7.

4.7K 374 329
                                    

HAYIRLI BAYRAMLAR CANLARIMMMMMMMM 🖤

BU DA BENDEN SİZE MİNİK BİR BAYRAM HEDİYESİ OLSUN, HEPİNİZİ ÖPÜYORUM..

Ali

Duha büyüttüğü gözlerini ikimizin arasında gezdirip en son Nihan'da sabitledi. Üçümüzün arasında saçma sapan bir bakışma geçerken benden önce davranıp kapıyı tamamen açtı.

"Iı.. içeri gelsene."

Nihan dik omuzlarıyla, ayakkabısını bile çıkarmadan içeri girdi. Geçerken onu durdurdum.

"Bir dakika. Ayakkabılarını çıkarsan iyi olur, evimiz kirlenmesin."

Yüzüme bakmaya devam ederken siyah topuklu botlarını ayağından çıkardı. Takma kirpikli kahve gözleri ayakkabı rafını bulduğunda beyaz spor ayakkabımın yanına iliştirdi.

İçeriye girmeden bizi bekledi. Çiçekli, mavi elbisesi, bol makyajı ve özenli saçlarıyla ikimizin şu anki paspal hâlinden oldukça uzaktı.

Duha eliyle salonu gösterip, ki iki oda bir salonu vardı zaten, ağır adımlarla kanepenin başlığına oturdu. Nihan karşıma geçtiğinde Duha'nın yanına oturdum. Böylece o benden yukarıda kalmıştı.

Gergin olduğum için bacağımı titretirken omzumda hissettiğim hafif dokunuşla ona döndüm. Bana güven verici bir gülümseme sunduğunda ben de karşılık verdim.

Kafamı önüme çevirdiğimde Nihan'ın garip bakışlarının ikimiz arasında gidip geldiğini gördüm. Bakışlarımız kesişince duruşunu dikleştirip ağzını araladı.

"Konuşacağımız konu çok önemli, Duha izin verirse sadece ikimiz olsak daha uygun olur diye düşünüyorum."

Bu dediğiyle Duha ayaklanmış, sağ tarafıma vuran sıcaklığı kaybolmuştu. Üzerini çekiştirip ikilemde kalmış suratını bana çevirdi. Belli belirsiz başımı salladım. Benim kararımda da en az onunki kadar tereddüt vardı. Çünkü o gittiğinde savunmasız kalacaktım.

"O zaman ben odamdayım."

Sanki Nihan'a bakmazsam yok olacakmış gibi gidene kadar sırtını seyretmiştim. Boş duvarlarla karşı karşıya kaldığımda mecburiyetle önüme döndüm.

"Neden Ali?"

Dikleştirdiği sırtı kamburlaşmış, az önce canlı bakan gözleri bir anda buğulanmıştı. Ağzımı birkaç kez açıp kapattıktan sonra kuru bir fısıltıyla

"Ne neden?" dedim.

"Bunu bana neden yaptın? Beni ne kadar rencide ettiğinin farkında mısın? Günlerce kendime gelemedim. Kaç kişinin acıyan gözlerine maruz kaldım, biliyor musun?"

Yutkunmaya çalıştım. Sanki çiviler vardı.

"Özür dilerim." diyebildim sadece.

"Ben düğününde terk edilmeyi hak edecek biri değilim, Ali. Hiç kimse hak etmez. Anlat, lütfen. Anlat ki ne için üzüldüğümü bileyim."

Suçlulukla başımı yere eğdim. Hayatımda ilk defa kendimi düşünerek hareket etmiştim, onu da elime yüzüme bulaştırmıştım.

"Anlık gelişti, ne yapacağımı bilemedim. Çok özür dilerim Nihan. Ben sadece korktum. Evlenmek istemedim ama bunu ailem kabul etmeyecekti. Onları biraz olsun tanıyorsan uydurmadığımı bilirsin."

Burun çekme ve küçük bir iç sesi duymamla kafamı kaldırmadan çekingence gözlerimi yukarı kaldırdım. O da benim gibi yere bakıyordu.

"Neden daha önce gitmedin? Bana hiçbir şey söylemedin."

MİSAFİR - B×BHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin