2.

8.5K 610 727
                                    

Selamm nasılsınız?

Oy verip yorum yaparsanız beni mutlu edersiniz. 🥰

Keyifli okumalar ♥️

"Nihan'la çocukluktan beri tanışıyoruz, keza ailesiyle de. Son birkaç ayda görüşme, nişan falan oldu. Yalan yok Nihan iyi kızdır ama ailesi tam bir para emici. Eminim, annemden babamdan rezil olma parası bile almışlardır."

Devam etmesini bekledim. Derin bir nefes aldı ama konuşacak gibi durmasına rağmen konuşmadı.

"Düğünden önce niye ayrılmadın ki? Düğünde terk edilmek ne kadar boktan bir durum. Kendimi o kızın yerine koyunca berbat hissediyorum."

Sol elini sıkıntıyla saçlarından geçirdi.

"Ne desen haklısın. Ben de kendimi kötü hissediyorum ama düğüne kadar fark edemedim nasıl insanlar olduklarını. İyi ki nikâhla düğünü birlikte yapacaktık."

Masadaki gözlerini kaldırıp bana dikti ve dudaklarını yaladı.

"Düğünden önce annesiyle babasının konuşmalarına şahit oldum. Takılardan konuşuyorlardı. Bizden çok onlar için paralar önemliydi."

Elinin birini yumruk yapıp büktü. Aşağı doğru salladı.

"Kendi kendime dedim ki 'ulan Ali, başını yakacaksın, iliğini kurutur bunlar senin'. Düğünden sadece yarım saat önce şahit oldum bunlara. Ne yapacağımı bilemedim, ani bir karar verip kaçtım."

Gerçekten film gibiydi. Peki ya bundan sonra ne yapacaktık ki? Kimdir, necidir bilmediğim bir insanla aynı evde kalmak benim için korkutucuydu.

Kollarımı masanın üzerinde üst üste koyup başımı yasladım. Bir yandan da düşünüyordum. Polise gidemezdik, bu çok saçmaydı. Ne diyecektim, evime zorla girdi mi?

"Ne düşünüyorsun?"

"Hiiiç." dedim uzatarak.

"Bu kadar düşünmene gerek yok. Senin için bu kadar büyük bir sorunsa giderim ben. Zaten yaptığım aşırı saçmaydı, boşver."

Kendi kendini gaza getirip ayaklanan Ali'ye ağzım beş karış açık, hayretle bakakaldım. Ne oldu ki şimdi?

"Dur, dur, dur."

Omzundan çekmeye çalışırken, öne itip omzunu benden kurtardı. Yine de durdu. Ajitasyon mu yapıyordu, ciddi miydi?

"Ben sana bir şey söylemedim ki! Ne oldu birden bire."

Kalktığı sandalyeye geri oturdu. Gözleri dolmuştu.

"Kendimi çok çaresiz hissediyorum. Ben gerçekten ne yapmam gerektiğini bilmiyorum."

"Ah, ağlama, tamam."

Ellerini yüzüne kapatıp oturmaya devam etti. Arkadan yaklaşıp sırtını sıvazladım.

"Geçici olarak burada kalabilirsin, üzülme bir yolunu buluruz."

Beni duyduğuna dair bir belirti göstermeyince birkaç dakika daha başında durup masayı toplamaya başladım.

"Masayı siliyorum, kolunu kaldırır mısın?"

Dirseklerini bulunduğu yerden çekip kollarını birbirine bağladı. Sandalyeye de sırtını yaslamıştı. Yaptığım işe geri döndüm. Sonuçta birinin de sofrayı kaldırıp bulaşıkları yıkaması gerekiyordu, değil mi?

Sıcak suyla bulaşıkları yıkayıp ocağı da sildikten sonra odama gitmek için koridora adımladım.

"Bekle, Duha."

MİSAFİR - B×BHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin