Selam, naber? Ben uykulu.
Bu bölümü gece yarısı yazdım yanlışlarım varsa affola. 🥺
Son bölümümün okunma oranı ilk bölümün dörtte biri. Hayır ağlamıyorum gözüme ilk bölümde okumayı bırakanlar kaçtı.
Güne beklemediğim bir şekilde başlamıştım. Burnumun ucunda başka bir burun, anlık hafıza kaybıyla kimin olduğunu anlayamadığım dağınık saçlar ve aralık pembe dudaklar...
Kafamı geri çektiğimde uyumadan önceki son konuşmalarımız zihnimde canlanmaya başlamıştı. Sadece ton farkı olan yastığın üzerinde birbirine karışmış saçlarımızı görünce elimde olmadan gülümsedim.
Birkaç dakika sonra o çirkin uyandırma sesi tekrar çalmaya başlayınca yastığın altındaki telefonu çekip alarmı kapattım. Kalkma sebebimi anlamıştım.
Sesten rahatsız olup kımıldanınca uyanacak sandım ama o yüz üstü yatıp elini yastığın üzerinde açık duran elimin üzerine koydu.
Bir süre şaşkın şaşkın bir ellerimizi bir dönmesinin etkisiyle kayan yorgandan açıkta kalan sırtını izledim.
Parmaklarını kıpırdatıp avcumun üzerinde rastgele duran parmaklarını benimkilerden geçirdi. Yutkunup şoktan depar atan kalbimi dinledim. Ali uykusunda beni baya şaşırtmıştı.
Onu uyandırmamaya çalışarak elimi çektim. Anında elini kendine çekip yana döndü. Ellerini bacaklarının arasına soktu.
Sırtından sıyrılan kıyafetini düzeltip yorganı üzerine yerleştirdim. Biraz daha durursam geç kalacaktım. Hem Selçuk da gidecekti, kahvaltı yapmamız gerekiyordu.
Lavaboya gidecekken uykulu bir şekilde Selçuk göründü. Beni görünce kocaman gülümsedi.
"Günaydın canım kankam. Saçların çok güzel."
Gülüp itekledim.
"Günaydın yalaka. Ne zaman uyandın sen?"
Elini sallarken ohoooo diye bir ses çıkardı.
"Annem sabah ezanında ayağa diktiği için alıştım erken uyanmaya."
"Tamam, sen giyin. Ben hazırlayınca çağırırım."
"Olmaz ya! Sen de giyineceksin daha. Hazırlarız birlikte."
"İyi bakalım aslan parçası."
Sırtıma dostça vurup beni gönderdiğinde ayılmak için hızlı bir duş aldım.
Banyoda asılı duran beyaz bornozu üzerime geçirip odaya girdiğimde hızlı hareket etmeye özen gösteriyordum. İç çamaşırımı giyip bornozu yere bıraktım.
Ali'nin üzerinden eğilip telefonumdan saate baktığımda 1 saatten fazla zamanım olduğunu fark edip derin bir nefes aldım.
Seri bir şekilde dolaptan kemeri üzerinde duran mavi bir kot pantolonu kalçama oturtup fermuarını çektim. Saçlarımı havluyla kurutmama rağmen ıslaktı. Bu saatte saç kurutma makinesini çalıştırmak istemesem de banyoya dönüp ayna karşısında hafif nemli kalana kadar kuruttum.
Odaya dönüp üzerime beyaz bir bluz ve lacivert, kareli oduncu gömleği de çekip çoraplarımı giydim. Saçlarımı da güzel bir topuz yaptığımda kendimi beğeniyle süzdüm.
Tam telefonu alıp çıkacağım sırada komodinin üzerinde duran metal zincir dikkatimi çekti. İzinsiz alıp almamak konusunda kararsız kalsam da zinciri boynuma takmıştım. Umarım Ali çok kızmazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİSAFİR - B×B
Teen FictionDuha, yalnız yaşayan ve küçük bir pastanede kasiyerlik yapan bir gençti. Bir gün işten boş eve geldiğinde çok içten bir dua etti ve Yaratıcı bu isteğini geri çevirmedi. Evet, Duha sessiz evinde birinin ayak sesini işitmek istiyordu ama bir konuda he...