Selamm ♥️
Oy verip yorum yapar mısınız? Okunma oranına göre çok düşük 💆🏻♀️
"Ali. Artık konuşabilir miyiz?"
Televizyonun sesini açtı. İki gündür böyleydi. Benimle aynı ortamda bulunmaktan itinayla kaçınıyor, asla kulağından kulaklığı çıkarmıyor, konuşmaya başladığımdaysa beni dinlemediğini göstermek için televizyonun sesini açıyordu.
"Ama sana anlatmaya çal- YUH! Daha ne kadar açacaksın o sesi merak ediyorum."
Kaşlarını çatmış kumandaya basarken neredeyse parmağını kıracaktı. Önünden geçip televizyonu kapattım. Kesinlikle komşular şikayete gelecekti. Bir iki saniye suratıma bakıp kumandayı kanepeye fırlattı. Ayağa kalkınca önüne geçtim.
Sağa adım attı, ben de sola attım.
Sola adım attı, yine önüne geçtim.
"Çekil."
"Yo."
"Ne demek yo ya!"
Kolundan çekip kanepeye oturttum. Debelenmeye başladı. Sanki zorla tutuyordum evde.
"Uslu dur bağlarım yoksa."
Şaşkınlıktan kımıldamayı kesti. Cidden yorulmuştum onu engellemeye çalışırken. İki gündür trip yiyecek bir şey yapmamıştım bence.
"Benim evime gelmen tesadüf değildi, değil mi?"
"Ne diyorsun sen yine ya?"
Çok sinirlenmiştim. Bilmezden gelmesi beni çıldırtmıştı. Kaşlarımı o kadar çatmıştım ki gözüme girecekti.
"Anladın bence." Dedim imalı bir tonda.
"Bana ima yapma, açık açık anlat ne demek istiyorsan!"
Sesli bir nefes verdim. O da beni tekrar etti.
"Oturalım öyle konuşalım. Anlatacağım sana ben."
"İyi." deyip benden önce oturdu. Kollarını göğsünde bağladı. Kapının önünde onun hızına hayran kalıp kafamı sağa sola salladım. Sonra da yanına oturdum.
"Evet, dinliyorum." dedi merakla.
"Bugün patronum Mehmet Bey, bir arkadaşıyla pastaneye geldi. Rızaymış adı, tanıyorsundur. Çıkmak üzereydim o sırada. Konuştukları konu dikkatimi çektiğinden dinledim biraz. Levent diye birinin oğlunun nikahtan kaçtığını söyledi. Ali'ymiş adı. Senin hakkında konuşuyorlardı. Rastlantılar bana garip geliyor. Bundan dolayı benim de aklıma beni bilerek seçtiğin geldi. Sen de bu şekilde düşünürdün."
Sonlara doğru sesim iyice içime kaçmıştı. Beni dinlerkenki bakışlarının kırılganlığından mı, bilmiyorum acayip bir his sarmıştı bedenimi.
"Babamla tanışıyorlarmış. Ben tanımıyorum o isimlerde kimseyi."
Omuz silktim.
"Yalan söylediğimi düşünüyorsun." dedi müthiş bir sakinlikle.
Sanki az önce delirmiş gibi bağıran biz değilmişizcesine sükûnet küçük evimin salonuna bir bomba gibi düşmüştü.
Soru sormamıştı. Cevap da beklediğini sanmıyordum. Yine de cevap verdim. Tereddütlü bir baş sallama hareketiyle kısa bir 'evet' dedim. Mavi gözlerinden geçen hayalet denecek bir hayal kırıklığı başarıyla gömüldüğünde bir şey söyleme ihtiyacı duymadan odaya gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİSAFİR - B×B
Teen FictionDuha, yalnız yaşayan ve küçük bir pastanede kasiyerlik yapan bir gençti. Bir gün işten boş eve geldiğinde çok içten bir dua etti ve Yaratıcı bu isteğini geri çevirmedi. Evet, Duha sessiz evinde birinin ayak sesini işitmek istiyordu ama bir konuda he...