? Yoksa çabuk kırılan bir kalpten farksız mıyım?"

"Bak, sen gerektiğinde acayip güçlü olabilirsin ama söyleyeceklerim seni tahmin bile edemeyeceğin kadar kırabilir ve ben bunu göze alamam."

"Söyle.."

"Beni ne kadar üzecek olursa, olsun söyle. Sence de bu zamana kadar fazlasıyla üzülmedim mi?"

"Hayır, söylemeyeceğim."

"Beni nereden tanıyorsun?"

"Baran'dan."

"Nasıl yani?"

"Anlatmayacağım demiştim ama.."

"Söyleeee..."

"Peki,"

"Baran seni sevmiyordu, hatta hiç,"

"Ben seni liseye başladığın andan beri biliyorum. Baran'dan hiç haz etmiyordum, hiç etmedim de. Annelerimiz yakındı. Bir keresinde onların villasına gittiğimizde biz bahçede oturuyorduk, sürekli sorular soruyordu bana. Seni ona anlattım. Ne kadar mankafalıys..."

"Hayır, sen çatlasın. Devam et..."

"Ne kadar çatlaksam artık.. fazlasıyla içiyordu ve bana şunları dedi: 'Bir gün o kızla tanışacağım onu sevmediğim halde onun beni sevmesini sağlayacağım ve sonra onu terk edip hayatıma devam edeceğim. Sadece beni düşünecek ve sen onun karşısına bile çıkamayacaksın..' demişti nefret dolu sesle ama bak ben şuan senin karşındayım ve sana gerçekleri anlatıyorum. Sen inanır mısın bilemem ama gerçekler bunlar Şapşiğim... Sen hangisine inanmak istersen inanabilirsin."

"Beni sevmiyordu, hiç mi sevmedi peki? 2 sene boyunca bir kere bile mi?"

"Bilemiyorum, tek bildiğim birşey var o da senin sonsuza kadar yerinin benim yanımda olması ve benim seni gökyüzündeki güneş sönene kadar sevecek olmam."

"Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?"

"Ya seni sevmezsem?"

"Cevabını ikimizde biliyoruz cemre, sana mesaj attığımda karnında kelebeklerin uçtuğunu ikimizde biliyoruz. Haksız mıyım?"

Sustum. Cevabını bilmiyordum. Ben onu seviyor muydum?

------🎶------
(🥖sonraki bölüm yakında gelecek🥖)
*Bölüm Biraz uzun oldu, olsun..*
Seviliyorsunuzzz...

Yıldızların AltındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin